Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/67 E. 2018/31 K. 09.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2016/67 Esas
KARAR NO : 2018/31

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
KARAR TARİHİ : 09/02/2018

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan markanın hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili şirketin ….. yılından beri faaliyet gösteren, şubeleri olan ve 250 çeşidin üzerinde standart ürün ile tüketiciye hizmet veren bir kuruluş olduğunu, TPE nezdinde “……” ibaresini içeren …………. sayılı markaların müvekkili adına tescilli olduğunu, bu markaların seri marka mahiyeti taşıdığını, müvekkilinin tescilli ticaret unvanının esaslı unsurunu oluşturan “………. ibaresinin………… tarihinden bu yana davacı adına kayıtlı “………. alan adında da kullanıldığını, “…………” ibaresinin kullanılan emtialarda meşhur ve maruf hale geldiğini, davalının ise ……….. sayılı ………..” ve ………….. sayılı ……. …..” markalarını tescil ettirdiğini, davalı markaları ile müvekkili markaları arasında iltibas oluşturacak şekilde benzerlik bulunduğunu, davalının markalarında geçen …….. ibaresinin markanın kullanıldığı…….. bölgesinin kısaltması olduğunu, bu nedenle nihai tüketiciler nezdinde bu markaların müvekkili markaları ile karıştırılma ihtimali bulunduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu ve bu durumda haksız kazanç sağladığını, yine davalıya ait olan ve ……….. tarihinde oluşturulmuş…………. alan adının da davacının alan adı ve markası ile iltibas yarattığını, ayrıca davalının ticaret unvanının da müvekkili firmanın ticaret unvanı ile benzer olduğunu, davalının tüketici ve ticaret çevrelerinde davacı firma gibi algılanmak için bu yola başvurduğunu, bu sebeplerle davalı adına tescilli …………. sayılı “…… …..ya” ve …………….. sayılı “………..” markalarının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, …..” alan adına erişimin engellenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davalı şirketin 01.01.1998 tarihinde kurulduğunu ve “…………” markasıyla bu tarihten beri faaliyet gösterdiğini, markanın TPE nezdinde ………..yılından bu yana tescilli olduğunu, iş bu davanın 5 yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmadığını, davalının “…………. markası ve logosunun davacının logosu ile benzerlik göstermediğini, birbiriyle karıştırılmasının mümkün olmadığını, davalı markasındaki “……………….” kelimelerinin marka tescil belgesinde yan yana ve aynı puntolarla kullanıldığını, “……………ibaresinin ön plana çıkartılmadığını, tüketici nezdinde “………..” algısı yaratılmadığını ve iltibasa yol açacak bir durum bulunmadığını, davacının sadece İstanbul’da faaliyet göstediğini ve tüm ülkede bilinen tanınmış bir marka olmadığını, davalının …………” pastanesi adı altında tek bir dükkanı bulunduğunu, ……… içinde bir dükkanda faaliyet gösterdiğini, davacının ………….. şubesi bulunmadığını ve bu nedenle buradaki müşteri kitlesince davalı işletmesi ile davacı işletmesinin karıştırılmasının mümkün olmadığını, her iki şirketin ticaret unvanlarının da iltibas yaratmadığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava davalıya ait ………… sayılı “……… ve ……….. sayılı “……………….. markalarının, davacıya ait “………….” ibareleri markalar ile iltibas oluşturacak derecede benzer olduğu iddiası ile açılan hükümsüzlük davası ile davalının ticaret ünvanının davacının ticaret ünvanının ve……………tr” alan adının davacının markası ile iltibas yarattığından bahisle ticaret ünvanının terkini ile davalının …………… sitesine erişimin engellenmesine ilişkindir.
Dosyaya TPMK kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; davacıya ait “…………….” ibareli ……….. numaralı markanın ……….sınıflarda …….. tarihinde, …….. numaralı markanın ……….sınıfta ………….. tarihinde, ……………. numaralı markanın ……………….sınıfta 23.09.2009 tarihinde, ………….. numaralı markanın ………..sınıfta 23.12.1988 tarihinde tescil edildiği görülmüştür.
TPMK tescil kayıtlarından ;davalıya ait ………… numaralı ………. ………….” ibareli markanın …………….sınıflarda ………… tarihinde,…….. numaralı ………………..” ibareli markanın …………..sınıflarda 25.08.2014 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce bilişim uzmanı bilirkişiden alınan …………. tarihli raporda; “…………….” alan adlı sitenin yayında olmadığı, yayının durdurulmuş olduğu, erişime kapalı olduğu, siteye erişimin kapalı olması nedeniyle site üzerinde direkt inceleme yapılamadığı, ilgili sitenin daha önce arşive girmiş kayıtları üzerinden yapılan incelemede siteye ait………….. tarihli arşiv kayıtlarında galeri menü başlığına girildiğinde açılan sayfada site içinde …………….” içeriğinin geçtiği, alan adının ………… tarihinde ……………. ………….. Şti adına kaydedildiği tespit edilmiştir.
Yine Mahkememizce marka vekili bilirkişiden alınan ………….. tarihli raporda bilirkişi; “……………..sınıflarda tescilli olup hükümsüzlüğü istenen …………… sayılı “………………” ibareli davalı markalarının, davacının …………..sınıfta tescilli ……….. sayılı,………..sınıfta tescilli ………….. sayılı ve…………sınıfta tescilli ……….. sayılı “……………… ibareli markalarına asli/ayırt edici unsur olarak kullanıldığı anlaşılan ……………. sözcüğü ve markadaki şekil unsuru ile öne çıkan ……………” konsepti nedeniyle kavramsal yönden benzer bulunduğu ve davacı markaları ile karıştırılma veya ilişkilendirilme ihtimali olduğu, davalıya ait markaların kötü niyetli olarak tescil ettirilmiş olabileceği, davalının ticaret unvanının davacınınki ile karıştırılma ihtimali yarattığı ve TTK’nın 52.maddesi uyarınca ticari dürüstlüğe aykırı bir kullanım olarak nitelendirilebileceği” yönünde görüş bildirmiştir.
Mahkememiz huzurunda dinlenen davalı tanığı …………. ifadesinde; 12 yaşından beri 24 yıldır …………………… çalıştığını, bu pastanenin …. ……….. ile diğer…………… Pastanesinin sahibi……………ı ortaklığında açıldığını, 5-6 yıl ortaklık yaptıklarını, daha sonra patronların ayrılarak ……………………. Pastanesini açtıklarını……….nın aynı zamanda ………….. kayınpederi olduğunu, pastaneden bilgisi bulunduğunu, zaman zaman kendilerinin imalathanesi uzakta olduğu için davalının imalathanesini kullandıklarını, aralarında akrabalık ilişkisi bulunduğundan ailevi problemler nedeniyle anlaşmazlığa düştüklerini düşündüğünü,…………. ilk olarak …………………. şeklinde açıldığını, müşterilerin talebi üzerine ………….. ibaresinin eklendiğini, 5-6 yıldır da…………………. ismi ile faaliyet gösterdiğini beyan etmiştir.
Gemlik……………Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/98 Talimat sayılı dosyasında dinlenen tanık ………….. ifadesinde; tarafların kendisinin akrabası olduğunu, tarafların davacı firmaya hiç bir zaman ortak olmadıklarını, 1980’lerin sonuna doğru …………..adında ortak olarak bir dükkan açtıklarını, bu dükkanda tarafların ortak olarak…….. sene çalıştıklarını, en son…………. 1990’lı yıllarda davalı…………………………… ortak olarak açıldığını, 3-5 yıl çalıştıktan sonra ortaklığın bittiğini, herkesin kendisine çalıştığını, bildiği kadarıyla……………. isminde bir anlaşmazlık olduğunu, ancak Maltepe’deki dükkanın baştan itibaren ………….. olarak kurulduğunu, ortaklık bittikten sonra…………………….. isminin değiştiğini beyan etmiştir.
Davacı adına tescilli ,1……….. başvuru tarihli, ………….. sayılı …………sınıfta tescilli “……………… markasının bulunduğu, davalı adına ………sınıflarda tescilli “………………… ibareli ……………. sayılı ………….. Şekil” markalarının başvuru ve koruma tarihinin daha sonra olduğu, bilirkişi raporu ile markaların asıl unsurunun ………………… ibaresi olması, aynı sınıflarda kullanılması nedeniyle benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunduğunun beyan edildiği anlaşılmıştır.
TMK 2. Madde de””Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.
Bir hakkın kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz” hükmü düzenlenmiştir.
6769 Sayılı SMK 25/6 maddesinde “Marka sahibi sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği halde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça , markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez.” hükmü düzenlenmiştir.
Davacı ve davalı şirketin ticaret sicil kayıtları ile davalı tanıklarının İfadelerinden davacı şirketin …….. yılında ………. kurulduğu, şirket ortağı ve yetkilisi olan ………………. davalı şirketin ortağı ve yetkilisi olan…………… kayınpederi olduğu, davalı şirketin ise …………. yılında kurulduğu, davalı tanığı………… “kendisinin 12 yaşından beri …………. çalıştığını, halen 36 yaşında olduğunu ve halen ……………..Pastanesinde çalıştığını, ……………….ın 5-6 yıl ortaklık yaptıklarını, daha sonra patronların ayrıldıklarını, ………… ………… ……….. açtığını…………’nın da pastanenin açılışına geldiğini, zaman zaman imalathanelerini kullandıklarını” söylediği, yine davalı tanığı………….. da ifadesinde benzer beyanlarının bulunduğu, davacı şirket ortağı ile davalı şirket ortağı arasında akrabalık ilişkisi bulunması nedeniyle davalının ………………. işletme adını ve markasını kullandığını davacı tarafın bildiği, tanıkların davacı şirket yetkililerinin açılışa geldiğini ve imalathanelerini kullandığını söyledikleri görülmüştür.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 556 Sayılı KHK ‘da sessiz kalma sureti İle dava açma hakkının kaybedileceğine dair düzenleme bulunmamakla birlikte , uygulamada ve Yargıtay …… Hukuk Dairesi’nin (ticaret ünvanının terkini talepli benzer bir davada vermiş olduğu 26/11/2012 tarihli , 2011/12623 E,2012/19165 K sayılı kararı ve marka tesciline sessiz kalınması halinde MK 2. Madde gereğince sessiz kalarak MK 2. Maddeye aykırı davranılması halinde dava açma hakkının yitirileceğine dair 14/06/2012 Tarihli 2010/8788 E, 2012/10516 K sayılı Kararı) yerleşik içtihatları ile MK 2 maddesi gereğince hakkın kötüye kullanılmasının korunamayacağı kabul edilmiştir.
6769 sayılı SMK 25/6 maddesinde , 5 yıllık sessiz kalma süresi öngörülmüşse de, SMK öncesinde sessiz kalma süresinin uyuşmazlığın niteliğine ve halin icabına göre belirleneceği uygulamada kabul edilmekle, davacının davalı tarafın ……….. markasını tescilsiz ve tescilli olarak kullanıldığını, davalının ……………. Şti ticari unvanını kullandığını bilmesine rağmen uzun süre sessiz kaldığı, davalının ………… sitesi alan adının………… tarihinde tescil edildiği, dava tarihine kadar sessiz kalındığı ,davacının iyiniyetli olmadığı, davanın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunduğu ve hukuk tarafından korunamayacağı , MK 2. Madde gereğince dava açma hakkının yitirildiği kanaatine varılarak, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davalı lehine,karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince “marka hükümsüzlüğü davası yönünden” takdir olunan 3.145,00 TL ücreti vekaletin,”ticaret ünvanı terkini davası yönünden” takdir olunan 3.145,00 TL ücreti vekaletin,”alan adına erişimin engellenmesi davası yönünden” takdir olunan 3.145,00 TL ücreti vekaletin, davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafından yapılan 5,80 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.