Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2015/15 E. 2018/122 K. 03.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2015/15
KARAR NO : 2018/122

DAVA TARİHİ : 28/01/2015
KARAR TARİHİ : 03/04/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.), Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin “—–” adlı kitabı için kendisine ait matbaası olduğu için daha ucuza baskı yaptığını, internet sitelerine yazar olarak giriş imkanı verilerek kitabının günlük satış miktarını takip edebileceğini, kendine ait bir dağıtım firması, araç ve ekibi olduğunu, uluslar arası ödüllü bir yayınevi olduğunu, kendine ait yapım ve tiyatro şirketinin olduğunu, destekli yayıncılık alanında sadece kendisinin nakit ödeme yaptığını, bünyesinde hukuk departmanı olan destekli kişisel yayıncılık alanında tek yayınevi olduğunu, yapılan araştırmada olmadığı halde DMS Ajans adında bir ajansa sahip olduğunu, belediyelerden aldıkları belgelerle ortaya çıkan gerçekte hiç olmayan Kadıköy Rıhtım’da bir kitap çadırında yazarların kitaplarının satıldığını belirten ancak tamamı ile gerçek dışı bilgiler veren —- yetkilisi —-ile anlaşarak 21.07.2012 tarihli “—-Sözleşmesini akdettiklerini, müvekkilinin kitaplardan 1.000 adet basıldığına inandırıldığını, kendisine vaat edilen fuar, reklam, yayınlanma zamanı garantisi ile 1.000 adet kitabın yayınevlerine dağıtıldığını zannettiğini, Taraf Gazetesinde 18.02.2014 tarihinde çıkan haberler sonrasında yaptığı araştırmada Kültür Bakanlığı’ndan alınan resmi belgelerle kitabın bir fotokopicide yalnızca 200 adet basıldığını öğrendiğini, müvekkilinin sözleşmeyi dikkatlice okuduğunda yaptığı 2.350,- TL. Iık ödemenin hileli bir madde ile 1.000 adet değil 20 adet kitap için olduğunu gördüğünü, davalının gerek yaptığı röportajlarda, gerekse resmi internet sitesinde kendisine ait —-Matbaası olduğunu defalarca beyan etmesine rağmen yapılan araştırmada gerçekte böyle bir matbaaya sahip olmadığının ortaya çıktığını, davalının sokaklarda stand kurarak kitapçıya gitme alışkanlıkları olmayan kişilere de ulaşmaya çalıştıklarını söylediğini, ancak müvekkilinin araştırmaları neticesinde sokaklarda stand kurmanın kitaplar bandrollü dahi olsa yasak olduğunu öğrendiğini, Tüyap fuarında 2 kez Türkiye rekoru kırdığını belirttiği halde müvekkilinin araştırmasında Tüyap fuarına hiç katılmadığını, —- Yayınlarının standında kaçak olarak fuara katıldığının anlaşıldığını, davalının tanıtım olanağı sağladığını belirttiği dergileri satışa açmadığını, üniversitelere tanıtım amaçlı dağıtmadığını, sadece dergide yazısı/haberi olan yazarlara verilmek üzere az sayıda basarak dergi yayınladığını, müvekkilinin elinde 15 kitabı varsa bunların 13 tanesinde müvekkiline ait bandrol numaralarının bulunmadığını, bu nedenle müvekkilinin kitabının kaç adet satıldığının şaibeli olduğunu, müvekkilinin maddi zararları yanında çevresine karşı mahcup olduğundan manevi zarar da gördüğünü belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile taahhüdünü yerine getirmemiş olan davalıdan öncelikle müvekkili tarafından ödenen 2.350,- TL. ve sözleşmede cezai şart olarak belirtilen 2.000,- TL. tutarında 4.350,- TL. Maddi tazminatın ve 15.000,- TL. manevi tazminatın sözleşme tarihinden itibaren işleyecek faizleri ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı vekili tarafından 18.02.2015 tarihinde yapılan sulh protokolünün dilekçe ekinde olduğunu, söz konusu protokol ile davalı yana daha önce ödenen 750,- TL. telif ödemesine ek olarak 1.250,- TL. daha ödeme yapıldığını, taraflar arasında uzlaşma sağlandığı ve davadan feragat edileceği bildirildiği için davaya ilişkin yenileme emrine ilişkin tebligat konusunda hataya düşülerek davaya cevap verilemediğini, müvekkilinin satıldıkça basılmak üzere ilk olarak 200 adet kitap bastığını, gereken dağıtım ve tanıtım faaliyetlerini yerine getirdiğini, fakat kitabın sadece 97 adet satıldığını, taraflar arasında kitabın 1.000 adetten aşağı basılmayacağına yönelik bir maddenin bulunmadığını, yayın sözleşmesinde belirtilen miktarın yayınevini sınırlayıcı nitelikte olduğunu, davacı yanın sözleşme gereği ücretsiz kitap alma hakkı bulunmadığından kitap 1.000 adet basılsaydı davacının bir menfaatinin olmayacağını, davacının müvekkiline yakınmalarda bulunması neticesinde, müvekkilinin davacının istemesi halinde eski sözleşmeye kaim olmak üzere istediği şartlarda yeni bir sözleşme yapılabileceğini belirttiğini, neticede davacı ile müvekkili arasında müvekkilinin hiçbir menfaati olmamasına rağmen 04.03.2014 tarihinde eski sözleşmeye kaim olmak üzere aynı eser ile ilgili yeni bir sözleşme akdedildiğini, bu sözleşmeye istinaden davacının hiçbir ücret ödemediğini, davacı yana müvekkilince ücretsiz kitap verildiğini, daha sonra davacının işbu davayı ikame ettiğini, ikinci sözleşme ile basılan kitap miktarının sözleşmedeki kadar olduğunu, müvekkilinin rutin dağıtım ve tanıtım faaliyetlerini de yaptığını, fakat kitaba nerede ise hiç talep olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dosyamız kapsamında alınan 07.06.2017 tarihli bilirkişi raporunda; “davalı işyerinde yapılan incelemede davalı taraf yasal defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, 21.07.2012 ve 04.03.2014 tarihli sözleşmelerin 4.1 maddesine göre davacının davalıya 90 günlük süre sonunda sözleşmenin iptaline ve tüm ödemelerini eksiksiz biçimde geri almasına yönelik eserin yayınlanmaması ile ilgili herhangi bir yazılı ihtarı olmadığı, davalı ile davacı arasındaki 04.03.2014 tarihinden sonraki elektronik posta yazışmalarından davacının 27.01.2012 tarihli sözleşmede belirtilen 500 adet, sonrasında 250 adet kitabın basılmamasını, parasının geri ödenmesini istediği, davacının satılan 1. Baskı için satılan 146 adet kitabından 243,82 TL. Telif hakkı elde ettiği ancak kendisine 140,- TL. ödendiği, 103,82 TL. nın eksik ödendiği, davacının 2. Baskı için yapılan 04.03.2014 tarihli sözleşmeden 835,- TL. telif hakkı olduğu ancak kendisine 520,- TL. ödendiği, 315,- TL. nın eksik ödendiği, davacının ilk vekili ile yapılan tarihsiz protokolde, davacı adına 1.250,- TL.nın ödendiği anlaşılmakla birlikte, davacının ilk vekili Av. —ın vekaletnamesi incelendiğinde “Ahzu Kabz” hariç yetki verildiğinin anlaşıldığı, dosyaya sunulan kitapların sözleşmeye uygun olduğu, üzerlerindeki bandrollerin numaralarının ve tarihlerinin farklı olduğu, ancak bandrolün uygunsuz kullanımının bu davanın konusu olmadığı, dava dilekçesinde ve davacı vekilinin 13.01.2016 tarihli dilekçesinde talep ettiği; yayıncının sözleşmede belirtilen 1.000 adet kitap basma taahhüdünün yerine getirilip getirilmediği hususu ve davacı tarafından ödenen 2.350,- TL. nın davacıya geri ödenmesi hususunun Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu, talep edilen 2.000,- TL. cezai şartın her iki sözleşmede yer almadığı, davacı vekilinin 13.01.2016 tarihli dilekçesinde, işbu davanın 04.03.2014 tarihli sözleşmenin yerine getirilmediği ya da bu sözleşmeye göre telif ücreti almadığı için ikame edilmediğini bildirdiği, Sayın Mahkeme’ce, davacının dava dilekçesi ile talep edilmemekle birlikte 13.01.2016 tarihli dilekçesinde talep ettiği kitaplara dair telif ücret ödemesi ve FSEK 68 anlamında tazminat talebinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verildiği takdirde davacının 21.07.2012 tarihli sözleşmeden dolayı 4.870,- TL. maddi tazminat talep edebileceği, yine davacı 13.01.2016 tarihli dilekçesinde “işbu davanın 04.03.2014 tarihli sözleşmenin yerine getirilmediği ya da bu sözleşmeye göre telif ücreti alınmadığı için ikame edilmediği” beyanı Sayın Mahkeme’nin takdirinde olmak üzere 04.03.2014 tarihli sözleşmeden dolayı 1.985,- TL. maddi tazminat talep edebileceği, dava dilekçesi ile talep edilen 15.000,- TL. tutarında manevi tazminat hususunun Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu” sonuç ve tespitlerine varıldığı belirtilmiştir.
Davacı vekili 10.10.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile; bilirkişi raporundaki hesaplamalar neticesinde; 1.sözleşme için 4.870,00 TL, 2.sözleşme için 1.985,00 TL, 1.sözleşme için 103,82 TL telif alacağı, 2.sözleşme için 315,00 TL telif alacağı olmak üzere toplamda 7.273,82 TL kadar maddi tazminat taleplerini ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
Taraflar arasındaki 21/07/2012 tarihli sözleşmenin 3.2.maddesinde ” 1000 adetlik birinci baskı bittiğinde,yayıncı ikinci baskıyı herhangi bir ücret talep etmeden yapar”
4.1 maddesinde; ” Yayıncılık başvurusunun yapılması,yazarın eseriyle ilgili tüm belgeleri kendisine ulaştırmasının ardından en geç doksan gün içerisinde yayınlamak zorundadır,yayıncı keyfi olarak yayınlamazsa yazar 90 günlük sürenin bitiminin ardından yasal ihtar yapar ve bu ihtarın ardından 30 gün süreyle eser hala yayınlanmamışsa sözleşmeyi iptal edip tüm ödemeleri eksiksiz biçimde geri alır ” denilmiştir.
7.1-2-3 maddesinde yayıncının eserin kitabevlerine ve internet satış sitelerine satılmasını ve dağıtımını üstlendiği, fuarlarda sergileyeceği, yazar isterse imza günü düzenleyeceği,satış fiyatı üzerinden %20 lik kısmı yazara nakit olarak ödeyeceği,”—-” başlıklı maddede de yazar için %20 komisyon ödeneceği taahhüt edilmiş, ancak yayıncının bu yükümlülüklerine aykırı davaranması halinde herhangi bir yaptırım öngörülmemiştir.
Sözleşmenin 10. Maddesinde yazarın sözleşmeyi iptal etmesi için 30 gün önceden yazılı başvuru şartı getirildiği görülmüştür.

Sözleşmenin 16.maddesinde “Yazar basılan kitaptan 20 adet ücretsiz alabilir.Daha sonra kitap almak istediğinde etiket fiyatının %50’sini ödeyerek kitap alabilir.Yazar hiçbir şartta ücretsiz kitap alma hakkına sahip değildir “denmiştir.
“Bu da —” kitabının 1000 adet basılacağı yazarın 2350 TL ödeyeceği kararlaştırılmıştır.4/3/2014 tarihli sözleşmede 9.1 maddesinde Yazarın telif ücretini peşin aldığı,14.maddede yazarın kitabını ücretsiz alamayacağı,15. Maddede de baskı sayısının 500 adet olduğu kabul edilmiştir.
Davacının dava dilekçesinde, hileli hareketlerle kandırıldığını iddia ettiği anlaşılmışsa da, taraflar arasındaki yazışmalardan hile olarak ileri sürülen hususların 2013 yılında öğrenildiği, dava tarihinin 28/01/2015 olduğu, TBK 36. Ve TBK 39. Madde gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde hile ile kandırıldığı iddiasını ileri sürmediğinden , hile sebebiyle sözleşmeden dönme talebini ileri süremeyeceği kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi raporu ile davacının, 21/07/2012 tarihli sözleşme gereğince 27/07/2012 tarihinde 1300 TL,17/10/2012 tarihinde 1050 TL olmak üzere toplam 2350 TL sözleşme bedelini ödediği sabit olmuştur.
Davalının 02/10/2013 tarihinde 35 TL,04/03/2014 tarihinde 105 TL,17/03/2014 tarihinde 520 TL olmak üzere toplam 660 TL ‘ yı EFT yoluyla davacıya ödediği tespit edilmiştir.
Davacı’nın 12/12/2013 tarihinde İdefix’ten kredi kartı ile 100 adet kitap sipariş ettiği,kredi kartı ile 540 TL ödediği,50 adedini kendisinin, 50 adedini de İdefix’in temin sorunu olduğundan iptal ettirdiği anlaşılmaktadır.
Yayınevlerinden celp edilen satış rakamları ve bilirkişi raporu ile ,davalının davaya konu kitaptan 442 adet kitabı faturalandırarak sattığı ,296 adet kitabın iade edildiği,146 adet kitabın satışının yapıldığı, 146 adet kitabın 70 tanesinin davacıya %50 iskonto uygulanarak faturalandırıldığı tespit edilmiştir.
Bilirkişi raporunda 146 adet satıldığı tespit edilen kitaplar yönünden herbir kitap için hesaplanan birim telif bedeli 1.67×146=243,82 TL hesaplanmışsa da, 146 Kitabın 70 tanesinin %50 iskonto ile davacıya faturalandırıldığı anlaşılmakla, mahkememizce 76×1.67=116,90 TL + 8,33 (KDV ‘siz satış fiyatı) /2 =4,1 4,1 üzerinden %20 telif oranı 0,8 TL olarak hesaplanmakla 0,8 x70 = 56 (davacıya satılan kitaplar üzerinden hesaplanan telif bedeli ) toplam 56+116,90 TL= 172,90 TL satılan kitaplardan telif bedeli istenebileceği kanaatine varılmıştır.
500 adet basılacağı taahhüt edilen ve ıslah dilekçesi ile talep edilen, 4/3/2014 tarihli sözleşmeden talep edilebilecek (peşin ödeneceği kararlaştırılmakla) 835 TL telif bedeli + 172,90 TL = 1007,90 TL istenebileceği,davalı tarafça ödendiği tespit edilen 660 TL ‘nın mahsubundan sonra 347,90 TL kaldığı kanaatine varılmıştır.
Davalının 21/07/2012 tarihli sözleşme ile 1000 adet kitap basma taahüdünde bulunduğu ancak, bilirkişi raporu ile 445 adet bastığının tespit edildiği anlaşılmakla, 1000 adet için davacı tarafça ödenen 2350 TL’dan , eksik basılan 555 adet için , ayıplı ifa nedeniyle sözleşme bedelinin 1.175 TL ‘sının iadesinin istenebileceği kanaatine varılmıştır.
Davacının eksik ve ayıplı ifa nedeniyle ödediği sözleşme bedeli 1.175 TL ile,eksik ödenen telif bedeli 347,90 TL yı isteyebileceği kanatine varılarak, davalının davadan önce temmerrüde düşürülmediği anlaşılmakla , dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, sözleşmede cezai şart talep edilebileceğine dair düzenleme bulunmadığından cazai şart talebinin ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalının sözleşmedeki taahhütlerini yerine getirmediği, yayınevlerine dağıtım ve tanıtım yükümlülüğünü yerine getirmediği, bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle davacının yazarı olduğu kitabın sadece 146 adet satıldığı ve bunun 70 adedinini de davacının kendisi aldığı, dosyaya sunulan yazışmalardan da anlaşılacağı üzere davacının sürekli olarak bilgi talebinde bulunduğu, davalının oyaladığı, yeterli bilgi vermediği, bu süreç içerisinde davacının manevi olarak elem ve ızdırap duyduğunun kabul edileceği ve ruh halinin biraz olsun rahatlatılması,elem ve ızdırabın hafifletilmesi yönünden 3.000 TL manevi tazminatın halin icabına uygun olduğu kanaatine varılarak, manevi tazminat talebinin de kısmen kabulüne fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Islahla artırılan davanın KISMEN KABÜLÜNE KISMEN REDDİNE
2- 1.175,00 TL alacak ile 347,90 TL telif alacağının 28/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsil edilerek davacıya ödenmesine
Fazlaya ilişkin taleplerin reddine
3- 3.000 TL manevi tazminatın davalıdan 28/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsil edilerek davacıya ödenmesine
Fazlaya ilişkin taleplerin reddine
4- Harçlar Kanunu gereğince maddi tazminat yönünden 392,85 TL ve manevi tazminat yönünden 204,93 TL olmak üzere toplam 597,78 TL harçtan peşin alınan 330,45 TL ve ıslah ile alınan 124,21 TL harcın mahsubu ile bakiye 143,12 TL harcın davalıdan tahsiline,
5- Davacı yararına maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.522,90 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
– Davacı yararına manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.000,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
– Davalı yararına maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.145,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
– Davalı yararına manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.000,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,

6- Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan 27,70 TL başvurma harcı, 31,40 TL başvurma harcı, 330,45 TL peşin harç, 4,10 TL vekalet harcı, 124,21 TL ıslah harcı, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 360,10 TL tebligat, müzekkere masrafı olmak üzere toplam 3.877,96 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları gözönüne alınarak (%20 kabul) 775,59 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.. 03/04/2018