Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/162 E. 2018/270 K. 17.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/188 Esas
KARAR NO : 2018/237

DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli), Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ : 26/10/2016
KARAR TARİHİ : 03/07/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli), Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize sunduğu dava dilekçesinde; müvekkilinin “…..” markasını, TPE nezdinde ….numarası ile 05 sınıfında ilaçlar, tıbbı amaçlı kimyasal ürünler, kimyasal elementler tıbbi amaçlı diyet maddeleri vd tescil ettirdiğini, …………..” markası altında müvekkilinin firmanın ruhsat sahibi olduğu, biyolojik kaynaklı takviye edici gıda olarak kullanılan ancak ilaç olmayan toz ve damla şeklinde üretimi ve satışı yapılan bir ürünü olduğunu, bu ürünün davalı “…..” ismi ile tarafından taklit edildiğini, bu ürünün ayırt edilemeyecek olduğunu, karıştırılma ihtimali zaten bir tecavüz eylemi oılduğunu ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilmesini , esastan da davalıların müvekkilinin marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin sona erdirilmesini, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutularak 30.000,00TL maddi tazminatın tecavüz tarihinden itibaren avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,ürünlerin el konularak piyasadan çekilmesine, imhasına, üretiminin ve satışının durdurulmasına , hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …………. Vekili cevap dilekçesinde özetle;diğer davalı şirket ile aralarındaki fason üretim sözleşmesi çerçevesinde, davalı ………. şirketine ait ürünün formülünü hayata geçirdiklerini, daiğer davalı şirketin marka tescili bulunduğunu, takviye ürün kullananların bilinçli tüketici olduklarını,ürünlerin birbirine karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu beyanla davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı …………. vekili cevap dilekçesinde özetle;…….. markasının müvekkili adına 2016/15078 numarasıyla müvekkili adına tescilli olduğunu, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda yeterli inceleme yapılmadığını, davacının haksız ve kötüniyetli olduğunu, benzerlik ve iltibas iddialarının yerinde olmadığını, sağlık ve kozmetik sektörlerinde tüketicilerin bilinçli olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi için dosya kapsamında alınan 17/11/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davalının kullanımlarının, davacının markadan kaynaklı haklara tecavüz edildiğini, davacı ürünleriyle, davalı ürünleri arasında iltibas tehlikesi bulunduğu anlaşıldığını, bu nedenle davalının ürünlerinin TTK 54 ve 55 uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğininin bildirildiği görülmüştür.
Davalılar vekilleri tarafından rapora itiraz edilmesi üzerine, mahkememizce dosya kapsamına alınan 10/10/2017 tarihli eczacı bilirkişi, marka vekili ve grafik tasarım uzmanı bilirkişiden oluşan heyet raporunda; davacının …… ve davalının ….. markasının 05. Sınıf emtialarda tescilli olduğu, davalı ……..firmasının markasını tescil ettirdiği şekilde kullanmadığı,davacı markasına özendirme yaparak…… olarak kullandığı, bu durumun markaşya tecavüz teşkil ettiği, tüketiciler arasında iltibas yaratacağı beyan edilmiştir.
Mahkememizin 03/07/2018 tarihli duruşmasında hazır bulunan taraf vekillerinin; taürafların sulh olduğunu, davanın konusuz kaldığını, karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini beyan ettikleri, beyanlarını imzaları ile tasdik ettikleri görülmüştür.
Davacı vekilinin ve davalı vekillerinin vekaletnamelerinde “sulh olmak” konusunda yetkili oldukları, 6100 Sayılı HMK 313. Madde ve 315. Madde gereğince “Sulhun ilgili bulunduğu davayı sona erdireceği” gözönüne alınarak konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, taraflarca karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmediğinden, taraflarca yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına, taraf vekilleri lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1–Konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
3-Taraf vekilleri lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Markaya tecavüz, haksız rekabet ve maddi tazminat davaları yönünden ayrı ayrı 35,90 TL maktu harçtan peşin harcın mahsubu ile bakiye 404,63 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep üzerine davacı tarafa iadesine,
5-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avanslarının taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.