Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/91 E. 2023/417 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/91 Esas
KARAR NO : 2023/417

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/02/2023
KARAR TARİHİ : 18/05/2023

DAVA:
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 02/02/2023 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkile ait dava dışı —-sevk ve idaresindeki—– plakalı aracın 20.04.2021 tarihinde—–İli—–İlçesi —–yolu üzeri —– önü üzerinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, davalı —– ait ve —— sevk ve idaresindeki —–plakalı aracıyla, —— yolu ve istikameti üzerinde seyir halinde iken ——merkezini geçtikten sonra yolun sol tarafındaki otopark alanında aracını park etmek için sola doğru manevra yaptığı esnada, dikkatsiz ve kontrolsüz manevra yapmış aracın ön kısımlarıyla —– istikametinden sahile doğru seyir halinde bulunan müvekkilin—– plakalı aracının ön kısımlarına çarpması sonucu çift taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini ve müvekkilin aracının ağır hasar aldığını, kazanın akabinde olay yerine gelen trafik polislerince tutulan kaza tespit tutanağı ile davalı ——asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkilin, kaza sonrası hasar gören—– plakalı aracının ekspertiz işlemlerini —–Hizmetleri’nde yaptırdığını, düzenlenen ekspertiz raporunda aracın perte ayrılmasının daha ekonomik olacağı ve aracın kaza tarihindeki makul piyasa rayiç bedelinin 165.000,00- TL olacağı tespit edildiğini, alınan bu rapor için —–Hizmetleri’ne KDV DAHİL 319,78 TL ödendiğini, —- plakalı aracın sahibi —–, kaza anında sevk ve idare eden —– ve ihtiyari mali mesuliyet kaskosu kapsamında—–, bakiye pert bedelinden müşterek ve müteselsilen sorumlu olduklarını, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00-TL bakiye pert bedeli (belirsiz alacak) tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, 319,78-TL bedelli ekspertiz ücretinin yargılama giderlerinden sayılmasına ve HMK 389-399 maddeleri gereğince davalı adına kayıtlı ve dava konusu —— plakalı araç üzerine dava kesinleşinceye kadar ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderlerinin, ücret-i vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA :
Davalı—–vekili Mahkememize sunduğu 16/03/2023 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davanın öncelikle usulden ve nihai olarak esasa ilişkin itirazları doğrultusunda reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

Davalı —– ve Davalı —— dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, Davalı —ve Davalı ——-cevap dilekçesi sunmadıkları gibi duruşmalara da katılmamıştırlar.

Davanın Hukuki Niteliği: Dava, trafik kazasından kaynaklı hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.

DELİLLER :
—–müzekkere yazılarak —— plakalı aracın kaza tarihi olan 20/04/2021 tarihli ihtiyari mali mesuliyet sigortası kasko poliçesinin mahkememize gönderilmesinin istenilmesine,Sigorta Tahkim Komisyonu’na müzekkere yazılarak —— sayılı başvurulara ilişkin tüm belgelerin mahkememize gönderilmesi istenilmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.—–Noterler Birliği’ne müzekkere yazılarak davaya konu araçların kaza tarihi olan 20/04/2021 tarihi itibariyle tescil bilgileri celp edilmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır. Sigorta Bilgi Ve Gözetim Merkezi’nden davacının aracının tüm tramer kayıtları ile kaza tarihi itibari ile alınan ekspertiz raporları celp edilmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davalı ——Yönünden yapılan incelemede;Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 06/09/2021 tarihli —— başvuru nolu dosyasının incelenmesinde başvuranın iş bu dosyanın davacısı, karşı tarafın iş bu dosyanın davalısı olan sigorta şirketi olduğu,—— plakalı araçta kaza nedeniyle meydana gelen hasarın ve ekspertiz bedelinin talep edildiği, poliçe bulunmadığından pasif husumet yokluğu nedeniyle itiraz yolu açık olmak üzere başvurunun reddine karar verildiği , karara itiraz edilmediği ve kararın kesinleştiği görülmüştür.
Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 25/01/2022 tarihli —— başvuru nolu dosyasının incelenmesinde başvuranın iş bu dosyanın davacısı, karşı tarafın iş bu dosyanın davalısı olan sigorta şirketi olduğu, —– plakalı araçta kaza nedeniyle meydana gelen hasarın ve ekspertiz bedelinin talep edildiği,—— sayılı başvuru dosyasında verilen kararın kesin hüküm niteliği taşıdığı gerekçesiyle başvurunun reddine itiraz yolu açık olmak üzere karar verildiği , karara itiraz edildiği, itiraz hakem heyeti tarafından itirazın reddine kesin olarak karar verildiği ve kararın kesinleştiği görülmüştür.Tüm dosya kapsamına göre tarafları, dava konusu ve dava sebebi aynı olan kesinleşmiş kararın, sonradan açılan dava için kesin hüküm teşkil edeceği, gerek maddi, gerek şekli anlamda kesin hüküm dava şartlarından olmakla hakim tarafından kendiliğinden gözetileceği, somut olayda ,davacı tarafça davadan önce sigorta tahkim komisyonuna başvurulduğu, başvurunun Sigorta Tahkim Komisyonunca verilen —— sayılı kararla reddedildiği, verilen kararın itiraz yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği, Sigorta Tahkim Komisyonunun ilgili kararının tarafları, konusu ve sebepleri aynı olduğundan işbu dosyada kesin hüküm teşkil ettiği anlaşıldığından davanın sigorta şirketi yönünden kesin hüküm yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.

Davalılar —– ve ——Yönünden yapılan incelemede;
6325 sayılı yasanın 18/A maddesinde;” İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde yapılan düzenleme karşısında arabuluculuğun dava şartı olduğu uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmamış olması halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir.6102 sayılı TTK’nın 7155 sayılı yasa ile eklenen 5/A maddesinin 1. Fıkrasında; ” Bu kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” ifadelerine yer verilerek ticari davalar bakımından arabuluculuk özel bir dava şartı haline getirilmiştir.Davanın, davacının aracının ticari nitelikte ( kamyonet ) olması ve talebin ticari nitelikteki araçta meydana gelen hasara ilişkin olması nedeniyle, ticari nitelikte olduğu, davacı tarafça dava açılmadan önce sigorta şirketi yönünden arabuluculuğa başvurulmuş ise de diğer davalılar yönünden başvurulmadığı, dava tarihi itibarı ile davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu anlaşılmıştır.Davacının davayı açarken sigorta şirketi dışındaki davalılar yönünden arabuluculuk tutanağının aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğini dosyaya sunmadığı, bu şekilde arabuluculuk dava şartı yerine getirilmeden eldeki davanın açıldığı anlaşılmakla davanın dava şartı yokluğu nedeniyle karar vermek gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.Tüm dosya kapsamından; yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda davalı sigorta şirketi yönünden davadan önce verilmiş kesin hüküm bulunduğu, diğer davalılar yönünden ise arabuluculuğa başvuru yapmaksızın davanın açıldığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın usulden karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı —— kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 3.120,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı vekilinin ve davalı —— vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile—— Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.