Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/172 E. 2018/126 K. 10.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/172 Esas
KARAR NO : 2018/126
DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 23/09/2016
KARAR TARİHİ : 10/04/2018
Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davaci dava dilekçesinde özetle; Kendisi tarafından yazılan ve veri tabanı oluşturulan Veraset Dosya Takip Programının 01/01/2014 tarihinden itibaren davalı idareye bağlı ……………Veraset ve Harçlar, ………..Veraset ve Harçlar ile …………. Veraset ve Harçlar vergi Daireleri tarafından kullanmaya başlandığını, söz konusu vergi dairelerinin Excel ortamında tuttukları 570.000 civarında veraset arşiv kayıtlarının uzun çalışmalar sonucunda standart verilere dönüştürülerek, veri tabanına alındığını 01/01/2014 tarihinde uzun bir çaba sonucunda programın kullanılabilir hale getirildiğini, üç vergi dairesinin veraset servisi tarafından program yolu ile veri kayıtları işlenmeye başlanmış olduğunu, sözlü olarak programın resmileşmesi talebine rağmen davacı ile herhangi bir sözleşme yapılmadığını, bahsi geçen programın , davacının kendisi tarafında 22/06/2016 tarihinde ……… kayıt tescil numarası ile 01/01/2014 tarihi esas alınarak tescil edilmiş olduğunu, sonrasında yapılan görüşmelerdende sonuç alınamadığını bunun üzerine davalıya İst.25. Noterliği aracılığı ihe ihtar çekildiğini , programın kullanıldığı her ay ve her daire için 500.000 TL ( Aylık üç vergi dairesi için 1.5000,00 ) TL tutar üzerinden hesaplanacak tutarın yasal faizi ile kendisine ödenmesini talep ettiği,davalı idarenin ise 25/08/2016 tarihli yazısı ile ilgili kurumda gelir uzmanı olarak çalışıyor olmasından dolayı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 18 .maddesine atıfta bulunarak eser üzerindeki hakların kullanımının davalı idareye ait olduğunu iddia ettiğini beyanla ; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere telif hakkı tarafına ait olan …………….’nın kullanıldığı aylara ait bedelin bir bölümünden oluşan 3.000 TL tutarındaki maddi hakkın 5846 sayılı FSEK in 68.maddesi uyarınca üç katı olan 9.000TL nin yasal faizi ile birlikte maddi tazminat olarak davalıdan harç masraf ve ücreti vekalet ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
CEVAP; Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, Davacının 23/09/2011 tarihinden beri ……….Veraset veHarçlar Vergi dairesinde gelir uzmanı olarak çalıştığını, halen davalı idarede çalışmakta iken ,idarenin bilgi ve belgelerinden faydalanmak sureti ile dava konusu yazılımı yazdığını, dava konusu programdan önce dairede herhangi özel yazılım programı kullanılmadığını, Excel dosyaları üzerinden dosyalar oluşturulduğunu, şu an eski sisteme devam edilmekte olduğunu herhangi bir program kullanılmadığını, davacının yazmış olduğu programın veri tabanının Rıhtım, hisar ve Yeditepe vergi dairelerinde kullanıldığından bahisle , 22/06/2016 tarihinde 01/01/2014 üretim ve ayniyat tarihi ile kayıt ve tescil ettiğini, davacının yaptırdığı tescilin beyana dayalı olduğunu ,kişiye herhangi bir hak vermeyen bir işlem olduğunu, davacının yazmış olduğu programın kullanıldığı aylara ilişkin bedel talebinde bulunulmuş ise de davacının beyanı üzerine yapılan kayıt ve tescilin davacıya herhangi bir hak sahibi sıfatı vermediğini, 01/01/2014 tarihinin de üretim ve ayniyat için kesinlik kazanmış tarih olmadığını, davacının, davalı idarede çalıştığı esnada dairenin iş ve işlemlerinde kullanılmak üzere yazdığı bilgisayar ve veri tabanı programının işin görüldüğü sırada meydana getirilen bir eser olduğunu, ,davacı ile davalı arasında özel bir sözleşme olmadığını ,işin niteliği itibarı ile 5846 sayılı kanunun 18.maddesi hükmü gereğince, davacı taleplerinin yerinde olmadığından reddine karar verilmesini savunmuştur.
Dava konusu uyuşmazlık; “……” isimli bilgisayar yazılımının eser vasfında olup olmadığı, mali haklarının davacıya ait olup olmadığı, davacıya ait ise davalı taraftan telif tazminatı isteyip istemeyeceği, isteyebilirse miktarının ne olacağına ilişkindir.
Dosya kapsamına göre tüm deliller toplanarak bilirkişi heyetine tevdi edilmiş bilirkişiler 24/02/2017 tarihli raporlarında ” davacının yazılımının ilim ve edebiyat eseri kategorisinde korunacak mali haklar ile manevi yetkilerin davacıya ait olduğu, orijinal bir bilgisayar programı olduğu FSEK in 18.hükmünün burada uygulanmasına imkan olmadığı, davacı tarafın bilgisayar programının kullanımından kaynaklanan telif bedelini isteyebileceği ,öyle bir yazılımın kullanımından kaynaklanan bedelin sektörde 3.000 Tl olabileceğine dair raporlarını tanzim ederek vermişlerdir
Bilirkişi raporuna tarafların itiraz edilmesi üzerine ,bilirkişilerden 14/08/2017 tarihli ek rapor alınmış olup,ek raporda kök rapordaki görüşlerin tekrarlanması ile birlikte ” her ne kadar davacının dilekçede talebi 3.000,00 TL olduğundan kök raporda bu talebe uygun olarak yazılımın kullanımından kaynaklanan bedelin 3.000,00 TL olabileceği belirtilmişse de, davacının itirazı ile yeniden piyasa değeri gözden geçirilmiş ve dava konusu yazılımın kullanım değerinin 10.000 TL olabileceğine” dair raporlarını tanzim ederek vermişlerdir.
5846 Sayılı FSEK 2/a bendinde “bilgisayar programlarının ve bir sonraki aşamada program sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımlarının” İlim ve Edebiyat eseri kapsamında korunacağı düzenlenmiştir.
Davacı tarafın 01/01/2014-Ağustos 2016 tarihleri arasında davaya konu “…..” isimli programın kullanım bedelini , aynı zamanda da 570.000 civarında veri kaydının veri tabanına işlenmesi bedelini talep ettiği, 570.000 adet veri kaydının ( davacı vekilinin rapora itiraz dilekçesinde; program kullanıma açılmadan ancak program kullanılarak veri tabanına atıldığını beyan ettiği ) yazılımla birlikte eski kayıt girişi için bir menu açılarak kullanıma açıldığını , programın mükerrer ve hatalı işlemleri engellemek için üç vergi dairesinin birbirinin görme imkanı sağladığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
24/02/2017 tarihli bilirkişi kök raporunda; teknik olarak davaya konu programın ortaya çıkarılması ve işletilmesinin yazılım ve mühendislik yönü yüksek, yoğun çalışma ve bilgi donanımı gerektiren, yazılımcılar tarafından oluşturulabilecek bir program olduğunu, davacının yazılımının ilim ve edebiyat eseri kategorisinde korunacak ,mali haklar ile manevi hakları davacıya ait olan orijinal bir bilgisayar programı olduğunu, beyan ettikleri anlaşılmakla, davaya konu bilgisayar yazılımının davacının hususiyetini taşıdığı ve eser vasfında olduğu,ayrıca davacının eser sahibi olduğunun ispatlandığı kanaatine varılmıştır.
Davalı tarafça davacının, davalı kurum çalışanı olduğu ve FSEK 18/2 Madde gereğince hak iddia edemeyeceği iddia edilmiştir.
FSEK 18/2 maddesinde “Aralarındaki özel sözleşmeden veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça; memur, hizmetli ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki haklar bunları çalıştıran veya tayin edenlerce kullanılır.Tüzel kişilerin uzuvları hakkında da bu kural uygulanır ” hükmünün mevhumu muhalifinden, çalışanın yaptığı işin kapsamında olmayan, ancak çalıştığı süre içerisinde meydana getirdiği eserin sahibinin çalıştıran olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Davalı Kurum tarafından düzenlenen ve dosya kapsamında bulunan 21/11/2017 tarihli belgeden davalının devlet memuru olduğu ve Genel İdare Hizmetleri sınıfında görev yaptığı gözönüne alınarak , davacının meydana getirdiği “……………” nın, işin görülmesi sırasında meydana getirilmiş olsa da iş ilişkisi kapsamında değerlendirilemeyeceği , eserin mali ve manevi haklarının davacıya ait olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı tarafça FSEK 52. Madde gereğince eserin mali haklarının kendisine devredildiğine dair sözleşme yada delil sunmadığı, yazılımın da bir süre davalı Kurum tarafından kullanıldığı konusunda ihtilaf bulunmadığı, ancak davacı tarafça İstanbul 25. Noterliği’nin 17/08/2016 tarihli 24501 sayılı ihtarnamesinin tebliği üzerine kullanıma son verdiği her iki tarafın da kabulündedir.
Bu durumda çözülmesi gerekin sorun, 01/01/2014-Ağustos 2016 tarihleri arasında davaya konu “………………..” isimli programın kullanımı için ve veri tabanı için bedel istenip istenemeyeceğinden kaynaklanmaktadır.
Fsek 22/son Md “Çoğaltma hakkı, bilgisayar programının geçici çoğaltılmasını gerektirdiği ölçüde, programın yüklenmesi, görüntülenmesi,çalıştırılması,iletilmesi ve depolanması fiillerini de kapsar”
FSEK 38/3 Madde de “Bilgisayar programını yasal yollardan edinen kişinin programı yüklemesi,çalıştırması ve hataları düzeltmesi sözleşme ile önlenemez” hükümleri mevcuttur.
Davacının davalı kurum çalışanı olduğu, davacı tarafça davalı kurumun bilgisayarına dava konusu yazılımın yüklendiği ve bedel talep edilen dönem içinde davacının izni ile kullanıldığı anlaşılmakla, FSEK 38/3 madde gereğince yazılımın yasal yollardan edinildiği ve çalıştırıldığı ve ihtarname gönderilmesi üzerine de kullanımın bırakıldığı, aksinin davacı tarafça ispatlanamadığı anlaşılmakla, davacı tarafça telif ve kullanım bedeli talep edilemeyeceği kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 153,70 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 117,80 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine
3-Davanın reddinden dolayı Avukatlık Ücret tarifesi gereğince 3.145,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak ,davalı tarafa verilmesine
4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına
5-Davalı tarafça yapılan herhangi bir yargılama gideri olmadığından takdirine yer olmadığına
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından ,kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine
Dair tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı asil, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.
10/04/2018