Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/478 E. 2023/810 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/478
KARAR NO: 2023/810
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 09/07/2023
KARAR TARİHİ: 14/12/2023

DAVA:Davacı vekili mahkememize sunduğu 09/07/2023 tevzi tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle: Davalının, müvekkilinden aldığı borca karşılık 05.01.2022 tarihinde çek keşide edeceğini bildirdiğini ve bu çeke teminat olarak teminat senedi düzenlediğini, vade tarihi olan 05.01.2022 tarihinde davalının, müvekkil lehine çek keşide etmemiş, tüm ihtarlara rağmen borcunu ödemediğini, bunun üzerine dava şartını yerine getirmek üzere arabuluculuğa başvurulduğunu fakat anlaşma sağlanamadığını, alacağın tahsili amacıyla ——— Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalı tarafça borçtan kurtulma maksadı ile işbu takibe haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatının şartlarının oluştuğuna karar verilmesine ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davanın kabulüne, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla “kısmi dava” şeklinde şimdilik 1.000,00 TL’nin vade tarihi olan 05.01.2022 itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile arabuluculuk vekalet ücretinin ve dava vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili mahkememize sunduğu 24/09/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle: Dosyanın görevli mahkemede açılmadığını, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, arabuluculuk şartının yerine getirilmediğini, bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, müvekkilinin davacı tarafa borcunun olmadığını, kısmi dava ile ilgili zamanaşımı itirazlarının olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinin netice-i talep kısmında icra inkar tazminatı talebinde bulunmamış olduğundan ve bulunmuş olsa bile alacak likit olmadığından icra inkar tazminatının talebinin reddini beyanla, kötüniyetli olduğu açıkça görülen davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:——— Esas sayılı takip dosyası sureti, ———Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün müzekkere cevabı, ———– Vergi Dairesi’nin 23/11/2023 tarihli müzekkere cevabı, ——— Vergi Dairesi’nin 23/11/2023 tarihli müzekkere cevabı,

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava; Davalı … tarafından 15/12/2021 düzenleme tarihli , 05.01.2022 vade tarihli davacı … adına düzenlenen teminat senedi olarak düzenlenen senede dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. 6100 Sayılı HMK’nın 1. maddesinde; görevin kamu düzenine ilişkin olduğu düzenlenmiş olup aynı yasanın 114/1-c maddesinde; görevin dava şartı olduğu belirtilerek, mahkemenin görevli olup olmadığını davanın her aşamasında mahkemenin kendiliğinden araştıracağı hükmüne yer verilmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Anılan maddenin 1. fıkrasında her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın madde metninde yer alan a,b,c,d,e ve f bentlerinde sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür. Bununla birlikte aynı kanunun 12. maddesi “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir. Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar olmak üzere iki gruba ayrılır.Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi mahkemenin görevli olup olmadığı yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olamaz. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile resen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır. Bu durum 6100 sayılı HMK’nın 115. maddesinde açıkça düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesi uyarınca sadece mutlak ya da nispi ticari davalar asliye ticaret mahkemesinde görülürken, bunlar dışında kalan davalar (istisnalar saklı kalmak kaydıyla) asliye hukuk mahkemelerinde görülmelidir.
Somut olayda davacı vekili davalının aldığı borca karşılık 05.01.2022 tarihinde çek keşide edeceğini bildirdiğini, bu çeke teminat olarak teminat senedi düzenlediğini, vade tarihi olan 05.01.2022 tarihinde davalının, davacı lehine çek keşide etmemesi nedeniyle alacağın tahsili amacıyla senede dayalı olarak ———- Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığı anlaşılmış olup , tarafların senedin düzenlendiği 15/12/2021 tarihi itibariyle gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı ve davacının beyan ettiği üzere davalının davacıdan aldığını iddia ettiği borç karşılık çek tanzim edilmesinin kararlaştırıldığını ve buna teminat olarak da dava konusu senedin tanzim edildiğini beyan etmiş olup dolayısıyla davanın kanunda sayılan mutlak ve nispi ticari davalardan olmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca asliye hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerektiğinden davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğundan reddine, dosyanın görevli———- Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli ——– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/12/2023