Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/620 E. 2023/788 K. 12.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2023/620 Esas

KARAR NO: 2023/788

DAVA: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ: 07/09/2023

KARAR TARİHİ: 12/12/2023

Davacı vekili Mahkememize sunduğu 07/09/2023 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle;
Davalılar ——- ve ——– sahibi oldukları ——- İli ——- İlçesi ——– Mahallesi ——– PAFTA, ——– nolu parsel üzerine yaptırdıkları 16 adet villanın bulunduğu arsanın etrafının taş duvarla örülmesi hususunda müvekkili ——- ile sözlü olarak anlaştıklarını, anlaşmaya göre; taş duvarların malzeme, işçilik ve her türlü maliyeti müvekkilime ait olmak üzere yapılması konusunda arsa sahipleri ——- ve ——– ile sözlü olarak anlaşıldığını, bu anlaşmanın Kasım 2018 tarihinde yapıldığını, yapılan anlaşma gereği müvekkilin taş duvarların maliyeti ve işçiliği kendisine ait olmak üzere imalatına 21/11/2018 tarihinde başladığını, 21 günlük bir çalışma sonunda 479 metre duvar örüldüğünü, bu örülen duvar için her türlü maliyet dahil müvekkilimce kesin olmamakla tahminen 350.000,00 TL harcama yapıldığını, bu harcamanın hakediş olarak arsa sahiplerinden talep edilmesine rağmen hiçbir ödeme de bulunmadığını, bunun üzerine müvekkili olan ——– taş duvar örme işine devam etmediğini, bu güne kadar bu yaptığı imalattan doğan alacağını bütün uğraşlarına rağmen arsa sahipleri olan ——- ve ——— alamadığını, davalıların müvekkilin emeği ve malzemesiyle yaptığı 479 metrelik taş duvarın parasını vermeyerek o miktarda sebepsiz olarak zenginleştiklerini, bu sebepsiz zenginleşilen miktar kadar müvekkilin davacının mal varlığında haksız bir azalma olduğunu ve bu miktar kadar fakirleştiğini, 479 metre taş duvar imalatından doğan alacağımıza istinaden davalılar ——– ve ——– sahibi oldukları ——- İli ——- İlçesi ——- Mahallesi ——– PAFTA, ——– nolu parsel üzerine ve parsel üzerindeki bağımsız bölümler üzerine 3. Kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkilin kendi emek ve malzemesiyle 479 metre taş duvar imalatından doğan alacağının, uzman bilirkişiler tarafından hesaplandığında fazla çıkması halinde arttırılmak üzere (tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere) şimdilik 1.000,00 TL üzerinden akdin fesih tarihi olan 12/12/2018 tarihinden itibaren uygulanacak en yüksek faiz ile davalı taraftan tahsiline; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

:
Davalılar vekili Mahkememize sunduğu 13/10/2023 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle:
görev, zamanaşımı ve dava harcının tamamlattırılması itirazlarının değerlendirilmesi ile davanın esastan da reddine,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:
Tapu müdürlüğünden ——- İli ——- İlçesi ——- Mah. ——- pafta, ——– ada nolu taşınmazın tüm devir işlemleri ve takyidatlarını gösterir tapu kayıtlarının mahkememize gönderilmesi istenilmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT
:Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.Ticari davalar TTK. 4. maddesinde mutlak ve nispi ticari davalar düzenlenmiştir.Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, Kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.6335 sayılı Türk Ticaret Kanunu İle Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. maddesi ile değişik TTK’nın 5/1. maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, asliye ticaret mahkemesinin tüm ticarî davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu belirtilmiştir. Buna göre, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunundan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir.
TTK’nın 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olmalı (nispi ticari dava) ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinde bakılacağı yönünde düzenlenme (mutlak ticari dava) olmalıdır. Somut uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup niteliği itibari ile TBK’da düzenlenen eser sözleşmesi sayıldığından, mutlak ticari dava söz konusu değildir. Dosya kapsamına göre, gerçek kişi olan davalıların tacir olduğunu gösteren herhangi bir delil bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın, nispi ticari dava tanımına da uymadığı anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlık ticari dava niteliğinde olmadığından mahkememizin görevsizliğine ve Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle,
6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli——- Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——- Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/12/2023