Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/131 E. 2018/40 K. 15.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/131
KARAR NO : 2018/40
DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/06/2016
KARAR TARİHİ : 15/02/2018
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Yurt içinde Fuar Düzenleme yetki ……….. sahip bir Anonim Şirket olduğunu ,İlk kez 1987 yılında olmak üzere bu güne kadar 28 Kez Seramik Banyo Mutfak Fuarı düzenlediğini ,Bu fuarların 2-7 Nisan 2002 tarihinde düzenlenen 14.sinden itibaren ve fuarın hazırlanmaya başlandığı 2001 yılının ortalarından bu yana fuar tanıtımlarında “………. ad ve markasını kullanmaya başladığını, …………… sahibinin müvekkili şirket olduğunu………………. 21-25Şubat 2017 tarihlerinde ……….Merkezinde müvekkili tarafından düzenleneceğini ,davalı derneğin haksız ve kötü niyetli olarak …… Markasını kendi adına tescil ettirdiğini, ve 18-22 Nisan 2017 tarihlerinde ilk kez yapacakları Seramik Banyo Mutfak Fuarını ,müvekkili ……..Tüm………….. Yapım A.ş nin 28 yıldır yapa geldiği fuarın bir devamı imişçesine ve üstelik sanki Uluslararası nitelikteymiş gibi ……….I olduğuna dair gerçeğe aykırı duyurulara başladığını, davalı derniğin haksız rekabet fiilleri İstanbul Anadolu 4 Asliye Ticaret Mahkemesinin ……… D.iş sayılıdosyası ile tespit edildiğini ve ihtiyati tedbir kararı verildiğini, Ayrıca İstanbul Anadolu 7 Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. E sayılı dosyası ile tazminat davası açtıklarını, Davalı derneğin haksız rekabet fiillerinde kendi adına tescili mümkün olmayan fakat kötü niyetle tescil edilmiş olan dava konusu markayı kullandığını, davalının herhangi bir fuar düzenlemesi veya bir fuarın sahibi olması mümkün olmadığını, bugüne kadar herhangi bir fuarda düzenlemediğini, bu nedenle de dava konusu markayı kullanamadığını, markanın bugüne kadar yapılan fuarlarda müvekkili tarafından kullanıldığından bahisle Dava konusu markanın 556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki kanun hükmünde Kararnamenin 3.maddesi gereğince korumadan yararlanamayacağı ve 14.maddesi gereğince Markanın kullanılmaması ve davalının markayı Fuarcılık alanında kullanmasının mevzuat gereğince imkansız olması bakımlarının tespitine, markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini,mahkeme ilanının gazetede yayın ve ilanına masraf ve ücreti vekaletin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava konusu ………… markasını ……nezdinde ……3 tarihinde tescil ettirdiğini 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 40.maddesi gereğince tescil süresi …… tarihine kadar uzatıldığını .davacı tarafın 28 kez “…….. adı altında daha önce 28 defa fuar düzenlediği iddiasının tamamı gerçek dışı olduğunu , müvekkilinin …….. “markasını 2001 yılı ortalarından bu yana fuar tanıtımlarında kullandıklarını iddia ettiklerini davacı tarafın tamamen çarpıtarak ve gerçekleri gizleyerek ifade ettiğini bu markanın kullanımı davalı yan ile müvekkil şirket arasında akdedilen fuar organizasyonu sözleşmelerine istinaden müvekkil adına kullanıldığını ,davacı tarafın müvekkilinin dernek olduğunu ve amacına aykırı marka kullanamayacağını iddia ettiğini ,aslındabu iddiasının tamamen hukuka aykırı olduğunu, zira müvekkilinin bu markayı alması ve kullanmasında hiç bir hukuki engel bulunmadığını, müvekkilinin bu markayı ……………. İktisadi İşletmesi olarak kullandığını davacı ile müvekkil federasyon arasında akdedilen fuar organizasyonu sözleşmesi 1/Nisan /2016 tarihinde fesh edildiğini, müvekkilinin yasal hakkı olarak dava dışı…….. Aş ile bsöyle bir organizasyon düzenlemek üzere sözleşme imzaladıklarını, hatta böyle bir fuar düzenlemesi için bu işle ilgili kuruluşlardan teklifler aldıığını bu arada davacı …… ın da teklif verdiğini, ancak davacının teklifi uygun bulunmadığını ,davacının 10 yıldan fazla bir süre işbirliği içerisinde olduğu müvekkilinin yeni fuarlar iç in kendisinin teklifinin kabul görmemesini ve de 10 yıldan fazla sürdürülen işbirliğinin sona erdirilmiş olmasını kabullenemediğini , ayrıca birlikte gerçekleştirilmiş önceki fuar organizasyonundan müvekkiline ödemesi gereken toplam 2.141.232,46 TL yi bakiye alacağını ödememek için iş bu davayı açtığını beyanla açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan celp edilen kayıtlardan, davaya konu, kullanmama nedeniyle iptali ve hükümsüzlüğü istenen markanın, 10.01.2003 başvuru tarihli ………. başvuru numaralı …. ve ……sınıflarda tescilli ………… Şekil markası olduğu,ve davalı …………..adına tescil edildiği görülmüştür.
Dava konusu uyuşmazlık 556 sayılı KHK nın 14.md.ne dayalı olarak, dava konusu markanın tescilli olduğu sınıflarda kullanılmaması nedeniyle iptali ile davalının Dernekler Kanunu’na göre kurulmuş bir dernek olması, sınai veya ticari faaliyette bulunmasının yasaklanması, marka korumasından yararlanamayacağı, adına marka tescil edilemeyeceği, fuar hizmetleri yapamayacağı ileri sürülerek, hükümsüzlüğünün istenip istenemeyeceğine ilişkindir.
Yargılamanın devamı sırasında Anayasa Mahkemesi’nin 14.12.2016 tarihli, ……. Esas- …… Karar sayılı ilamı ile; davanın hukuken dayanağı olan 556 sayılı KHK’nın 14.md.sinin, Anayasa’nın 35.maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen “herkesin, mülkiyet ve miras haklarına sahip olduğu”, ikinci fıkrasında düzenlenen ” bu hakların, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabileceği”, üçüncü fıkrasında “mülkiyet hakkının kullanılmasının toplum yararına aykırı olamayacağına” ilişkin düzenleme ile Anayasa’nın 91.maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen “…sıkıyönetim ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere, Anayasa’nın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan siyasi haklar ve ödevler kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemeyeceğine” ilişkin düzenleme nedeniyle, mülkiyet hakkının da KHK ile düzenlenmesi mümkün olmadığından iptal edilmiş ve Anayasa Mahkemesi’nin kararı 06.01.2017 tarihli resmi gazetede yayınlanmıştır.
1982 Anayasası 153.md.nin beşinci fıkrasında “iptal kararlarının geriye yürümeyeceği” ifade edilmekle, verilen iptal kararının tamamlanmış hukuki durum yada olaylara etkili olacak şekilde geçmişe dönük olarak uygulanması mümkün bulunmamaktadır. Ancak karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalarda uygulanacağında ihtilaf bulunmamaktadır.
Kullanmamaya dayalı iptal davasının hukuki dayanağı olan 556 sayılı KHK 14.maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin kararı ile iptal edilmesi nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İl Dernekler Müdürlüğü’nden celbedilen davalı dernek tüzüğünün 2.maddesinde; Federasyonun kuruluş amacı, çalışma konusu ve faaliyet alanı açıklanırken “seminer, konferans, panel ve benzeri toplantılar düzenleyebilir, dergi, bülten, kitap,broşür çıkarabilir, sergi ve fuar düzenleyebilir ve yurt içi ve yurt dışı fuarlara katılabilir” düzenlemesi ile fuar düzenlemenin dernek amaçları arasında sayıldığı görülmüştür.
Derneklerin ticari sıfatlarının ve faaliyetlerinin bulunamayacağı, ancak derneklerin amaçlarına ulaşmak için kuracakları iktisadi işletmeler aracılığı ile ikincil olarak bu faaliyetlerde de bulunabileceği, davacı derneğin tüzüğünde, fuar düzenleme ve fuarlara katılma amaç – faaliyet konusunun bulunduğu, davalı tarafça dosyaya sunulan sözleşmelerden; davacı ile ilk sözleşmelerin Federasyona bağlı …………..Dernekleri ile sözleşmeler yapıldığı, daha sonra 18.09.2000 tarihinde 2001-2002 döneminde ve sonraki sözleşmelerin doğrudan Federasyon ile davacı arasında imzalanarak her yıl seramik banyo fuarı düzenlendiği, her yıl sözleşmelerin yenilendiği, 2005-2010 yılları fuarlarının sözleşmelerinin sunulduğu, 11.04.2014 tarihinde de 2015 yılı 24 Şubat – 28 Şubat tarihlerindeki fuar için sözleşme yapıldığının anlaşıldığı, davalı ile davacı arasındaki sözleşmenin davalı şirket tarafından 01.04.2016 tarihinde feshedilerek …………… A.Ş ile sözleşme imzalandığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına davalı tarafça sunulan belgelerden, davalı …………..’nun kendisinin fuar düzenlemediği, davacı ile seramik banyo fuarı düzenleme konusunda işbirliği yapıldığı, sözleşmenin feshi üzerine de başka bir şirket ile işbirliğine gittiği, dava tarihinde yürürlükte olan 556 sayılı KHK 3.madde gereğince; idari merkezinin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde bulunan tüzel kişilerin adlarına marka tescil ettirebilecekleri, bu kişilerin Türkiye’de ticari işletme sahibi olmalarının yada ticaretle uğraşıyor olmalarının zorunlu bulunmadığı, davalının doğrudan fuar düzenlememesinin de marka tescil engeli olmadığı gözönüne alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
Davalının hükümsüzlüğü istenen markasının tescil tarihinin 10.01.2003 tarihli olduğu, davacı ile uzun süredir ticari ilişki içerisinde bulunduğu, davacının davalının marka tescilinden haberdar olmadığının düşünülemeyeceği, marka tescilini bilmesi gerektiği, davanın marka tescil kaydından 13 yıl sonra açıldığı gözönüne alınarak, davacının hükümsüzlük davası açma hakkının sessiz kalmak suretiyle de yitirdiği, davacının bunca yıl sonra dava açmasının MK 2 maddesi gereğince iyiniyetli olmadığı bu nedenle de davanın reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda gösterilen nedenlerle;
1-Kullanmama nedeniyle hükümsüzlük davasının 556 sayılı KHK 14.maddesinin Anayasa Mahkemesinin 14.12.2016 tarihli ….. E – ……K sayılı kararı ile iptal edilmesi nedeniyle konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalının, davaya konu ….. sayılı ………” ibareli markasının hükümsüzlüğüne ilişkin davanın ESASTAN REDDİNE,
3-Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6,70 harcın davalıdan tahsiline
4-Davalı yararına iptal davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.145,00 TL ücreti vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
Hükümsüzlüğe ilişkin davanın esastan reddinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi gereğince 3.145,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak ,davalı tarafa verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan 43,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine
Dair tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.
15/02/2018