Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/68 E. 2018/46 K. 22.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2016/68 Esas
KARAR NO : 2018/46

DAVA : Endüstriyel Tasarımdan Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Önlenmesi, Hak Sahipliğinin Tespiti ve Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğü
KARAR TARİHİ : 22/02/2018

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan endüstriyel tasarımdan kaynaklanan haklara tecavüzün önlenmesi, hak sahipliğinin tespiti ve hükümsüzlük davasının yapılan açık yargılama sonucunda;

TALEP / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı şirketin 04.01.2013 tarihinde kurulduğunu ve hali hazırda oto yedek parça ithalatı ve yurt içinde pazarlanması faaliyetine devam ettiğini, davacı şirketin iş bu ticari faaliyetlerinde kullanmak üzere …. markalı otomobil silecek ambalaj tasarımını geliştirdiğini, ancak bu tasarımın davalı tarafça kötü niyetli şekilde ele geçirildiğini ve taklit edilmek suretiyle birebir aynısı meydana getirilerek ….. markası ile TPE nezdinde ….. numarası ile tescil edildiğini, davalı tarafın tasarımının yeni ve ayırt edici özellikleri taşımadığını, ayrıca davalının kötü niyetli tescili ile müvekkilinin tasarımdan doğan haklarını da ihlal ettiğini, bu sebeplerle davalının tasarımının taklit olduğunun ve müvekkili tarafından oluşturulan tasarımın hak sahipliğinin tespitine, davalı tarafça gerçekleştirilen tecavüzün önlenmesine, davalıya ait …… sayılı tasarım tescilinin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; dava konusu kutulara ait tasarımların 14.12.2012 tarihli tek satıcılık sözleşmesi ile davalı şirkete teslim edildiğini, ilgili tasarımların 17.07.2013 tarihinde …… tescil numarası ile tescil edildiğini, davacı şirket ortağının davalı şirkette yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde vakıf olduğu tasarımları haksız olarak yeni kurduğu şirkete mal etmeye çalıştığını, iddialarını somut delillerle ispat edemediğini, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava davalıya ait ….. numaralı tasarımın yenilik ve ayırt edicilik niteliği bulunmadığı iddiası ile açılan hükümsüzlük davası ile, söz konusu tasarımın kötü niyetli olarak davacı tasarımı ile birebir aynı şekilde taklit edilmek suretiyle meydana getirildiği iddiası ile açılan tecavüzün önlenmesi ve hak sahipliğinin tespiti davasıdır.
Davacı vekili ile davalı vekilinin müşterek imzası bulunan 29.01.2018 tarihli dilekçesi ile tarafların sulh olduğu, davacı tarafın davadan feragat ettiği, davalı tarafın da feragat sebebiyle doğacak masraf ve vekalet ücreti talebinden feragat ettiği beyan edilmiştir.
Davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 12.02.2018 tarihli dilekçede taraflar arasında imzalanan sulh anlaşması gereğince davacının davadan feragat etmesi doğrultusunda feragati kabul ettiklerini, masraf ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Dosyada mübrez vekaletnamelerde davacı vekilinin davadan feragat, davalı vekilinin ise feragati kabul yetkisinin mevcut olduğu görülmektedir.
HMK’nun 311.maddesinde yer alan “feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuçlar doğurur” hükmü dikkate alındığında, davacı vekilinin vekaletnamesindeki yetkiye dayanarak açmış olduğu davadan feragat etmesi nedeniyle vaki feragat nedeniyle açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Feragat nedeniyle davanın REDDİNE
Tasarımın gaspı, hükümsüzlüğü ve tasarıma tecavüzün tespiti davaları yönünden ayrı ayrı 35,90 TL maktu red harcından peşin yatırılan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 78,50 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
Taraf vekilleri lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının taraflara iadesine,
Dair; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkca okunup anlatıldı.