Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/183 E. 2018/274 K. 17.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/77 Esas
KARAR NO : 2018/254

DAVA : Markanın Kullanmama Nedeniyle İptali
DAVA TARİHİ : 30/06/2010
KARAR TARİHİ : 10/07/2018

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan markanın kullanmama nedeniyle iptali davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
TALEP / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili şirketin tekstil ve hazır giyim alanında dünya çapında üretim yapan 1983 yılında kurulan bir şirket olduğunu, “……..” markasının 14/05/1984 tarihinden itibaren koruma altına alarak tescil ettirdiğini, davalı şirket tarafından tescil ettirilen “…….” markası, müvekkil şirketçe tescil ettirilen ve tanınmış hale getirilen “……. markası ile birebir aynı olduğunu, markanın 556 sayılı KHK’da belirtildiği şekilde 5 yıldan uzun bir süredir kullanılmadığını, bu sebeplerle davalı adına tescilli olan …… başvuru, …….. tescil nolu …….” markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinini dava ve talep etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili adına tescilli olan “…….” markasının gıda ürünlerini sarıp, korunması sebebi ile streç film ve alüminyum folyo emtiaları için marka olarak tescil ettirildiğini, ancak ticari sebepler söz konusu olduğundan projeyi bir süre ertelemek zorunda kaldıklarını, şartların olgunlaşması ile birlikte 2010 tarihinden itibaren…….. markalı streç film ve alüminyum folyo emtialarının Türkiye çapında piyasaya sürüldüğünü, davacı tarafın markaları ile karıştırılmasının mümkün olmadığını, müvekkili adına tescil edildikten 14 sene sonra açılan bu hükümsüzlük davasının suiyinetli bir hareket olduğundan bahisle mesnetsiz ve kötü niyetle ikama olunan iş bu davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava davalı adına tescilli ….. tescil numaralı “…..” ibareli markanın kullanmama nedeniyle 556 sayılı KHK’nun 14.maddesi gereğince iptali ve TPE sicilinden terkini davasıdır.
Davacı tarafından davalı aleyhine ….. tescil numaralı “….” ibareli markanın tescil tarihinden itibaren 5 yıl süre ile kullanılmadığı iddiası ile Mahkememizin …. Esas, …. Karar sayılı dosyaları ile iptal davası açıldığı, Mahkememizce “Yargılamanın devamı esnasında davaya konu markanın davalı …….. devri nedeniyle HMK. 125 uyarınca davacı vekilinin markayı devralana yönlendirmeye ilişkin dilekçesi kapsamında davalı sıfatıyla …. .Ş.’ye tebligat yapılmış olup, mahkememizce celp edilen TPE kaydında 27/09/2013 tarihi itibari ile …….. devrinin gerçekleştiği anlaşılmakla, 556 sayılı KHK’nın madde 14 hükmü uyarınca markanın kullanma zorunluluğuna uymamanın sonucunda markanın iptali yaptırımı getirildiğinden ve 14 madde uyarınca markanın tescil tarihinden itibaren 5 yıl içinde haklı bir neden olmaksızın kullanılmaması veya bu kullanıma 5 yıllık bir süre için kesintisiz ara verilmesi halinde marka iptal edilir hükmü çerçevesinde dosyaya ibraz olunan evrakların incelenmesinde dava konusu markanın davacı tarafa lisans verilmesinin 556 sayılı KHK’nın 4/c maddesi anlamında kullanıldığının kanıtlandığı iddia edilmiş olsa dahi tek başına lisans sözleşmesi ve dosya kapsamında bulunan 22/02/2010, 23/02/2010, 24/02/2010 ve 25/02/2010 tarihlerini kapsaşan 6 adet faturanın markanın ciddi ve sürekli bir şekilde kullanım niteliğinde olmadığı mahkememizce kabul edildiğinden markanın tescil tarihi de göz önünde bulundurulduğunda 5 yıllık süre geçmiş olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, davalının ……. başvuru ve ……. tescil nolu markasının iptaline ve TPE sicilinden terkinine karar verildiği, kararın Yargıtay ……..Hukuk Dairesinin 22/11/2017 tarih, 2016/4645 Esas, 2017/6464 Karar sayılı ilamları ile “Dava, kullanmama nedenine dayalı markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde, 556 sayılı KHK’nin 42/1-c maddesinin Anayasa Mahkemesinin 09.04.2014 gün ve 2013/147 esas ve 2014/75 karar sayılı kararı ile iptal edildiği gözetilerek 556 sayılı KHK’nin 14. maddesi gereğince dava konusu markanın 03. sınıfta bazı ürünler yönünden kullanmama nedeniyle iptaline karar verilmiştir. Ancak, karar tarihinden sonra 06.01.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.12.2016 gün ve …. esas ve….. karar sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nin 14. maddesinin de iptaline karar verilmiştir. Bu durumda, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.” denilerek bozulduğu, Mahkememizce bozmaya uyularak yargılamaya devam edildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili mahkememizin önceki kararında direnilmesini, davalı
vekili de bozma ilamına uyulmasını talep etmiştir.
Davalı vekilinin Ticaret Sicil Gazetesi örneğini ve vekaletnamesini ibraz
Ederek, davalı şirketin şirket birleşmesi ile ünvanının değiştiğini ,ünvanın…….. Olarak düzeltilmesini talep ettiği görülmüş sunulan belgeler incelenmek suretiyle davalı şirketin ticaret ünvanı UYAP’tan düzeltilmiştir.
Yargılamanın devamı sırasında, temyiz aşamasında Anayasa Mahkemesi’nin 14.12.2016 tarihli, 2….. Esas- … Karar sayılı ilamı ile; davanın hukuken dayanağı olan 556 sayılı KHK’nın 14.md.sinin, Anayasa’nın 35.maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen “herkesin, mülkiyet ve miras haklarına sahip olduğu”, ikinci fıkrasında düzenlenen ” bu hakların, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabileceği”, üçüncü fıkrasında “mülkiyet hakkının kullanılmasının toplum yararına aykırı olamayacağına” ilişkin düzenleme ile Anayasa’nın 91.maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen “…sıkıyönetim ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere, Anayasa’nın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan siyasi haklar ve ödevler hanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemeyeceğine” ilişkin düzenleme nedeniyle, mülkiyet hakkının da KHK ile düzenlenmesi mümkün olmadığından iptal edildiği ve Anayasa Mahkemesi’nin kararının 06.01.2017 tarihli resmi gazetede yayınlandığı anlaşılmıştır.
1982 Anayasası 153.md.nin beşinci fıkrasında “iptal kararlarının geriye yürümeyeceği” ifade edilmekle, verilen iptal kararının tamamlanmış hukuki durum yada olaylara etkili olacak şekilde geçmişe dönük olarak uygulanması mümkün bulunmamaktadır. Ancak karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalarda uygulanacağında ihtilaf bulunmamaktadır.
Anayasa Mahkemesinin iptaline karar verdiği 556 Sayılı KHK 14/1.madde de “Markanın tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde,haklı bir neden olmadan kullanılmaması veya bu kullanıma beş yıllık süre için kesintisiz ara verilmesi halinde marka iptal edilir” düzenlemesi mevcuttur.
Davanın hukuki dayanağı olan 556 sayılı KHK 14.maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin kararı ile iptal edilmesi nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava yargılamanın devamı sırasında yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesi Kararları ile iptali üzerine reddedilmekle; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin yükleneceği tarafın tespiti yönünden, dava tarihi itibariyle tarafların haklılık durumunun tartışılması gerekmiştir.
Kullanmama nedeniyle açılan iptal davalarında, menfi bir durumun ispatının zorluğu gözönüne alınarak, markanın kullanılmadığının davacı tarafından ispat edilmesi fiilen hemen hemen imkansız olduğundan, öğretide ve Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere ( emsal Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 01.11.2011 tarihli, 2010/5602 Esas – 2011/14744 Karar sayılı kararı ) ispat yükü, marka sahibi davalıdadır.
Mahkememizce bozmadan önce alınan bilirkişi raporlarında davalı adına 178716 tescil numaralı markanın KHK’nun 14.maddesindeki şartlara göre kullanılmadığının tespit edildiği belirtilmiştir.
İspat yükü üzerinde olan davalının, dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık sürede ciddi kullanımı ispat edemediği anlaşılmakla, dava tarihinde davacının haklı olduğu, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin tamamının davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın dayanağı 556 sayılı KHK 14.maddenin Anayasa Mahkemesi’nin 14.12.2016 tarihli, ….Esas, …. Karar sayılı ilamı ile iptal edildiği anlaşılmakla, davanın REDDİNE,
Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 17,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,75 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 3.145,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 34,30 TL harç ile 2.060,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 2.094,30 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 15 GÜN İÇERİSİNDE TEMYİZ YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı