Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/174 E. 2018/247 K. 05.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/174
KARAR NO : 2018/247

DAVA : Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ : 30/09/2016
KARAR TARİHİ : 05/07/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketlerin TPE marka sicilinde tescilli —- ibareli markaların hak sahibi olduğunu, bu markaların dünyada tanınmış bir çok üründe kullanıldığını, davalının ise bireysel ve kurumsal — ( barındırma), sunucu kiralama ve sunucu barındırma hizmeti amacı ile 1999 yılında — tarafından kurulan — Tic. Ltd. Şti. unvanlı sayfa.net ve İSTANBUL DC markalan ile hizmet veren Telekom kurumu tarafından internet sağlayıcı olarak yetkilendirilmiş bil şirket olduğu, dava konusunun davacı şirketlere ait tescilli markaları taşıyan taklit ürünlerin davalı tarafından hizmet verilen web sitelerinde izinsiz ve yasaya aykırı olarak satışlarının yapılması olduğunu, davalıya dava konusu ile ilgili hizmetlere son vermesi gerektiğinin e-mail yolu ve ihtarname yolu ile iletilmiş olduğunu bir sonuç alınamadığını listede bulunan sitelerin halen aktif durumda olduğunu belirterek, Ek2 listesinde bulunan web sitelerine davalı tarafından verilen hizmetin durdurulmasına, temsil ettiği her bir marka için 1000’er TL olmak üzere 4000 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı taraf öncelikle, usul ve esasa yönünden hukuksal dayanak olmadığını, davanın reddini talep ettiklerini, 5651 sayılı yasadaki özel düzenleme gözetildiğinde davacıların “davalı tarafından davaya konu web sitelerine verilen hizmetin durdurulması” talebi Sulh Ceza Hakimliği görev alanında kaldığı, mahkemece bu sebeple görevsizlik kararı verilmesinin gerektiğini, ayrıca davalının, davacnın dava öncesinde tüm taleplerini yerine getirdiğini, davalı IP adresleri üzerinden yayınlanan ve hukuka aykın içerik taşıyan tüm sitelere hizmetir durdurulduğunu, davacının kişisel haklarına ihlal niteliğinde yayınların durdurulmasının bildirmesi ile davalının derhal Ip tahsis etmek suretiyle hizmet verdiği ilgili kişileri durumdan haberdar ettiğini, ihtara uymayanlara ise hizmeti durdurduğunu, davalının belirtilen hiçbir sitenin sahibi yada işletmecisi olmadığını, sadece yer sağlayıcı kimliği ile IP tahsis etmek sureti ile hizmet verdiklerinin bildirildiğini, .bu sorunun gerçek çözümünün alan adı bazında önlem almak olduğunu, aksi halde aynı alan adının Ip bazında engellendiği halde başka bir IP üzerinden yayınlanmasının engelleyecek yasal ve teknik imkan bulunmadığını bildirdiğini, dava tarihi itibari ile dava dilekçesinde hiçbir sitenin davalı şirket IP üzerinden yayınlanmadığını, davalının sadece yer sağlayıcı olduğunu içerik kontrol etme yükümlülüğünün bulunmadığını haber edilmesi halinde hizmeti durdurduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık; davalının yer sağlayıcı olduğu web sitelerinde davacıların tescilli markalarını taşıyan taklit ürünleri izinsiz ve yasaya aykırı olarak satışını yapıp yapmadığı, davalının yer sağlayıcı olarak fiilden sorumlu olup olmadığı, davalıdan manevi taznimat istenip istenemeyeceği ve web sitelerine davalı tarafından verilen hizmetin durdurulmasının istenip istenemeyeceğine ilişkindir.
Dosyamız içerisine celbedilen 13.04.2018 tarihli bilirkişilerin raporlarında; “1. Davacı tarafın kendilerine ait markaların izinsiz ve haksız kullanımının yapıldığını bildirdiği 540 adet internet sitesine ait, bu sitelere barındırma ( hosting) hizmeti veren davalının verilen hizmetinin durdurulmasını ve 4000TL tazminata hükmedilmesinin istediği, ancak davalının daha önce e-mail aracılığı ile kendine iletilen ve barındırma hizmetinin verildiği internet siteleri sahiplerini ilgili kişileri durumdan haberdar etmek sureti ile bilgi verildiği, ihtara uymayanlara ise hizmeti durdurduğunu bildirdiği kendisine ait bir kusurun bulunmadığım bildirdiği anlaşılmıştır.
. Davacı tarafın kendilerine ait markaların izinsiz ve haksız kullanımının yapıldığını bildirdiği 540 adet internet sitenin teker teker açılıp içeriğinde dava konusu markalara tecavüz olup olmadığının tespiti yapıldıktan sonra, her bir internet sitesine ait alan adının barındırma hizmetinin davalı taraftan alıp alamadığının, yayınlandığı Ip numarası sorgulanarak tespit edilmesi gerektiği, ayrıca her bir alan adınm whois kaydının çıkarılarak oluşturulma tarihi ve sahip bilgilerinin tespitine ihtiyaç olduğu görülmüştür.
İnceleme konusu alan adının 540 adet olması sebebi ile 540 adet internet sitesinde inceleme yapmanın çok zaman alacağı ve yoğun emek gerektirdiğini belirtmek gerekmiştir. Davacının bildirdiği alan adlarından 540 taneden 5 tanesinin rastgele seçilerek incelenmiştir.
3. Davalının internet ortamında sunucu barındırma ve kiralama işleminde hizmet verdiği kendisine tanımlı IP adreslerinin listesi internet ortamında sorgulanarak çıkarılmıştır.
Davalının çok sayı ve aralıkta Ip adresi olduğu ve bu hosting hizmet konusunda tanınmış firma olduğu görülmüştür. Davalıya ait çıkarılan Ip adres listesi çok olduğundan rapor ekinde verilmiştir. (Eki- Ek2)
4. Rastgele seçilen 5 adet alan adında teknik inceleme yapılmış; dava konusu bazı alan adları altındaki sitelerin yayında olduğu görülmüş ancak, barındırma hizmetinin davalı tarafından verilmediği tespit edilmiştir.
5. İncelenen internet sitelerine bakıldığında davalının hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan —-olduğundan, davalının bu sıfatı gereğince yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlüğü bulunmamaktadır. Yer sağlayıcının sorumlu olabilmesi için yer sağladığı hukuka aykırı içerikten haberdar edilmesine rağmen içerikleri yayından çıkarmaması gerekir. Dosyada davacı tarafından davalıya gönderilen iki noter ihtarının davalıya tebliğ edilemeyip iade olunduğu, davalıya gönderilen maillere davalıda tarafından cevap verilerek talep edilen içeriklerin kaldırıldığının bildirildiği, davacının açıkça hangi siteler için engelleme istediği mail yazışmalarından anlaşılamadığından davalının kaldırdığını belirttiği içeriklerin hangisini olduğunun tespit edilemediğinden bu çerçevede davalının dosyanın halihazır durumu itibariyle yer sağlayıcı sıfatıyla ihlalde bulunduğuna dair ” tespit ve görüşlerine ulaştıklarını beyan ettikleri görülmüştür.
Dosyamız içerisine Türk Patent ve Marka Kurumundan celbedilen kayıtların incelenmesinden; —- tescil numaralı markanın sahibinin — olduğu, 09, 14, 18 ve 35.sınıf emtialarında 16.12.2009 tarihinde tescil edildiği, —- tescil numaralı markanın sahibinin —- olduğu, 03, 09, 14, 20 ve 24. Sınıf emtialarında 20.04.2000 tarihinde tescil edildiği, — tescil numaralı markanın sahibinin —. Olduğu, 18 ve 25.sınıf emtialarında 12.05.2014 tarihinde tescil edildiği,—- tescil numaralı markanın ise sahibinin — olduğu, 25.sınıf emtiasında 27.01.2015 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.
Taraf vekillerinin hazır olduğu,05/07/2018 tarihli duruşmada, birlikte beyanlarında; tarafların sulh olduğunu, davanın konusuz kaldığını, karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan ettikleri anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin vekaletnamelerinde “sulh olmak” konusunda yetkili oldukları, 6100 Sayılı HMK 313. Madde ve 315. Madde gereğince “Sulhun ilgili bulunduğu davayı sona erdireceği” gözönüne alınarak konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, taraflarca karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmediğinden, taraflarca yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına, taraf vekilleri lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Konusuz kalan davanın ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2. Markaya tecavüz ve tazminat davaları yönünden ayrı ayrı 35,90 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 42,60 TL harcın davacıdan tahsiline, hazineye irad kaydına,
3- Taraflarca yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,
4-Taraf vekilleri lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avanslarının taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.
. 05/07/2018