Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/188 E. 2018/32 K. 08.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2017/188 Esas
KARAR NO : 2018/32

DAVA : Markanın İadesi
KARAR TARİHİ : 08/02/2018

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan markanın iadesi davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
TALEP / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkilinin 12.12.2015 tarihinde …….. kurduğunu, şirketin %50 sermayesinin müvekkiline, %25’er sermayesinin ise………… ait olduğunu, şirketin iştigal konusunun tülbent ve yazma imalatı olduğunu, müvekkilinin bu imalatı 60 yıldır deden babaya, babadan oğula sürdürdüğünü ve ……… olarak bir marka oluşturduğunu, müvekkilinin kendi adına olan ve piyasada çok bilinen 18 adet markayı bu ortaklığa istinaden şirketin menfaayine ve lehine kullanacağından dolayı gerçek değerinin çok altında sembolik bir rakam olan 1.200,00 TL bedelle …….. devrettiğini, bu ortaklığın üzerine Bursa’da bulunan fabrikayı ortakların talebi üzerine …….. taşıdığını, ancak ………. firma ortaklarının kendi adların ………. isimli bir firma kurduklarını, müvekkilinin kendi imkanları ile ……….adına çalıştığını ve şirketi kara geçirdiğini, ancak müvekkilinin diğer ortaklarının şirketi temsil yetkisine müşterek imzaları ile yetkili kıldıklarını, bu nedenle şirketin diğer ortaklarından ……. müşterek her türlü kararda müvekkilini pasifize ettiklerini, şirketi temsil yetkisi diğer ortaklarda olunca 31.12.2016 tarihinde bilanço karının müvekkiline ödenmediğini, ortakların fabrikanın tamamını kendi adlarına geçirdiklerini ve müvekkilinin fabrikasına el koyduklarını, müvekkilinin adına kullandıkları 18 adet markanın şirket ortaklığı sürescinde……… adına kullanılması gerekirken şirketin diğer ortaklarından ………. müvekkilinin markası olan ………… tarihinde kendi adına tescil ettirdiğini, bu nedenlerle müvekkilinin sembolik rakamla davalı şirkete verdiği 18 adet markanın kıymet takdirinin yapılarak çıkacak bedelin müvekkiline ödenmesine, aksi takdirde markaların müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davanın 6769 sayılı SMK’nun 29 ve 7.maddesinde sayılan marka hakkına tecavüz fiilleriyle hiç bir ilgisi bulunmadığını, tarafların ortağı oldukları şirketi güçlendirmek için markalarını şirkete devrettiklerini, aynı tarihte davalı şirket…………… markalarının da devredildiğini, ancak davacının bunlardan hiç bahsetmediğini, davacının belirttiği 18 adet markanın……….esas unsurlu markanın uzantıları olduğunu, davacının ortağı olduğu şirkete dava açtığını, dolayısıyla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, Mahkememizin davaya bakmada görevli olmadığını, bu sebeplerle görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E / Davalı tarafın görev itirazında bulunduğu anlaşılmakla; görev itirazının kamu düzeni ile ilgili olduğu, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi resen de dikkate alınabileceği gözönüne alınarak , davacı vekilinden dava konusunu ve netice-i talebini açıklamasını istenmiştir.
Davacı vekili 10/01/2018 tarihli dilekçesinde;” dava konusu 18 adet
markanın hile ve desise ile kendisinin de %49 ortak olduğu davalı şirkete sembolik bir rakamla devrinin yapıldığını,şirketin diğer ortaklarının %51 çoğunluk hisseye sahip olduklarını,her türlü işlemi kendi lehlerine kullandıklarını, müvekkilini göstermelik yönetim kurulu üyesi yapmalarına rağmen markaları kullanırken ve 2 adet markayı da şirket bünyesinde diğer şirketlere devrederken iznini ve muvaffakatını almadıklarını, müvekkilinin mağduriyetinin giderilmesini,yargılama sonunda batışın iptalini ve 18 adet markanın iadesini mümkün olmaması halinde rayiç bedelinin tespit edilerek müvekkiline ödenmesini talep ettiğini” beyan etmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 156/1.maddesinde “Bu Kanunda öngörülen davalarda görevli mahkeme, Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi ile Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesidir.” hükmü yer almaktadır.
Türk Ticaret Kanununun 4.maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu kanundan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.” hükmü yer almakta olup, aynı Kanunun 5.maddesine göre “aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla” görevlidir hükmü yer almaktadır.
Davacının, davalı şirkette %49 oranında hissedar olduğu, davaya konu markaların ortağı olduğu davalı şirkete davacı tarafça devredildiği her iki tarafın da kabulündedir. Ticaret sicil kaydından davacının davalı şirkette yönetim kurulu üyesi olduğu anlaşılmaktadır. Davacı vekilinin açıklayıcı dilekçesinde de, kendisinin hile ve desiselerle kandırılarak devir yaptırıldığını beyan ettiği, davalılar vekilinin davacının ve davalının şirketi güçlendirmek adına tescilli markalarını sermaye olarak şirkete devrettiklerini beyan ettikleri ibraz edilen dilekçelerden anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 6769 Sayılı SMK hükümlerinden doğan markadan kaynaklanan haklara ilişkin davalardan bulunmadığı, TTK 342 ve 343. Maddeler gereğince , şirket tüzel kişiliği ile ortağı arasında doğan TTK 4. Madde gereğince ticari davalardan bulunduğu anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve 2 hafta içerisinde talep üzerine dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-6769 SAYILI SMK 156/1 maddesi ve TTK 4-5 maddeleri gereğince mahkememizin görevsizliğine,
2-HMK 20 madde gereğince karar kesinleştiğinde ve iki hafta içerisinde talep edildiğinde dosyanın GÖREVLİ İSTANBUL ANADOLU TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK 331 mad. Gereğince yargılama giderlerinin davanın esası ile birlikte değerlendirilmesine,
4-İhtiyati tedbir kararına itirazın görevli mahkemece değerlendirilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 331/2. maddesi gereği vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya görevli mahkemede devam edilmemesi durumunda, talep halinde dosya üzerinden durumun tespiti ile vekalet ücretinin ve yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı