Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/135 E. 2018/84 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/135
KARAR NO : 2018/84

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2016
KARAR TARİHİ : 22/03/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu markaların “—-” ve “—“, müvekkili şirket markasının ise “—” ibarelerinden oluştuğunu, davalı şirketin “—” ibaresiyle başlayan tam 119 ayrı markası ya da marka başvurusu olduğunu TPE internet sitesinde yapılan sorgu ile görüldüğünü, — ibaresinin davalı şirketin seri markalarındaki ortak unsur olduğunu, davalı şirketin önceden tescil edilmiş bulunan bu markalarının yeniden tescil ettirilmelerinde hiçbir yarar olmadığını, bu nedenle — markasında — ibaresinin markanın esas unsuru olduğunu, — ve — kelimelerinin İngilizce kısaltma olup, “—, —” ve “—(—) hanım” anlamlarında kullanıldığını, özellikle 03.sınıfta düzenlenen parfümeri, kozmetik ürünler, diş bakım ürünleri ya da sabunlar üzerinde — markasını gören tüketicinin, müvekkili şirket ürünlerinin, kadınlar için üretilmiş ayrı versiyonu olduğunu düşüneceğini, 556 sayılı KHK 8/1-b maddesinde aranan “tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise” şartının somut olay bakımından gerçekleşmiş bulunduğunu, dava konusu markalar arasında karıştırılma ihtimali ve bağlantı olduğu ihtimalinin varlığının sabit olduğunu, davalı şirket tarafından — markası ile piyasaya sunulan 03.sınıfa ilişkin ürünleri gören ortalama tüketicinin, davalı ve davacı şirketler arasında ekonomik bir bağ olduğunu ya da davalı şirket ürünlerinin de müvekkili şirket tarafından üretildiğini zannedecek ve müvekkili şirketin ticari itibarına güvenerek davalı ürünlerini satın alacağını belirterek, diğer davalı şirket adına TPE nezdinde 02.04.2015 tarih, 2015/28176 sayı ile tescilli “—” ve 02.04.2015 tarih, — sayılı “—” ibareli markaların 03. ve 35. sınıfta 03.sınıf emtialara yönelik satış hizmetleri bakımından sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkine, dava konusu— ve —sayılı markanın dava sonuçlanıncaya kadar üçüncü kişilere devrinin önlenmesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Türk Patent Enstitüsü nezdinde — numarası ile özel olarak korunan tanınmış marka olarak tescilli “—” markasının yanı sıra dava konusu “—” ve “—” markalarının da tescilli sahibi olduğunu, dava konusu hükümsüzlüğü istenen markaların Türk Patent Enstitüsü tescil başvurusu sırasında benzerlik incelemesinden geçmiş ve sonrasındaki ilanlarında herhangi bir itiraz söz konusu olmaksızın kesinleşmiş ve müvekkili şirket adına tescil edilmiş olduğunu, davacı tarafın dayanağı 556 sayılı KHK nın 8.maddesi ve alt bentlerinin tescil başvurusu yapılan markalar için uygulanacak hükümleri ihtiva etmekte olduğunu, davacının müvekkili şirket adına tescil edilen markaların hükümsüzlüğünü talep etmesinin yasal olarak mümkün olmadığını, kaldı ki söz konusu tescillerin tarihlerinin dava tarihi itibariyle yeni olup, markaların kullanılmaması nedeniyle hükümsüzlüklerini talep etme şartlarının da oluşmadığını belirterek, müvekkili şirket adına kayıtlı —- tescil numaralı —- ve — tescil numaralı — markaları üzerindeki ihtiyati tedbir kararının terkinini, müvekkili şirket aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık; davalı adına tescilli — sayılı “—” markası ile —sayılı “—” markalarının 03. ve 35. sınıfta 03.sınıf emtialara yönelik satış hizmetleri bakımından sınıflar yönünden hükümsüzlüğünün talep edilip edilemeyeceğine ilişkindir.
Celbedilen Kurum kayıtlarının incelenmesinden; — Anonim Şirketi adına kayıtlı — sayılı markanın 03.sınıf emtiasında kayıtlı olup, tescilinin 17.05.2011 tarihinde sicile kayıt edildiği, — sayılı markanın 03.sınıf emtiasında kayıtlı olup, tescilinin 03.06.1999 tarihinde sicile kayıt edildiği, — sayılı markanın 03.sınıf emtiasında kayıtlı olup, tescilinin 25.10.2005 tarihinde sicile kayıt edildiği, — sayılı markanın 03.sınıf emtiasında kayıtlı olup, 07.04.2006 tarihinde sicile kayıt edildiği, — Anonim Şirketi adına kayıtlı — sayılı markanın 03, 05, 29, 30, 35 ve 44.sınıf emtiasında kayıtlı olup, tescilinin 22.12.2015 tarihinde sicile kayıt edildiği,— sayılı markanın ise 03, 05, 35 ve 44.sınıf emtialarında kayıtlı olup, tescilinin 30.12.2015 tarihinde sicile kayıt edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 18.01.2018 tarihli celsesinde; davalı vekili beyanında; 25.10.2017 tarihli sulh protokolü imzalandığını, protokol gereğince davaya konu markalardan kurum nezdinde feragat işlemi yapılacağını, ancak Mahkemenin tedbir kararının işlem yapılmasına engel olduğunu, tedbirin kaldırılmasını talep ettiği, davacı vekili ise beyanında; sulh protokolüne bir diyeceklerinin olmadığını, ayrıca feragat işlemlerinin tamamlanması yönünden ihtiyati tedbirin kaldırılmasına da bir diyeceklerinin olmadığını beyan ettikleri görülmüştür.
Mahkememizin 22.03.2018 tarihli celsesinde de yine ; davacı vekili ile davalı vekili sulh olduklarını ve sulh protokolü hükümlerine göre karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmişler, beyanlarını imzaları ile teyit etmişlerdir.
6100 sayılı HMK’nun 313.maddesinde; “Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.” hükmüne amirdir.
6100 sayılı HMK’nun 315.madesinde; ” Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. ” hükmüne amirdir.
Tüm bu yasal çerçeveler ışığında; taraf vekillerince sunulan 25.10.2017 tarihli sulh protokolü ile sulh olduklarını beyan ettikleri, taraf vekillerinin vekaletnamelerinin incelenmesinde sulh olmaya yetkili oldukları, sulh davayı sonlandıran işlemlerden olup, taraf vekilleri arasında düzenlenen 25.10.2017 tarihli Sulh Protokolünün tasdikine ve sulh anlaşması gereğince; davalı adına tescilli —- sayılı “—-” ve —- sayılı “—” markalarının 03.sınıf mallar ve 35.sınıfta 03.malların satış hizmetleri, sınıfları yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, karar kesinleştiğinde kesinleşme şerhli karar örneğinin Türk Patent ve Marka Kurumu’na Yazı İşleri Müdürlüğü tarafından gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Taraflar araında imzalanan 25/10/2017 tarihli SULH PROTOKOLÜNÜN TASDİKİNE
2-Davalı adına TPMK nezdinde tescilli — sayılı “—” markası ile —- sayılı “— ” markalarının tescilli olduğu 03 .sınıfta kayıtlı emtialar ile 35 .sınıfta tescilli 03. sınıf emtiaların satış hizmetleri, sınıfları yönünden KISMEN hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine
Karar kesinleştiğinde kesinleşme şerhli karar örneğinin TPMK NA Mahkeme Yazı İşleri Müdürü tarafından gönderilmesine
2- 35,90 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına
3- Talep olmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Talep gereği taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkca okundu usulen anlatıldı .. 22/03/2018