Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/427 E. 2023/539 K. 16.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/427
KARAR NO:2023/539
DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:12/12/2022
KARAR TARİHİ:16/06/2023

Mahkememizin ——esas sayılı dosyasında 15/06/2023 tarihli duruşmada verilen tefrik kararı üzerine Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilen Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan tensip incelemesinin sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
—— ve Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine Mahkememizin —– esasına kaydedilen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28/05/2015 tarihinde müvekkilinin yaya olarak karşıdan karşıya geçerken davalı sürücü — sevk ve idaresindeki ve diğer davalı tarafından sigortalı bulunan —— plakalı aracıyla çarptığını ve müvekkilinin yaralandığını, kazada davalı tarafın tam kusurlu olduğunu, kaza sonrası müvekkilinin daimi olarak sakatlandığını, müvekkilinin bu yaşanılan kaza sebebiyle tedavi için masraflar yaptığını ve psikolojinin bozulduğunu beyan ederek 40.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun tebligatın yapıldığı görülmüştür.Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince görev hususu; kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olmakla, davanın her aşamasında resen nazara alınması gereklidir.
TTK’nın 4 ve 5. maddeleri ile ticari davaların; ” Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medeni Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ila 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ila 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ila 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ila 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ila 554, havale hakkındaki 555 ila 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ila 580 inci maddelerinde, d) Fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” şeklinde tanımlandığı görülmüştür. Anılı kanuni düzenlemeye göre, bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için TTK 4/1.maddesine göre her iki tarafında tacir olması ve ticari işletmeleri ilgili hususlardan doğması, yahut tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “a-f” bentlerinde sayılan hususlardan doğmasının gerektiği açıktır.
Bu kapsamda yapılan incelemede; davalıların sigorta şirketi ve davalı gerçek kişi olarak ayrıştırılması suretiyle verilen tefrik kararı üzerine davalı gerçek kişi aleyhindeki eldeki davanın, TTK’nun 4/1-a maddesi kapsamında sigorta hukukuna ilişkin olmaktan çıktığı, trafik kazasından kaynaklı tazminat davalarında sigorta şirketi ile diğer davalı arasındaki dava arkadaşlığına istinaden asliye ticaret mahkemeleri görevli olmakta ise de sigorta şirketi bakımından arabuluculuk dava şartının mevcut olmaması sebebiyle dosyanın tefriki üzerine davalı gerçek kişi bakımından davanın ticari niteliğinin son bulduğu, davalı tarafın sıfatı bakımından huzurdaki davanın bu haliyle 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinin a-f bentlerinde sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı, uyuşmazlığın trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat talebine ilişkin olması sebebiyle her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanan nispi ticari dava niteliğinin de bulunmadığı, davacı ile davalı gerçek kişiler arasındaki uyuşmazlığın haksız fiil niteliğinde olduğu ve davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşıldığından HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip her iki mahkeme arasında görev açısından olumsuz görev uyuşmazlığı meydana gelmekle merci tayini için dosyanın———-gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-HMK nın 331. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/06/2023