Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/85
KARAR NO : 2023/460
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 01/02/2023
KARAR TARİHİ : 25/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 31/05/2023 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin—– Asliye Ticaret Mahkemesi —— Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında ihyası istenen davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine bozulduğunu, yine aynı mahkemede —– yeni esası aldığını, davanın devam ettiğini, mahkemenin 23.01.2023 tarihli duruşmasında davalı ——şirketinin terkin edilmiş olması halinde taraf teşkilinin sağlanabilmesi amacıyla ihya davası açmak üzere yetki verildiğini, bu nedenle bu davayı açtıklarını, ticaret sicilinden terkin edilen ve varlığı sona eren şirketin davalı sıfatı ile davada yer alabilmesi ve yargılamanın yürütülmesi amacı ile tüzel kişiliklerinin yeniden canlandırılarak ihyasının gerektiğini belirterek resen nazara alınacak nedenlerden ötürü —– ihyası ile Ticaret Siciline Tesciline, yargılama Giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü 07/02/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğünün TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, şirketlerin tasfiye süreci sonuçlandırılıp, bakiyeler mevcut pay sahiplerine dağıtılmış ve şirket kayıtları sicilden terkin edilmiş ise terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebileceğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini müvekkil Sicil Müdürlüğü’nün tespit etmesinin mümkün olmadığını, davanın esası ile ilgili vereceği karara müvekkil Sicili Müdürlüğün uyacağını, müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğünün tasfiye memurlarının bildirimi ve başvurusu üzere işlem yaptığını, herhangi bir sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilmesinin kanuna aykırı olacağını, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan şirketin kurucusu ve tasfiye memuru olan tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin ticaret sicilinden silinmesinin talep eden tasfiye memurunun kusurundan dolayı Ticaret Sicili Müdürlüğünün sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, müvekkili Sicili Müdürlüğünün dava açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, tasfiye sürecinde, eksik olarak yapıldığı iddia edilen işlemlerin muhatabının tasfiye memuru olduğunu, yasal hasım konumunda bulunan müvekkilinin yargılama masraflarından sorumlu tutulamayacağını, davanın açılmasına sebebiyet vermeyip de davanın niteliği gereği yasal hasım konumunda bulunan müvekkili aleyhine yargılama giderlerine ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek müvekkili müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibarıyla —–Ticaret Sicil Müdürlüğünden tasfiyesi sonlandırılarak sicilden terkin edilen “Tasfiye Halinde —– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin—–Esas (—-BAM Kaldırma kararından önce —–Esas sayılı olan) sayılı dava dosyasının sonuçlandırılması ile sınırlı olmak kaydı ile TTK’nun 547 ve devamı maddeleri uyarınca ihyası istemine ilişkindir.Yöntemine uygun duruşma açılmış tarafların delilleri toplanmıştır. Tarafların aktif ve pasif ehliyetleri denetlenerek uyuşmazlık noktaları resen belirlenerek sonuca gidilmiştir—– Asliye Ticaret Mahkemesinin —– Esas sayılı dava dosyasının UYAP üzerinden celbolunarak yapılan incelenmesinde; davacı şirket tarafından ihyası istenilen —–Şirketi aleyhine —- Asliye Ticaret Mahkemesinin —— Esas sayılı dava dosyası ile itirazın iptali davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın istinaf incelemesi sonucunda —– BAM —–Hukuk Dairesi’nce kaldırılması üzerine dava dosyasının Mahkemenin —–Esasını aldığı, yargılama sırasında 23/01/2023 tarihli celsede davacı tarafa davalı (ihyası istenen) şirketin terkin edilmiş olması halinde taraf teşkilinin sağlanabilmesi amacıyla ihya davası açmak üzere yetki verildiği anlaşılmıştır.
İhyası istenilen Tasfiye Halinde—– celp ve tetkik olunan ticaret sicil dosyalarının incelenmesinde; şirketin 27/12/2021 tarih ve——sayılı kararı ile şirketin faaliyetine devam etmesinde fayda görülmediğinden tasfiye haline girmesine ve şirket müdürü ——- tasfiye memuru olarak atanmasına karar verildiği, şirketin tasfiyesinin sona erdiği 08/06/2022 tarihinde tescil edildiğinden sicil kaydının terkin olunduğu ve aynı tarihte son tescilini yaptırdığı anlaşılmıştır.TTK 547 ‘nci maddesinde; ” (1) – Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) – Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir. ” hükmü düzenlenmiştir. Yasada düzenlenen ek tasfiye geçici bir önlemdir. Ek tasfiye ile yeni bir hukuki durum meydana getirilmemektedir. Tasfiye de yapılması gereken bazı işlemler bakımından ek tasfiyeye gereksinme duyulabilir. Bunlar sınırsız sayıda olup, madde gerekçesinde örnek kabilinden belirtilmiştir. Söz gelimi; bazı aktifler dağıtım dışı kalmışsa, mal varlığının dağıtımı esnasından ilgili yasal hükümlere uyulmamışsa, organlara sorumluluk davası açılacaksa, tasfiye sırasında kendisi tarafından açılan yada kendisi aleyhine açılan, dava, takip sonuçlanmadan terkin edilmişse ek tasfiye gereklidir. ” hükmü düzenlenmiştir.Toplanan tüm bu delillerin incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda; —-Ticaret Sicil Müdürlüğünün —– sicil numarasında kayıtlı iken 08/06/2022 tarihinde şirketin tasfiyesinin sona erdiğinden bahisle sicilden terkin edilen “Tasfiye Halinde —- Asliye Ticaret Mahkemesinin—- Esas —–BAM Kaldırma kararından önce——Esas sayılı olan) sayılı dava dosyasının sonuçlandırılması ile sınırlı olarak ek tasfiye için TTK 547. maddesi uyarınca işlemler sonuçlanıncaya kadar Ticaret Sicil Müdürlüğüne yeniden tesciline, şirketin ek tasfiyesi için Ticaret Sicil’ine tesciline, bu işlemleri yapması için son tasfiye memuru ——tasfiye memuru olarak atanmasına, davalı ticaret sicil müdürlüğü yasal hasım olup, şirketin sicilden terkin tarihi nazara alındığında şirket aleyhine açılan ve yargılaması devam eden dava dosyasının açılış tarihi 21/03/2019 tarihi itibariyle tasfiye memuru tarafından şirketin usulsüz olarak terkin edildiği, dolayısıyla iş bu davanın açılmasına davalı tasfiye memurunun sebebiyet verdiği anlaşıldığından yargılama gideri ve vekalet ücretinden davalı tasfiye memuru sorumlu tutulması gerektiği, her ne kadar kısa kararda şirketin sicilden terkin tarihi “08/06/2020” olarak yazılmış ise de sehven yapılan yazım hatası mahkememizce HMK 304. madde kapsamında değerlendirilerek hüküm fıkrasında şirketin terkin tarihinin “08/06/2022” olarak tashihi ile davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1.Davanın KABULÜ ile ; —– Ticaret Sicil Müdürlüğünün—- sicil numarasında kayıtlı iken 08/06/2022 tarihinde tasfiye sonucu terkin edilen “Tasfiye Halinde —–.Asliye Ticaret Mahkemesinin —Esas (—– BAM Kaldırma kararından önce—— Esas sayılı olan) sayılı dava dosyasının sonuçlandırılması ile sınırlı olarak TTK 547. maddesi uyarınca ek işlemler sonuçlanıncaya kadar İHYASINA,Şirketin ek tasfiyesi için Ticaret Sicil’ine tesciline, bu işlemleri yapması için davalı tasfiye memuru ——asfiye memuru olarak atanmasına, kararın ticaret siciline tescil ve ilanına,
2-Karar kesinleştiğinde gerekçeli karar örneğinin—–Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne gönderilmesine,
3-Başlangıçta karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan 179,90 TL başvuru harcı, 179,90 TL peşin harç, 179,25 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 539,05 TL yargılama masrafının davalı tasfiye memuru —– alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davanın mahiyeti gereği yasal hasım konumunda bulunan davalı—— Ticaret Sicil Müdürlüğünün yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına,
6-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 9.200,00 TL maktu avukatlık ücretinin davalı tasfiye memuru —– alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalılar ve vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile—– Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.