Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2014/49 E. 2018/229 K. 26.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2014/49 Esas
KARAR NO : 2018/229

DAVA : Markanın Kullanılması Nedeniyle Haksız Rekabetin Tespiti ve Men’i ile Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 12/02/2014
KARAR TARİHİ : 26/06/2018

Davacı-birleşen davacı vekili tarafından davalı-birleşen davalılar aleyhine açılan haksız rekabetin tespiti ve men’i, markanın ticaret unvanıdnan terkini, maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
TALEP / Davacı vekili asıl davada sunduğu dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili firmanın 1995 yılından bu yana “… markasıyla faaliyet gösterdiğini ve ….. sayılı markaların sahibi olduğunu, davalılardan……..müvekkilinin eski ortağı olduğu gibi davacı şirketi temsil etme yetkisine de sahip olduğunu, ancak davalının 14/03/2013 tarihinde hisselerini ….. devrederek ortaklıktan ayrıldığını, davalının imaj transferi amacıyla planlı ve organize şekilde hareket ettiğini, davalı firmanın ….. ticari unvanının müvekkiline ait “…..” markasıyla iltibas oluşturduğunu, ayrıca davalı ….. müvekkili firmanın ortağı iken aynı alanda başka bir şirket daha kurarak TTK’nun 626.maddesi kapsamındaki rekabet yasağına aykırı hareket ettiğini,……. sitesinin şifresini de ele geçirerek bu site üzerinden yeni şirketinin tanıtımını yaptığını, müvekkili şirketin müşteri listesini çalarak kullandığını, bu sebeplerle meydana gelen haksız rekabetin tespitine ve men’ine, şimdilik 5.000,00 TL maddi ve 450.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememiz dosyası ile birleşen Kapatılan İstanbul Anadolu …….Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/41 Esas sayılı dosyasına sunduğu dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili firmanın 1995 yılından bu yana “….” markasıyla faaliyet gösterdiğini, ……. numaralı markaların sahibi olduğunu, davalılardan….. müvekkilinin eski ortağı olduğu gibi davacı şirketi temsil etme yetkisine sahip olduğunu, ancak 14/03/2013 tarihinde hisselerini …… devrederek ortaklıktan ayrıldığını, davalı şirketi kurarak davacıya ait …. ibaresini kullanmak suretiyle davacının markası ile iltibas yaratacak şekilde marka hakkına tecavüz ettiğini, davalı ….. davacı şirkette ortak olduğu 26/07/2012 tarihinde davalı şirketi kurduğu ve müdürlük yaptığı, bu şekilde TTK’nun 626.maddesi kapsamında rekabet yasağına aykırı hareket ettiğini, davacıya ait……… web sitesi ve ……. posta adresinin şifrelerini de davalı…. değiştirerek davalı şirkete ait olarak kullanmaya başladığını, şirket çalışanlarını kendi şirketine transfer ettiği, müşterileri kendi şirketine yönlendirdiğini belirterek,……” ibaresinin davalı şirketin ticaret unvanından terkinine, davalıların marka hakkına tecavüz eylemleri nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla 5.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalılar vekili asıl davaya karşı sunduğu cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davacının müvekkili …… şirket kurmasından 21 ay sonra davayı açtığını ve kötü niyetli olduğunu, ayrılma sırasında tarafların sözlü centilmenlik anlaşması yaptığını ve davacı firma sahibinin…… dilediği şirketi kurmasına, dilediği işi yapmasına muvafakat gösterdiğini, ……. sitesinin isim ve kullanım hakkının müvekkili firmada muhasebe müdürü olarak çalışan …. ait olduğunu, ….. müvekkili ….. yeğeni olduğunu, …. davacı firmanın %50 hisseli kurucu ortağı olduğunu ve müşteri portföyünün oluşmasında katkısının diğer ortaklardan daha fazla olduğunu, müvekkili firmanın tanıtımında……..com sitesini kullandığını, davacı şifresinin ele geçirilmesinin söz konusu olmadığını, müvekkilinin müşteri listesini de ele geçirmediğini, 20 yıldır sektörde çalışan birisi olarak hangi firmanın ne ticareti yaptığından zaten haberdar olduğunu, müvekkili ….. firmasının ticaret unvanının iltibas oluşturmadığını, ayrıca ……. ibareli pek çok firma bulunduğunu, müvekkilinin ….. markası için başvuruda bulunduğunu, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili Mahkememiz dosyası ile birleşen Kapatılan İstanbul Anadolu ……..Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/41 Esas sayılı dosyasına sunduğu cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davacının kötü niyetli olduğunu, davanın müvekkili ….. şirket kurmasından 21 ay sonra ikame edildiğini, amacının haksız yere maddi gelir temin etmek olduğunu, müvekkilinin şirket ortaklığından ayrılırken başka bir şirket kurmasına davacının muvafakat ettiğini, ….. sitesinin isim ve kullanım hakkının müvekkili firmada muhasebe müdürü olaarak çalışan …. ait olduğunu, müvekkili firmanın tanıtımında ….. sitesini kullandığını, davacı şifresinin ele geçirilmesinin söz konusu olmadığını, müvekkili .. . firmasının ticaret unvanının iltibas oluşturmasının söz konusu olmadığını, gerekli yasal işlemler tamamlanarak kullanıma başlandığını, … ibareli bir çok firma bulunduğunu, davacının tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalı şirketin sahibi olan davalı ….. davacı şirketin eski ortağı olarak, ortaklıktan ayrıldıktan sonra davacının markasını, müşteri portföyünü ve internet şifresini kullanmak suretiyle haksız rekabette bulunduğunun tespiti ve men’i ile maddi ve manevi tazminat davası olup, birleşen dava ise, davalıların davacının markasını ticaret unvanında kullanması nedeniyle …” ibaresinin ticaret unvanından terkini ile maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davacı tarafından davalılar aleyhine Kapatılan İstanbul Anadolu ……Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası ile açılan …….” ibaresinin ticaret unvanından terkini ile maddi ve menevi tazminat davasında Mahkeme tarafından 04/07/2017 tarihinde dosyasının Mahkememizin …… Esas sayılı iş bu dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği görülmektedir.
Davacı vekili tarafından 11/06/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile; 5.000,00 TL olarak talep ettiği maddi tazminatı 214.594,09 TL arttırarak 219.594,09 TL’ye yükselttiklerini beyan etmiştir.
Dosyaya …..kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde …. numaralı “….” ibareli markanın davacı şirket adına 1.sınıfta 21.07.2011 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.
Dosyaya celp edilen ticaret sicil kayıtlarına göre davacı şirketin …… tarihinde, davalı şirketin ise 27.07.2012 tarihinde tescil edildiği, ayrıca …. kayıtlarına göre davalı şirketin 06.10.2012 tarihinde 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamına alındığı anlaşılmaktadır.
Dosyaya sunulan ……nin ……… sayılı ve 15/03/2013 tarihli Ortaklar Kurulu Kararı ile davalılardan … Kartal …Noterliğinin 14/03/2013 tarih ve ….yevmiye numaralı hisse devir ve temlik sözleşmesi ile davacı şirketteki mevcut hisselerini dava dışı … devrederek ortaklıktan çıkmış olduğu görülmektedir.
Edremit …..Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/35 Talimat sayılı dosyasında dinlenen tanık ….; davacı ve davalı olan her iki şirketin sahiplerinin kendisinin kardeşi olduğunu, kardeşlerinin çok uzun zamandır yaklaşık 30 yıldır …… adı altında ortak iş yaptıklarını, ancak 2012 yılında kendi aralarında ihtilafa düştüklerini, ….. ayrılmak istediğini, kendisinin de olduğu bir ortamda sözlü olarak anlaştıklarını ve ayrıldıklarını, ….. ……”istediğin her işi yapabilirsin” diye söylediğini, bu şekilde anlaştıklarını, ayrılırken aralarında yaptıkları Noter sözleşmesi ile … şirketteki hisselerini abisine devrettiğini ve karşılığında ….. marka………. kendisinde kalması hususunda anlaştıklarını, ancak araç devrinin sözleşmede yer almadığını ve sözlü olarak kararlaştırıldığını, ancak ….. aracın devrini yapmadığını ve trafiğe şikayet edip aracı bağlattığını, …. şirketi kurduktan sonra ilk aşamada …..bir şikayeti olmadığını, ancak aradan zaman geçtikten sonra şikayetlerin başladığını, ayrıca ortak şirkette çalışan bir kısım işçilerin kendi istekleri ile…. kurmuş olduğu yeni şirkette çalışmaya başladıklarını, bildiği kadarı ile ….. işçileri çalışmaları konusunda bir baskısı veya ayartmasının olmadığını, kendisi gözlemlediği kadarı ile her iki taraf da kardeşi olduğundan haksızlık yapan birisi varsa bu kişinin … olduğunu, çünkü ortaklıklarını anlaşarak bitirmelerine ve ayrılmalarına ve ayrıca…… istediği işi yapması konusunda serbestlik sağlamasına rağmen sonradan bu davayı açmış olmasında haksız olduğunu beyan etmiştir.
Mahkememizce duruşmada dinlenen tanık ……; davacının firmanın …ibaresini kullandığını, ortaklardan …. şirketten ayrıldığını, … .. şirketini kurduğunu, ancak bu şirketi resmi olarak davacı şirketten ayrılmadan önce kurduğunu, davalı firmanın da grafit işleme ve yardımcı malzemelerle ilgili üretim işiyle uğraştığını, kendisi …….. iş yerine gittiğinde davacı ….. çalışan elemanlardan … ve nakliyeci … orada çalıştığını gördüğünü, tanık …..; kendisinin …….şirketinde 2010 yılından beri çalıştığını,….. davacı şirkete ait olduğunu, ancak ayrılma nedenini bilmediğini, ……. yeni bir şirket kurması üzerine ………………….. çalışmak üzere ayrıldıklarını, davacı şirketin internet üzerinden sipariş alığını, … firması kurulduktan sonra internetten alınan siparişlerde karışıklık olmaya başladığını, kendilerinin çalıştığı kargo firmasının aynı zamanda ……. firmasının da çalıştığı kargo firması olduğunu, kargodaki elemanın her iki firmayı aynı zannedip ….. olarak siparişleri gönderdiği dönemlerin olduğunu, hatta ……firmasının iş yaptığı …… firmasının kargo firmasının yaptığı yanlışlık nedeniyle ……… firmasından haberdar olup bu firma ile çalışmaya başladığını, tanık …..ı; kendisinin …… sahiplerinden….. ile 1992 yılından itibaren yaklaşık olarak 20 yıl kadar süre ile aynı sitede ikamet ettiğini, kendileri ile her hangi bir iş ilişkisi bulunmadığını,…….şirketini kurduklarını ve ortak olduklarını, daha sonra ….. ayrılarak ….. kurduğunu, her iki ortağın eşlerinin kendisini arayarak taraflar arasındaki husumeti gidermesini talep etmeleri üzerine kendisinin de her iki ortak ile bir araya geldiğini, o süreçte ……. hissesini henüz devretmemiş olduğunu, ancak …… adında şirketi yeni kurduğunu, ……. işlerle ilgili olarak şifreyi bilmesi nedeniyle müşteriyle bağlantı kurduğunu ifade ettiğini, ancak….. bu iddiayı kabul etmediğini, anlaşma sağlamak üzere bir araya geldiklerinde şirkette ayrılması gereken her hangi bir para olmadığını gördüklerini, binanın mülkiyetini fiilen ayırarak aynı binada iki şirketin çalışacağı hususunun konuşulduğunu, markayla ilgili her hangi bir konuşma geçmediğini beyan etmişlerdir.
Mahkememizce bilişim uzmanı bilirkişiden alınan 11/10/2014 tarihli raporda; tespite konu ….. internet sitesinde 2008 – 2011 döneminde ……… iletişim bilgileri ve logosu yer almakta iken, 2013 – 2014 döneminde ….. iletişim bilgileri ve logosunun yer aldığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce marka vekili, hukukçu ve muhasipten oluşan bilirkişi heyetinden alınan 05/10/2015 tarihli raporda; davalılardan ……şirket ortağı ve müdürü iken davalı firmayı kurması suretiyle TTK 626 madde hükümlerine aykırılık teşkil ettiği ileri sürülmüş ise de, anılan hükmün rekabet yasağını düzenlediği, iş bu davanın konusunun ise haksız rekabet olduğu, rekabet yasağı ile haksız rekabet hükümlerinin farklı olduğu, rekabet yasağının haksız rekabet hükümlerine tabi olmadığı, bu bakımdan davalının TTK 626 madde hükümleri kapsamında bir haksız rekabet eylemi içerisinde olmasının söz konusu olmadığı, davacı şirket çalışanlarının kendi rızaları ile davalı şirkette çalışmalarının hukuka aykırı olmadığı, davalılarca davacı şirkete ait müşteri listesinin çalındığına dair iddianın ispatlanmamış olduğu,…….alan adının davacı şirket eski çalışanı…… …..adına tahsis edilmiş ise de, söz konusu alan adının ……. tarafından davacı şirket adına tahsis ettiği, bu bakımdan söz konusu alan adı üzerinde esas hak sahibinin davacı şirket olduğu, bu nedenle davalı tarafından söz konusu……..com alan adının kullanılmasının hukuka aykırı olduğu, davacının davalıların haksız rekabet teşkil eden eylemleri sonucunda uğradığını ileri sürdüğü maddi zararını ispatlar nitelikte bir belgenin dosya içerisinde bulunmadığından maddi tazminat hususunda inceleme yapılamadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce celp edilen satış faturaları doğrultusunda ve birleşen dosya kapsamında aynı bilirkişi heyetinden alınan 17/10/2017 tarihli ek raporda; davacıların eylemlerinin ticaret unvanına, markaya ve alan adına tecavüz teşkil ettiği, davacı müşteri portföyünü ele geçirerek bunlara büyük miktarda mal satımının haksız rekabet teşkil ettiği, davalı şirketin davacının müşterilerine sattığı KDV hariç 1.416.528,30 TL satıştan elde ettiği karın davacının zararı olarak kabul edileceği, bu miktardaki satıştan metal sektöründe ortalama kar haddinin ne olacağının hesaplanması gerektiği, ancak heyette bu konuda sektör bilirkişisi olmadığı için hesaplamanın yapılamadığı, manevi tazminat koşullarının oluştuğu, bunun miktarının takdirinin Mahkemeye ait olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi heyetine, sektör kar marjını bilen, metalurji mühendisi bilirkişi dahil edilmek suretiyle alınan 12/04/2018 tarihli ek raporda; piyasa çalışma koşulları ve davacı-davalı firmaların aynı sektör, aynı müşteriler ile çalışıyor olması da göz önüne alındığında yaşanan ekstra rekabet durumu, firmaların kar ederek büyüdükleri de düşünüldüğünde sektör kar oranının %15 olarak düşünülmesinin uygun olduğu belirtilmiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleşen Kapatılan İstanbul Anadolu ……Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/41 Esas sayılı dosyasında alınan 12/10/2015 tarihli bilirkişi raporunda; davalının özellikle 2013 Şubat tarihinden sonraki faturalarında, unvanında yer alan “……” ibaresini farklı renkte ve büyük puntolarla ön planda kullandığı, davalının aynı şekilde, internet sitesinde “…… ibarsini farklı renkte ve büyük puntolarla ön planda kullandığı, bu şekilde bir unvan kullanımının markasal kullanım olduğu, davalının ticaret unvanının çekirdek unsurunu markasal kullanmak suretiyle davacının tescilli “……” markalarına tecavüz teşkil ettiği, davalının ….. ibaresini içeren “…..” markası adına tescilli ise de bu markanın 35.sınıfta tescilli olduğu ve davalının faaliyet gösterdiği alanda tescilli olmadığı, kaldı ki söz konusu markanın “…………..” markası olduğu, davalı tarafından fiilen kullanılmış olan markadan farklı olduğu, bu bakımdan davalının tescilli marka kullanımına dair iddialarının yersiz olduğu, davacının markasına vaki tecavüz neticesinde KHK 66/2-a uyarınca talep edebileceği maddi tazminat miktarının davacının defterlerini sunmadığı için inceleme imkanının bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkemece aynı heyetten alınan 11/08/2016 havale tarihli raporda; davalıya ait defterlerin incelenmesi neticesinde ve sektörde kar marjının %15 olduğu göz önüne alınarak, davacının markasına vaki tecavüz neticesinde KHK m.66/2-a uyarınca talep edebileceği tazminat miktarının 212.479,30 TL olabileceği belirtilmiştir.
Yine Mahkemece metalurji mühendisi ve muhasipten oluşan farklı bir heyetten alınan 24/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacının markasına tecavüz nedeniyle KHK 66/2-a maddesi uyarınca hesaplanan maddi tazminat tutarının 212.479,30 TL olduğu tespit edilmiştir.
Davacı ve davalı şirketlerin ticaret sicil kayıtlarından davalı ……… davacı şirkette hissedar ve yönetici olduğu, 14/03/2013 tarihinde hisselerini ……. devrederek şirketten ayrıldığı ve ortak olarak kurduğu ….. şirketi ile faaliyetine devam ettiği anlaşılmıştır.
Davacı şirketin ticaret unvanının “…..”, davalı şirketin ticaret ünvanının “….” olduğu,davacı şirket ünvanındaki …… ……….. ibareleri ile davalı ticaret ünvanındaki “…….. ibarelerinin şirketlerin faaliyet alanlarını gösteren ibareler olduğu, unvanlara farklılık kazandırmadığı, şirketlerin aynı sektörde faaliyet gösterdikleri, müşterileri nezdinde karışıklığa neden olacağı, hatta tanık………. yeminli ifadesinde ” davacı şirketin internet üzerinden sipariş alığını, …. firması kurulduktan sonra internetten alınan siparişlerde karışıklık olmaya başladığını, kendilerinin çalıştığı kargo firmasının aynı zamanda . … firmasının da çalıştığı kargo firması olduğunu, kargodaki elemanın her iki firmayı aynı zannedip ….olarak siparişleri gönderdiği dönemlerin olduğunu, hatta ….firmasının iş yaptığı …..kargo firmasının yaptığı yanlışlık nedeniyle …. firmasından haberdar olup bu firma ile çalışmaya başladığını” beyan ettiği ,fiilen de karışıklık yaşandığı, kanaatine varılmıştır.
Birleşen dosya içerisinde bulunan 27/02/2014 tarihli bilişim raporu ile h……alan adlı internet sitesi içeriği üzerinde inceleme yapılarak görsellerin tespit edildiği, logo ve davalı şirketin ticaret unvanının …..ibaresinin büyük harflerle yazılarak web sitesinin tüm sayfalarında. …….. adı verilen başlık kısmında markasal olarak kullanıldığı, internet sitesinin 06/06/2011 tarihli arşiv kaydında da internet sitesinin davacı ………… LİMİTED ŞİRKETİ” tarafından “….” logo ve markası ile birlikte kullanıldığı, internet sitesinin 17/08/2007 tarihinde oluşturulduğu alan adı sahibinin …. olduğu, ….. kayıtlarından …. daha önce davacı şirkette çalışırken daha sonra davalı şirkette sigortalı olarak çalışmaya başladığı, internet sitesinin ve …………………………. adresinin daha önce davacı şirket tarafından kullanıldığı tespit edilmiştir.
ASIL DAVADA; Dosya kapsamında davacı ve davalı şirketlerin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme ve davacı tarafça sunulan belgelerin incelenmesiyle davalı …… davacı şirketteki hissedar ve yönetici olduğu dönemde davacının müşteri portföyünü bildiği, daha sonra kurmuş olduğu davalı şirkette davacının müşterileriyle irtibat kurarak ve aynı unsurlu ticaret unvanı tescil ettirerek yapmış olduğu ticari ilişki neticesinde, davacı satışlarının azalmasına neden olduğu, davacı müşterilerine 1.727.473,511 TL (KDV dahil) satış yaptığı, bu satıştan %18 oranında KDV miktarı düşüldüğünde KDV’siz tutarın 1.463.960,60 TL olarak hesaplandığı, sektör bilirkişisinin raporu ile %15 sektör kar oranına göre 219.594,09 TL kar edeceği( bilirkişi raporunda KDV’siz tutar hesaplanırken davacı vekilinin talep arttırım dilekçesinde beyan ettiği üzere hesap hatası yapıldığı kanaatine varılarak, talep arttırım dilekçesindeki hesaplamanın doğru olduğu mahkememizce tespit edilmekle) davalıların davacı ile aynı sektörde faaliyet gösterirken daha önce davacı tarafça kullanılan …………………. e-posta adresini kullanmak, davacı şirketin müşterileri ile irtibat ve ticari ilişki kurmak suretiyle haksız rekabette bulunduklarının tespitine, haksız rekabetin men’ine, davalıların …….. alan adını ve ….. adresini ticari faaliyetlerinin tanıtımında kullanmasının önlenmesine, 219.594,09 TL maddi tazminatın ve takdiren 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş, fazlaya ilişkin talep reddedilmiştir.
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile faiz talebinde bulunmadığı, ancak belirsiz alacak davası açılan davada, talep arttırım dilekçesi ile faiz talep ettiği, dava dilekçesinde hiç talep edilmeyen faizin, talep arttırım dilekçesi ile istenemeyeceği göz önüne alınarak faiz talebinin usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Kapatılan İstanbul Anadolu …….Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin …… Esas sayılı BİRLEŞEN DAVADA; davacı vekilinin davacı markası ile iltibas oluşturan davalı şirket ticaret unvanındaki ….. ibaresinin terkinini, marka hakkına tecavüz nedeniyle 5.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep ettiği, birleşen davada alınan bilirkişi raporunda davacı tarafın 556 sayılı KHK 66/2-a maddesine göre yapılan hesaplamada tazminat miktarını 212.479,30 TL olarak hesaplaması üzerine davacı vekilinin 29/05/2017 tarihli talep arttırım dilekçesi ile talebini bu miktara yükselttiği anlaşılmıştır.
TTK 52.maddede “ticaret unvanının ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması halinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını, haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını..isteyebilir” hükmü düzenlenmiştir.
Davacı şirket adına 20/04/2010 başvuru tarihli, 01.sınıfta ……… sayılı “…….” markası ile 18/09/2012 başvuru tarihli, 40/42.sınıflarda tescilli “………” markasının bulunduğu, davacı şirketin 06/01/1995 tarihinde tescil edildiği, davalı şirketin ise 26/07/2012 tarihinde tescil edildiği, davalı şirket kurucusu ……. aynı zamanda davacı şirketin ortağı olduğu, davacı şirketin ticaret unvanı ve tescilli markasının …….. unsurunu ticaret unvanında kullanmasının TTK 52 ve 55.maddeleri gereğince dürüstlük kuralına aykırılık ve haksız rekabet teşkil ettiği kanaatine varılarak, birleşen davada davalı şirketin ticaret unvanından……… ibaresinin terkinine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin haksız rekabete dayalı olarak Mahkememizde görülen asıl dava ile markaya tecavüz nedeniyle birleşen davayı ayrı ayrı açtığı, ayrı ayrı tazminat talebinde bulunduğu, ancak her iki davada dayanılan maddi vakıalar ve fiillerin aynı olduğu anlaşılmaktadır.Yargıtay…… Hukuk Dairesinin 20/11/2008 tarihli, 2007/4585 Esas,2008/13092 sayılı kararı ile benzer bir davada, hem marka hakkına, hemde TTK 56. Madde deki haksız rekabet hükümlerine dayanılması durumunda, tek eylem bulunduğu halde ayrı ayrı manevi tazminata hükmedilmesi nedeniyle, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verdiği görülmüştür.
………….Türk Marka Hukuku (sf 689) isimli eserde; “hakların
yarışmasının söz konusu olduğu bu gibi hallerde, tecavüz iddiasına konu ürün ve eylem tek ise, tek bir tazminata hükmolunması ” gerektiği, görüşü beyan edilmiştir.
Asıl davada ve birleşen davada aynı eylemlere dayanıldığı ve tazminat miktarlarının da aynı hesaplandığı gözönüne alınarak, asıl davada maddi ve manevi tazminata hükmedilmekle, birleşen davada talep edilen maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Asıl davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davalıların davacı ile aynı sektörde faaliyet gösterirken daha önce davacı tarafça kullanılan …… sitesi ve …………………adresini kullanmak, davacı şirketin müşterileri ile irtibat kurarak ticari ilişki kurmak suretiyle haksız rekabette bulunduklarının TESPİTİNE,
Haksız rekabetin MEN’İNE,
Davalıların ………………………………. adresini ticari faaliyetlerinin tanıtımında kullanmasının ÖNLENMESİNE,
3-219.594,09 TL maddi tazminatın ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE,
4-Hüküm kesinleştiğinde masrafı davalılardan tahsil edilerek Türkiye çapında yayınlanan gazetelerden birinde hüküm özetinin ilanına,
5-Davacı tarafın faiz talebinin usulden reddine,
Haksız rekabet davası üzerinden alınması gereken 35,90 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Maddi ve manevi tazminat davası üzerinden alınması gereken 18.416,00 TL harçtan peşin alınan 11.472,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.943,70 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline haksız rekabet davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 3.145,00 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline maddi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 19.125,65 TL ücreti vekalet ile manevi tazminat davası üzerinden takdir olunan 5.850,00 TL ücreti vekalet olmak üzere toplam 24.975,65 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalılar vekiline manevi tazminat davasının reddedilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.850,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 11.472,30 TL peşin harç (ıslah harcı dahil) ve 25,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 11.497,50 TL harç giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından asıl davada yapılan tebligat ve müzekkere masrafları ile bilirkişi ücretleri de dahil toplam 5.336,70 TL yargılama giderinden; davanın kabul ve red oranına göre, (%70) 3.735,70 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%30) 1.601,00 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından asıl davada yapılan 105,00 TL yargılama giderinden, davanın red ve kabul oranına göre, (%30) 31,50 TL’nin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine, bakiye (%70) 73,50 TL’nin davalılar üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
6-Birleşen (Kapatılan İstanbul Anadolu ………Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/41 Esas, 2017/146 Karar sayılı) dosyasında davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalıların davacının ………. ibareli tescilli markalarına tecavüz ettiğinin TESPİTİNE,
Davalı şirketin ticaret unvanından …………………. ibaresinin terkinine,
Maddi tazminat ve manevi tazminat taleplerinin REDDİNE,
Tecavüz ve terkin davası üzerinden alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 4.483,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.447,40 TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı vekiline tecavüz ve terkin davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince takdir olunan 3.145,00 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalılar vekiline reddedilen maddi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince takdir olunan 18.698,75 TL vekalet ücreti ile reddedilen manevi tazminat davası üzerinden takdir olunan 3.145,00 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 21.843,75 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan ve iade edilen kısım dışında kalan 35,90 TL peşin harç ve 25,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 61,10 TL harç giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından birleşen davada yapılan tebligat ve müzekkere masrafları ile bilirkişi ücretleri de dahil toplam 4.454,45 TL yargılama giderinden; birleşen davanın kabul ve red oranına göre, (%50) 2.227,25 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%50) 2.227,20 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından birleşen yapılan 38,00 TL yargılama giderinden, birleşen davanın red ve kabul oranına göre, (%50) 19,00 TL’nin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine, bakiye (%50) 19,00 TL’nin davalılar üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 15 GÜNLÜK SÜRE İÇERSİNDE TEMYİZ yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı..