Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2015/164 E. 2018/73 K. 13.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2015/164
KARAR NO : 2018/73

DAVA : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/09/2015
KARAR TARİHİ : 13/03/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili —-‘in Türk Sinemasında dönemin en popüler filmlerinin bir çoğunun yapımcılığını yapmış köklü bir şirket olduğunu, konu ettikleri Gazeteci, —-, —-, — isimli sinema eserlerinin imal ettiren sıfatıyla eser sahibi olduğunu, 5846 sayılı FSEK ‘ in 8.maddesinde 12.06.1995 yılında yapılan değişiklik öncesi düzenlemeye göre bir sinema eserinin sahibi onu imal ettiren olduğunu, FSEK Ek-2 maddeye göre yapılan değişiklik imal ettiren yapımcının eser sahipliğini ortadan kaldırmadığını, tüm bu eserlerin 1995 öncesi yapım olması hasebiyle bu eserle ilgili hakların müvekkilinin uhdesinde olduğunu, davalının ise —- TV isimli kanalın sahibi olduğunu, söz konusu kanalda yukarıda sayılan müvekkiline ait eserlerin ekte sunulan tabloda gösterildiği çeşitli tarihlerde izinsiz ve sözleşmesiz olarak yayınlandığını, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na göre bir eserden yararlanma hakkının münhasıran eser sahibine ait olduğunu, söz konusu bu hakların kullanımı için FSEK 52.madde kapsamında yazılı bir sözleşme gerekli olduğunu, ancak davalıya bu eserlerin yayınlanması konusunda herhangi bir izin verilmediği gibi arada bir sözleşmede bulunmadığını, davalı tarafça yapılmış eylemin FSEK 22.madde belirtilen çoğaltma ve FSEK 25.madde de belirtilen işaret, ses ve görüntü nakline yarayan araçlarla umula iletim hakkının ihlali olduğunu, davalının eylemi sebebiyle müvekkilinin büyük zarara uğradığını, zira dava konusu bu eserlerin unutulmaz Türk Filmleri arasında olmakla büyük ilgi ve ticari değere sahip olduğunu, yayınlanma sayılarının da bu hususu gösterdiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla FSEK 68.madde gereği 3 kat olarak şimdilik 500 TL telif tazminatının haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, muhtemel tecavüzün men’ ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin merkezinin İzmir olup, davanın yetkisiz İstanbul Anadolu Mahkemesinde açıldığını, davanın yetkisizlik nedeni ile reddi gerektiğini, zamanaşımı yönünden ise; davacı yanın dava dilekçesinde yayın tarihlerine yer vermediğini, dilekçe ekinde okunan imzasız bir tablo yer aldığını, bu tablodan okuyabildikleri kadarı ile 2011 yılından bahsedildiğini, davanın dayanağı 2011 yılı ise davanın zamanaşımından reddi gerektiğini, esas hakkındaki beyanlarında ise; müvekkili şirketin yayınladığı her türlü eseri sözleşmelerle ve bedelini ödeyerek yayınladığını, istisnasız bir şekilde sözleşmesi imzalanmadan, bedelleri ödenmeden, izni alınmadan hiç bir eser yayınlamadığını, davacının eserlerinin gösterim haklarını şirketler kanalı ile sattığını, bu konuda yetkilendirdiği, sözleşme yaptığı şirketler olduğunu, 2011 yılında müvekkili şirketin, davacının sözleşme ile gösterim haklarının satış yetkisini verdiği —- Ltd. Şti ile anlaşma yaptığını, bedellerini ödediğini, davacıya ait eserlerin gösterim haklarını sözleşme ile bedelini ödeyerek aldığını, —- Ltd. Şti ile müvekkili arasında imzalanan sözleşme örneğini sunduklarını, yine o tarihte sözleşme imzaladıkları — Şirketinden davacı —A.Ş ile arasında olan sözleşmenin de istendiğini, bu sözleşmeyi de ekte sunduklarını, Yine o dönem davacı— A.Ş den sözleşme yaptıkları — Ltd. Şti.nin taraflarınca sözleşme yapabilmesi için muvafakatname de temin edildiğini, bu muvafakatnameyi de ekte sunduklarını, Mahkemece işbu davanın — San. Tic. Ltd. Şti.ne ihbarını istirham ettiklerini belirterek, davaya konu eserlerin gösterim haklarının yasal olarak, sözleşmeye dayanılarak ve bedelleri de ödenmek suretiyle alınmış olması karşısında haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık; davacının yapımcısı olduğunu iddia ettiği eserlerin davalıya ait— TV de izinsiz olarak yayınlanıp yayınlanmadığı, FSEK madde 22 çoğaltma ve FSEK madde 25 de belirtilen işaret, ses ve görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkının ihlalinin bulunup bulunmadığı, FSEK madde 68 uyarınca rayiç bedelin 3 katı telif tazminatına hak edip etmediği ve tecavüzün men’ inin talep edilip edilemeyeceğine ilişkindir.
Davalı vekili yetki itirazında bulunarak davanın İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğini beyan ettiği anlaşılmışsa da; tecavüzün ref’inin de talep edildiği, 5846 sayılı FSEK 66/son maddesinde; ” eser sahibinin ikamet ettiği yerde de tecavüzün ref’i ve men’ i davası açabileceğinin” düzenlendiği, davacı şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesi sıfatı ile mahkememizin yetkili olduğu kanaatine varılmıştır.
Davaya konu filmlerin mali haklarının davacıya ait olup olmadığı, dava açma sıfatının bulunup bulunmadığı, Mahkememizce re’sen incelenmiş, Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü’nün yazı cevabından; davaya konu —, — ve —simli filmlerin yapımcısının davacı şirket olduğu, mali haklarının davacı şirkete ait olması nedeniyle davacı sıfatının bulunduğu anlaşılmıştır.
Gelen yazı cevabından;— isimli filmin yapım yılının 1975 tarihli olduğu, yapımcısının İstanbul Ticaret isimli firma olduğu, davacı şirketin filmin haklarını 04/03/1987 tarihinde aldığı, 1995 yılından önce yapılan filmler yönünden,koruma süresi filmin alenileştiği tarihten sonra 20 yıl olduğu, koruma süresinin 1996 tarihinde dolduğu, daha sonra 2001 yılında 4630 Sayılı Yasa ile koruma süresi 70 yıla çıkarılmışsa da, FSEK 51. Madde gereğince , davacının uzamış koruma süresinden faydalanamayacağı, filmin mali haklarının yapımcıya geri döndüğü, davacının bu film yönünden hak sahibi olmadığı, davacı sıfatının da bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Dosyamız içerisine alınan 16.06.2017 tarihli bilirkişi raporunda; “inceleme konusu “—- Sanayi ve Ticaret A.Ş ” antetli, “—-A.Ş ile sözleşme yapması için — Ltd. Şti.’ne izin verilmesine” dair bila tarih muvafakatnamede mevcut “— San. Tic. A.Ş” kaşe izi üzerinde atılı imzanın, kişinin imzalarıyla aralarında saptanan uygunluklara ve benzerliklere nazaran, —‘nun eli ürünü olduğu” sonucuna vardığı bildirilmiştir.
Yine dosyamız içerisine alınan 10.11.2017 tarihli bilirkişi ek raporunda ise; “uygun optik ekipman ( lup, binoküler stereomikroskop) kullanılmak suretiyle istem doğrultusunda yapılan incelemede; inceleme konusu 01.04.2011 tarihli Film Gösterim Pazarlanması Sözleşmesindeki ve 08.07.2012 tarihli Ek Sözleşmedeki “—Sanayi ve Ticaret A.Ş” ye atfen atılı imzalar ile —‘nun imzaları arasında genel tersim özellikleri, başlatılış ve sonlandırılış tarzları, gramaların konstrüksiyonu, istif ve kompozisyon karakteristikleri, seyir, eğitim, yön ve doğrultu, bağlantılar ve geçişler, açılanmalar ve sair itiyadi imza unsurları bakımından anlamlı uygunluklar ve benzerlikler gözlendiği, ancak belgelerin fotokopi olması nedeniyle aidiyet yönünden bir görüş belirtmenin sakıncalı olacağı, aidiyet yönünden bir tespite gidilip görüş belirtilebilmesi için belge asıllarının teminen gönderilmesi gerektiği ” kanaatinde olduğu bildirilmiştir.
Davalı vekilinin, davacı tarafın sözleşme ile davaya konu filmlerin gösterim haklarına satış yetkisini — Ltd. Şti.ne verdiğini beyan ettiği,01/04/2011-01/04/2013 tarihleri arasında geçerli “—Sözleşmesi” örneğini ibraz ettiği,, müvekkili şirketin de 2011 yılında — Ltd. Şti ile anlaşma yaparak bedellerini ödediği ve davacıya ait eserlerin gösterim haklarını aldığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Dosyaya ibraz edilen davalı şirket ile dava dışı —Ltd. Şti arasında yapılan 12.04.2011 tarihli sözleşme ile 01.05.2011 – 31.12.2012 tarihleri arasında sözleşmeye ekli listede sayılan yerli filmler, yabancı filmler ve 2 adet yabancı dizi filmin — TV de yayınlanması hakkının davalı şirkete verildiği, sözleşmeye ekli listede davaya konu —, —, —, — filmlerinin yer aldığı görülmüştür.
Davalı vekili tarafından davacı şirket ünvanı altında imzalanan muvafakatname aslı ibraz edilmiş ve yapılan imza incelemesinde davacı şirket yetkilisi tarafından imzalandığı tespit edilmiş, muvafakatname ekinde bulunan listede davaya konu filmlerin bulunduğu görülmüştür.
Davacı şirketin — isimli filmin hak sahibi olmadığı, davacı şirket yetkilisi tarafından verilen muvafakatname ile dava dışı şirketin filmlerin gösterim hakkını davalı şirkete verdiği, davacının filmlerin davalıya ait kanalda yayınlandığını, yayın kaydı ile ispatlayamadığı, sadece — tarafından düzenlenen yayın akışı raporunu ibraz ettiği, — Ltd. Şti ne yazılan müzekkereye de kayıtların maximum 420 gün muhafaza edildiği, talep konusu kayıtlar 2011 yılına ait olduğundan, kayıtların saklanmadığını beyan ettiği gözönüne alınarak, ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2- Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli telif tazminat yönünden 35,90 TL ve yine tecavüzün men’i yönünden 35,90 TL olmak üzere toplam 71,80 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,10 TL harcın davacıdan tahsiline,
3- Davalı yararına “telif tazminatı yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 500,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
Davalı yararına “tecavüzün men’ i yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.145,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Davacı tarafından yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/03/2018