Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/76 E. 2023/107 K. 06.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/997
KARAR NO : 2023/108

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/03/2017
KARAR TARİHİ : 06/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında —– yapımı için akdedilen anlaşma gereğince müvekkilin talep edilen ürünleri imal ederek eksiksiz ve ayıpsız olarak teslim ettiğini, davalıya fatura ve sevk irsaliyelerinin tanzim edilerek ürünlerle beraber teslim edildiğini, davalıya 37.130,94 TL iş yapıldığını, davalının —- ödediğini, bakiye 11.855,02 TL yi ise ödemediğini, davalı şirket yetkilisinin durumlarının bozulduğunu, projelerin askıya alındığını ve bakiyeyi ödeyemeyeceğini belirttiğini, davalının —- ihtarnamesi ile ———- talep edildiği gibi olmadığını ve istenmediğini ihtar ettiğini ileri sürerek —- sayılı takip dosyasına itirazın iptaline, takibin devamına, %15’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; yüklenici olan davacının ayıplı ve kabulü mümkün olmayan ifası nedeni ile müvekkilin bir borcu bulunmadığını, müvekkil ile davacı arasında —–yapılması konusunda anlaşma sağlandığını, davacıya çizimler ve numunelerin teslim edildiğini, toplam sipariş içinde —- edilenden farklı ve kabulü mümkün olmayacak şekilde üretildiğini, davacıya ayıplı imalatın sözlü olarak bildirildiğini, imal edilen sandalyelerin geri alınmaması — keşide edilerek davacıya ihtar edildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu, davacının davalıdan takip asıl alacağı kadar alacağının bulunduğu, sevk irsaliyesi — açık ayıp olduğu, davalı tarafın —- tarihinde —- ayıp ihbarında bulunduğu, tarafların tacir olmaları, ayıbın açık ayıp olması nedeniyle ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı, takip tarihinden önce davalının temerrüde düşürülmediğinden takip öncesi işlemiş faiz alacağının olmayacağı, tarafların tacir olmaları nedeniyle takip sonrası faizin avans faizi olduğu, alacak miktarının belirli ve belirlenebilir olduğu, davalının itirazının haksız olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne dair karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine —— Esas ve Karar sayılı “.. mahkeme dava konusu edilen ayıplı — davalı tarafından kabul edilmeyecek derecede ayıplı olup olmadığının belirlenmesi, bu derecede ayıplı değil ise — indirimi gerekip gerekmediği, gerekiyor ise ne miktar indirim yapılacağı konusunda ek rapor alınarak davacının bakiye alacağı bulunup bulunmadığı tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.” kararı ile Mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kaldırma ilamından sonra yeni esasa kaydedilen iş bu davada davacı vekili —- 05/02/2023 tarihli dilekçelerinde taraflar arasında akdedilen sulh protokolü nedeniyle bir rakam üzerinde uzlaşma sağlandığını, ödeme yapıldığını, davanın konusuz kaldığını , davalı taraftan asıl alacak, işlemiş faiz, yargılama giderleri, icra inkar tazminatı, karşı tarafa yükletilen avukatlık ücreti olarak talepleri olmadığını beyan etmiştir.
Davalı vekili 09/01/2023 tarihli dilekçesinde taraflar arasında anlaşma sağlandığını, davanın konusuz kaldığını, müvekkili tarafından ödeme yapılmış olduğundan yeniden yargılama gideri ve vekalet ücretine yer olmadığı kanaatinde olduklarını beyan etmiştir.
Sulh, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan ve görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir(HMK m.313). Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir(HMK m.314) ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur(HMK m.315).Sulh halinde Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir(HMK m.315).Vekilin aracılığı ile sulh halinde, bu konuda vekaletnamesinde özel yetki bulunmalıdır (HMK m.74). Sulh sözleşmesinde yargılama masrafı ve vekalet ücreti de düzenlendiğinden bu hususta ayrıca bir değerlendirme yapılmamıştır. Sulh sözleşmesinin şarta bağlı olarak yapılmış olması halinde, mahkemenin, böyle bir sulh sözleşmesine dayanarak esas hakkında karar (hüküm) vermesi imkansızdır. Çünkü şarta bağlı hüküm verilemez. Taraflar şarta bağlı şekilde sulh olmakla, davaya son vermek istediklerinden, başka bir deyişle davanın takibinden vazgeçtiklerinden (…m.123), bu halde mahkemenin “karar verilmesine yer olmadığına” biçiminde bir kararla davayı sonuçlandırması gerekir (…m.315,1).
Sulh şarta bağlı değilse sulh üzerine mahkemenin vereceği karar, tarafların talebine göre iki şekilde olabilir:
a)Taraflar, mahkemenin, sulhe (sözleşmesine) göre bir karar vermesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verilir (…m.315,1). Taraflar sulhu tespit etmesini isterlerse, o zaman mahkeme, ——154,3/ç’ye göre tutanağa geçirir ve “karar verilmesine yer olmadığı” (…m.315,1/c.2) biçiminde bir kararla davanın son bulduğunu tespit etmekle yetinir. Çünkü, davanın sahibi taraflardır ve hâkim onların talebinden fazlaya karar veremez (…m.26).
b)Taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, mahkeme, sulh sözleşmesine göre bir karar (hüküm) vermek zorundadır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tarafların yargılama sırasında sulh oldukları, sulhun davaya son veren işlemlerden olduğu anlaşılmakla sulh nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Taraflar arasındaki sulh nedeniyle DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gereken 119,93 TL (ilk duruşmadan sonra sulh olunduğundan alınması gereken harcın 2/3’ü olan) harçtan davanın başında alınan 146,07 TL harcın mahsubuyla bakiye kalan 26,14 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Tarafların talebi bulunmaması nedeniyle icra inkar tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama gideri hususunda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Taraflarca yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.