Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/51 E. 2023/283 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/51 Esas
KARAR NO : 2023/283

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 01/04/2021
KARAR TARİHİ : 30/03/2023

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 01/04/2021 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalı yan tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (ZMMS) kapsamında sigortalı olan —–plakalı aracın , —– karayolu üzerinde seyir halinde olan müvekkili tarafından kasko poliçesi ile sigortalanmış olan —– plakalı araca arkadan çarpması neticesinde maddi hasarlı yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, ilgili kazada kasko sigortalı —— plakalı aracın —– no’lu sinyalizasyon direğine çarptığını ve hasar aldığını, yapılan eksper incelemesinde hasarın 41.877,79 TL olarak belirlendiğini, aracın onarımı mümkün olmadığından sigortalıya 47.300 TL ödenerek hasarlı aracın müvekkil tarafından satın alındığını, hasarlı aracın 26.800 TL bedel ile dava dışı başka bir kişiye satıldığını, sigortalının araç bedeline —– Asliye Ticaret Mahkemesi —– no’lu dosya kapsamında itiraz ettiği ve bu dava sonucunda eksik ödenen 72 TL’nin sigortalıya ödenmesine karar verildiğini, eksik ödenen meblağın sigortalı tarafından —–İcra Dairesinin —– no’lu icra dosyası ile ilama koyulduğu ve ilgili dosyada yargılama giderleri ve diğer kalemler dahil 489,49 TL ödeme yapıldığını, bu hususla müvekkil şirket tarafından sigortalısı adına 20.989,49 TL ödeme yapıldığını, ilgili bedelin kazada karşı yanın kusurlu olmasından müvekkil şirket tarafından rücu ettirilmesi hukukun gereği olduğunu, kaza tutanağında da davalı sigortalısını kusurlu olduğunun açık olduğunu, ilgili borca dair davalı aleyhinde —–.İcra Müdürlüğünün—– sayılı dosyası kapsamında takip başlatıldığını, ancak borçlunun haksız itirazı üzerine söz konusu takibin durdurulduğunu belirterek icra dosyasındaki takibin devamına ve davalı borçluların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 14/04/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davaya konu olayın vukuundan itibaren 2 yıl içinde yasal takip yoluna başvuruda bulunulması gerektiğini, iş bu dava ile istenilen tazminatın zaman aşımına uğradığını, dava konusu kazanın 04.10.2017 de gerçekleştiğini ve 04.10.2019 itibari ile zaman aşımı süresinin dolduğu, icra takibinin talebi 17.06.2020 olduğu, talebi kabul anlamına gelmemek üzere başvuru kapsamında müvekkilinin %100 kusurlu olarak kabul edilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, dosya kapsamında mübrez belgelerde de görüldüğü üzere müvekkilin başvuruya konu kaza kapsamında kusuru olmadığını, bu nedenle kusur yoksunluğundan davanın reddi gerektiğini, başvuruyu kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkil şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu belirterek davanın davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacının 04/10/2017 tarihli kaza nedeniyle sigortalısına ödediği tazminatın davalıdan rücuen tahsilini talep edip edemeyeceği, edebilecek ise ne kadar talep edebileceği, davalı tarafından takibe yapılan itirazın haklı olup olmadığı, iptalinin gerekip gerekmediği ile var ise alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen — İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik olunan 06/04/2021 tarihinde —– tarafından tanzim edilen Poliçe ve hasar dosyası incelendiğinde; poliçenin 15/05/2017-2018 tarihleri arasında geçerli olduğu, sigortalısının——sigortalanan aracın —– marka —– plakalı araç olduğu anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik olunan21/06/2021 tarihinde —– tarafından tanzim edilen Poliçe ve hasar dosyası incelendiğinde; poliçenin 06/12/2016-2017 tarihleri arasında geçerli olduğu, sigortalısının—– sigortalanan aracın —– marka —–plakalı araç olduğu anlaşılmıştır.Bilirkişi 19/12/2021 havale tarihli raporunda özetle; dava konusu olayda davalı sigorta şirketi ZMMS kapsamında sigortalı olan —– plaka sayılı aracın %100 oranında ASLİ KUSURLU olduğunu, davacı yan tarafından kasko sigortası ile sigortalı —– plakalı aracının ise atfı kabil kusuru bulunmadığını, dava konusu aracın 41.877,79 TL bedel ile onarılabileceğini, olay tarihi itibari ile piyasa rayiç değerinin 48.500 TL olduğunu, onarım bedelinin piyasa rayiç bedelinin %86 mertebesinde olması ve dolayısıyla hasar bedeli araç rayicinin %50’sini aştığından aracın tamirinin ekonomik olmadığı ve pert total sayılmasının gerektiğini, konu olayda davacı yanın kendi tarafından düzenlenmiş olan kasko sigorta poliçesi doğrultusunda konu aracın olay tarihindeki —–Kasko değeri kadar sorumluluğu 47.372 TL bulunduğunu, dava konusu aracın sovtajının davacı yan tarafından hasarlı halde 26.800 TL’ye satıldığı dikkate alındığında talep edilebilecek net zararın 20.572 TL olduğunu, ancak davacının davalı yandan ——İcra Müdürlüğü nezdindeki ilam ile 20.989,49 TL talep ettiği bu 417,49 TL’lik farkın, davacının kendi kasko sigortalısın rayiç bedel ödemesi olarak ilk olarak 47.300 TL ödemesi (27/10/2017) yapması ve sigortalısının rayiç değer itirazı üzerine —–.Asliye Ticaret Mahkemesi —— sayılı dosya kapsamında talep edilebilecek rayiç değer anlamında 72 TL’lik eksik ödemenin ortaya koyulması ve ilgili farkın tahsili anlamında davacının kasko sigortalısına —-.İcra Dairesinin—— esas sayılı ilamı kapsamında davacı yan tarafından 489,49 TL ödeme yapılması ( yargılama ve diğer kalemler dahil) nedeni ile ortaya çıkmış olduğunu, ilgili farkın davalı yan sorumluluğunda olup olmadığı hususundaki takdirin mahkemenin takdirinde olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, kasko sigortasını yapan şirket tarafından dava dışı sigortalıya yapılan hasar bedeli ödemesinin kazaya kusuruyla sebebiyet verdiği iddia edilen aracın zmms sigortasını yapan şirketten rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı tarafından, kasko sigortasını yaptıkları—– plakalı araç ile davalının ZMMS’sini yaptığı —–plakalı aracın çarpışması ile 04/10/2017 tarihinde trafik kazası meydana geldiği, kaza nedeniyle —— plakalı araçta hasar meydana geldiği, bu hasar nedeniyle kasko sözleşmesine istinaden sigortalıya 20.989,49 TL ödediklerini, bu bedelin rücuen tahsili amacıyla başlattıkları icra takibine davalının itirazı üzerine takibin durduğu iddiasıyla eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.Davalı tarafından; davanın zamanaşımına uğradığı ve sigortalısının kusurunun bulunmadığı iddialarıyla davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.Mahkememizce davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karar—–Bölge Adliye Mahkemesi —–. Hukuk Dairesinin—- Esas ve—— Karar sayılı ilamı ile uzamış zamanaşımının uygulanması gerektiği gerekçesiyle, kaldırılmıştır.
Bölge Adliye Mahkemesinin kesin nitelikli kararı gereği davalının zamanaşımı definin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Tüm dosya kapsamından; davacının kasko sigortacısı olduğu—– sevk ve idaresindeki—–plakalı araç ile davalının Zmms sigortacısı olduğu—– sevk ve idaresindeki —–plakalı aracın çarpışması ile trafik kazası meydana geldiği, takip mesafesini korumayıp, hızını öndeki aracın hızına göre ayarlamayıp önünde seyreden araca çarpan —– plakalı araç sürücüsü —–kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, —– plakalı aracın sürücüsü —– kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı, bilimsel verilere ve dosya kapsamına uygun olması nedeniyle hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davacının kasko sigortacısı olduğu —-plakalı aracın pert kabul edilmesi gerektiği, aracın değerinin 47.372,00 TL olduğu, sovtaj bedeli olan 26.800,00 TL’nin düşülmesinden sonra zararın 20.572,00 TL olduğu, bu miktarın davacı tarafından dava dışı sigortalısına ödendiği, davacının bu miktarı davalıya rücu edebileceği, bu miktar yönünden davalının icra takibine yapmış oldukları itirazın haksız olduğu, itirazın iptalinin gerektiği, davacı tarafça sigortalısına ödeme yaparken yapmış olduğu icra yargılama gideri ve vekalet ücreti de takibe konu edilmiş ise de davacının sigortalısına geç ödeme yapması nedeniyle fazladan ödeme yapmak zorunda kaldığı yargılama giderinden davalının sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı davacı tarafça işlemiş faiz icra takibine konu edilmiş ise de, 21/03/2023 tarihli dilekçe ile işlemiş faiz yönünden taleplerinin bulunmadığını beyan etmiş olmaları ve işlemiş faiz yönünden harçlandırılmış bir davalarının bulunmaması nedeniyle eldeki uyuşmazlıkta değerlendirilemeyeceği, kazaya sebebiyet veren aracın hususi olması ve takip talebinde yasal faiz talep edilmiş olması nedeniyle kabulüne karar verilen alacağa yasal faiz işletilmesi gerektiği, alacağın haksız fiilden kaynaklanması ve likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatının yasal koşullarının oluşmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabul kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, —– İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 20.572,00 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-Şartları oluşmayan icra inkar tazminatı isteminin reddine,
4-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Harçlar kanunu gereğince alınması gerekli 1.405,27 -TL karar ve ilam harcından peşin alınan 251,68 TL’nin mahsubundan sonra bakiye 1.153,59 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 417,49 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8- Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 119,30 TL posta ve tebligat giderinden oluşan toplam 1.178,60 TL yargılama giderinden haklılık durumuna göre hesaplanan 1.155,02 TL ile peşin harç olarak alınan 251,68 TL olmak üzere toplam 1.406,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Mahkememizce önceki karar gereği arabuluculuk ücretinin tahsili için yazılan 21/07/2022 tarihli harç tahsil müzekkeresinin işlemsiz iadesinin istenilmesine, harç tahsil müzekkeresi gereği tahsilat yapılmış ise tahsil edilen miktarın davacıya iadesine,
10-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’ nin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesap edilen 1.293,60 TL’sinin davalıdan alınarak, 26,40 TL’ sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
11-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile—– Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.