Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/52 E. 2023/54 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/52 Esas
KARAR NO: 2023/54
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 12/06/2018
KARAR TARİHİ: 20/01/2023
DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu —— havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; dava dışı —- müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, sigortalı mahalde — tarihinde meydana gelen su hasarına istinaden müvekkili şirketin dava dışı sigortalısına ödenen tazminattan doğan rücuen tazminat alacağının tahsili için davalı aleyhine—— dosyasında takibe geçtiklerini, takibe vaki itiraz sebebiyle işbu davayı açtıklarını, davalının itirazlarında haksız olduğunu, müvekkili şirket nezdinde——–dükkanında su hasarının—- tarihinde dahili su hasarının vuku bulduğunu, Bu—— tarafından tutlan tutunakta sorunun—– kaynaklı olduğunun belirtildiğini, delil listelerindeki—— ekinde sunulan ekspertiz raporunda hasardan davalının sorumlu olduğunun belirtildiğini, yapılan tetkikler sonucunda sigortalısına — ödendiğini, sovtaj bedeli —– indirimiyle davalıdan —– alacaklı olduklarını, ihtar çektiklerini, ödeme olmayınca icra takibinde bulunduklarını takibe itiraz üzerine de işbu davayı ikame ettiklerini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili—— tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu —- havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, —– beyanlarının bağlayıcı olmadığını, ekspertiz raporunun usul ve yasaya uymadığını, müvekkilinin sorumlu olmamakla beraber hasar miktarının da fahiş olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili —– tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacının sigortalısının iş yerinde meydana gelen dahili su hasarı ile ilgili olarak davalı tarafın kusurunun bulunup bulunmadığı, söz konusu hasardan davalının sorumlu olup olmadığı, istenen zarar miktarının fahiş olup olmadığı, davacı tarafça sigortalısına ödenen hasar bedelinin davalıya rücu edilip edilemeyeceği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği : Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Dosyada mübrez — tarihli tutanak başlıklı belge incelendiğinde — tarihinde —– mağazasında su hasarının tespit edildiği, sorunun —-kaynaklı olduğu, halen tavan bölgesinden sıcak su akışının devam ettiği hususlarının —– adına —- müdürü ise —- tarafından imzalandığı anlaşılmıştır.
Dosyada sunulu —– yevmiye nolu işlemi ile onaylanan—- incelendiğinde——tarafından——-açılış tarihi olan —- tarihinden itibaren kira ödemesi başlamak kaydıyla —– ismi adına altında——kullanılmak üzere kiralandığı anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez—— göre su hasarına ilişkin—tazminat tutarı tespit edilmiştir.
Dosyada mübrez —- tarafından düzenlenen —– adresinde bulunan —- sigortalandığı anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik edilen—- incelendiğinde Davacı sigorta şirketi tarafından —- ödendiği ve ayrıca dosyada sunulu —- tarihli rücu yazısı ile davalı taraftan —- hasar ödemesi talep edildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyeti —-Havale tarihli raporunda özetle; —— Madde gereğince sigortalısının haklarına halef olduğu, sovtaj bedeli—– ne şekilde belirlendiği anlaşılmamakta olduğu, —- tarihinde dava dışı sigortalısı —– ödemiş olduğu, sigorta ile istenen hasarın, zarar gören giysilere ait olduğu, bu giysiler ile ilgili ekspertiz firma tarafından yapılan dökümlere ve bedellere göre inceleme yapıldığında ——– olan bedelin fahiş olmadığını beyan ve Rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Mahkememizce davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edildiği, —— sayılı kararıyla mahkememizin görevsiz olduğu, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçeleriyle kararın kaldırıldığı —– kaldırma ilamı nedeniyle mahkememizce yeni esas alındığı anlaşılmıştır. Rücu ve halefiyet ———- kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmıştır. 6102 sayılı TTK’nin “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; davacı sigorta şirketinin sigortalısı hangi görevli ve yetkili mahkemede dava açabilecek ise, sigorta şirketinin de halefiyet gereğince aynen sigortalı gibi o mahkemede dava açabileceğine işaret edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1. maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır. HMK 114/1.c maddesi uyarınca “Mahkemenin görevli olması” dava şartlarından olup, HMK 138 maddesi dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerekmektedir. HMK 115. maddesinde ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir…” düzenlemesi yer almaktadır.
634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 27. maddesinde; “Her kat maliki anagayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumludur”, aynı Kanun’un Ek 1. maddesinde, “Bu Kanunun uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlık sulh mahkemelerinde çözümlenir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
———- Dava, konut sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalıdan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı sigorta şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır… 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 19. maddesinde, her kat malikinin anagayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun’un Ek 1. maddesinde ise, kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi’nde çözümleneceği öngörülmüştür. Somut olaya bakıldığında; davalının kullanımında olan konut ile davacı sigortalısının kullanımındaki konutun da bulunduğu anataşınmazın kat mülkiyeti kurulmuş bir taşınmaz olduğu; davacıya sigortalı konutun üst katında bulunan ve davalının kullanımındaki dairenin su tesisatından sigortalı yere su sızdığı gerekçesiyle davalıya husumet yöneltildiği görülmektedir. Bu durumda, anataşınmazda kat mülkiyeti kurulmuş olması nedeniyle, davada Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu açıktır…” şeklinde karar verilmiştir.
Dosya kapsamında yer alan bilgiler ve uyuşmazlıkla ilgili olarak açılan dava dosyaları nazara alındığında taşınmaz üzerinde kat mülkiyetinin kurulu olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda somut dosya yönünden görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi’dir.
Tüm bu nedenlerle uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli ———- Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle tensiben karar verildi. 20/01/2023