Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/368 E. 2023/451 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/368
KARAR NO : 2023/451

DAVA : Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 25/05/2023
KARAR TARİHİ : 25/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVA: Davacı vekili 25/05/2023 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili —– adresinde kurulu bir denizcilik şirketi olduğunu, —–numaralı, —– isimli geminin donatanı olduğunu, —–Şirketi ise Gemi’nin işleteni olduğunu, —– Gemi’nin uluslararası standartlara uygunluğunu denetleyen ve tasdik eden, —– üyesi ve merkezi ——olan bir—– kuruluşu olduğunu,——Şubesi Merkezi —— faaliyet gösteren şubesi olduğunu, Gemi’nin sörvey ve diğer— işlemlerini fiilen gerçekleştiren tüzel kişi olduğunu, Gemi üzerinde davalı tarafından ilk olarak—–sörvey gerçekleştirildiğini, kendi kurallarına ve incelemelerine istinaden Gemi’nin —– için uygun olduğu bildirdiğini ve devamında —— Sertifikası düzenlendiğini, ——- Sertifikası ile Gemi’nin klaslanması amacıyla geminin planı, ana tahrik sistemleri, deniz kirliliğinin önlenmesi, güvenlik ekipmanları, radyo donanımı, karinada pislik tutmasını önleme sistemi, balast suyu idare donanımı bakımından sörvey edildiği ve ticari hayatına olağan bir şekilde devam edebilmesi için uyması gereken tüm kural ve yönetmeliklere uygun bulunarak klaslandığının belirtildiğini, müvekkili tarafından —– üyesi olan davalının sağlamış olduğu bu onay ve güven çerçevesinde Geminin deniz ticaretinde kullanılmaya başlandığını, aynı zamanda —– kuruluşları gemilerin kayıtlı oldukları sicillerin atamış olduğu denetmen sıfatına haiz olduğunu——kuruluşu gerekli incelemeleri yaptıktan ve de gemilerin deniz ticaretinde kullanılmasına ilişkin uygunluğunu teyit ettikten sonra gemiler seferlerini yapabileceğini, taraflar arasında süregelen hukuki ilişkinin devamı ve ücretlerin sabitlenmesi için İşleten ile Davalı arasında Gemi’nin de aralarında yer aldığı birden fazla geminin sertifika ve sörvey işlemlerinin Davalı tarafından gerçekleştirilmesini konu alan 25.02.2016 tarihli —— imzalandığını, Gemi’nin klaslanmasından sonraki süreçte her yıl Türkiye’de davalının yetki alanında gerçekleştirilen sörveyler ile Gemi’nin ilgili konvansiyon, kural, ulusal ve uluslararası yönetmeliklere uygunluğu denetlenmeye devam edildiğini, Sörveylerde, davalı tarafından hiçbir uyumsuzluk/yetersizlik tespit edilmediğini, davalı tarafından denize, sefere ve yüke elverişli olduğu sertifikalanan Geminin 14.10.2020 tarihinde—-Limanında —– Kontrolü tarafından mutat denetime tabi tutulduğunu, gerçekleştirilen denetimde, Geminin tutuklanmasına yeter derecedeki yapısal aykırılıklar ve denize/yüke elverişli olmadığını gösterir eksikliklerin olduğu belirtilerek Gemi’nin seferine müsaade edilmediğini, diğer bir anlatımla,—–tarafından saptanan bu kusurların yıllar içinde davalı tarafından saptanamamış ve de müvekkili şirkete bildirilmediğini, —– Kontrolünün 31.01.2021 tarihli yazısında denetimin durdurulduğu belirtilerek denetimin ve tespitlerin tamamlanabilmesi —— Kuruluşu tarafından rapor düzenlenmesi şartına bağlandığını, raporda Gemi’nin —–dışındaki bir tersaneye götürülmesinin zorunlu olduğunun gerekçelendirilmesinin istendiğini, müvekkili şirketin ——Kontrolü tarafından gerçekleştirilen denetimlerde belirtilen aykırılıkların/eksikliklerin nerede ve ne şekilde giderileceğine ilişkin planlamanın nasıl olacağı hususunda ——- Kuruluşu’ndan rapor ve destek talep ettiğini, tam bu aşamada Davalı ——Kontrolü saptamalarıyla nihayet konuyu kavramış ve de bu eksikliklerin farkına vardığını,—- Kuruluşu tarafından sürece dahil olunmadığını, talep edilen rapor ve aksiyon planlarının sunulmadığını, müvekkili şirketin tamamen kendi çabalarıyla planlar hazırlamış ve —- Kuruluşu’nun onayına sunduğunu, ——Kuruluşunun Müvekkili Şirket tarafından sağlanan bilgi, rapor ve planlamaları takip etmiş ve fakat —-Devleti tarafından talep edilen gerçekçi ve işlevsel eylem planını hazırlanmadığını, —- Kuruluşu’nun ağır kusuru ve ihmali nedeniyle süreç ilerletilemediğini, Gemi’nin kusurlarının tespit edilmesi ve seferine devam edebilmesi için müvekkili şirketin gösterdiği çaba ve girişimler uzun süre sonuçsuz kaldığını, 04.11.2021 tarihinde—- Kontrolü tarafından, Geminin eksikliklerinin —- Limanı’nda giderilmesinin ve bütünüyle tespitinin mümkün olmaması sebebiyle bu işlerin görülebileceği en yakın tersanenin bulunduğu —– götürülmesi için sefer yapmasına bir defaya mahsus olmak üzere izin verildiğini, Geminin 11.11.2021 tarihinde —– bulunan —— tersanesine ulaştığını, Tersanede Gemi’nin tamamı üzerinde inceleme yapılarak yapısal kusur ve aykırılıkların kapsamı tespit edildiğini, tersanede gerçekleştirilen işlemler neticesinde yapısal kusurlar giderilmiş ve Geminin ancak 14.07.2022 tarihinde uluslararası konvansiyon, kural ve yönetmelikler ile gerçeğe uygun şekilde—— üyesi ——- tarafından sertifikalandırılabildiğini, denize ve yüke elverişlilik kazanan Gemi 14.07.2022 tarihinde ticari hayatına dönebildiğini, davalının süreçteki sorumluluklarına aykırı davranışları ile gerçeğe aykırı resmi uygunluk belgeleri düzenlemesi nedeniyle işbu davanın açılmasından evvel 16.01.2023 tarihinde dava şartı olan arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, anlaşılamadığını, davalı tarafından gerçekleştirilen sörveylerde Geminin seferden menedilmesine sebep olan yapısal aykırılık ve eksiklikler fark edilmediğini, fark edilmesine rağmen gerçeğe aykırı bir şekilde raporlama ve sertifikalandırma yapılarak resmi uygunluk belgeleri düzenlendiğini, sonrasında her yıl zorunlu olarak gerçekleştirilen sörveylerde de yapısal kusurlar tespit edilemediğini, her bir sörveyden sonra yeniden gerçek aykırı rapor ve şerhler düzenlenmeye devam edildiğini, davalı’nın izah edilen sörvey raporlarına ve sertifikalarına/şerhlerine güvenilerek Gemi işletildiğini, davalı’nın yükümlülüğü kapsamına girmesine rağmen ağır kusuru neticesinde tespit edemediği eksiklikler nedeniyle tutuklandığını, davalı’nın yetersizliği ve de kusuru sonucunda müvekkil şirketin zarara uğradığını, davalı’nın işlemlerinde ağır kusurlu olduğunu, —– kuruluşları gemilere ilişkin tüm aykırılık, eksiklik ve yapılması gereken işlemlerin ulusal ve uluslararası kurallara göre tespit etmek, raporlandırmak ve bunların yerine getirilmemesi halinde klastan düşürmekle yükümlü olduğunu, bu doğrultuda Gemi’nin tutuklanmasına sebep olan yapısal eksikleri tespit etmek bir —- kuruluşu olarak davalı’nın asli görevi olduğunu, bu görevi gereği gibi yerine getirmediğini, Geminin 14.10.2020 tarihinden, yapısal eksikliklerini gidererek ——- geçtiği ve ticari seferine başlayabilecek duruma geldiği 14.07.2022 tarihine kadar geçen sürede ticari kazancından mahrum kalarak gelişen zarara uğradığını, gemi ile benzer niteliklere sahip ticari gemilerin (kardeş gemilerin) bu süre boyunca elde etmiş olduğu kazançlar emsal alındığında müvekkil şirket’in kazanç kaybı -fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla- 5.571.522,45 Amerikan Doları olarak hesaplandığını, emsal kazanç kaybının yanı sıra, geminin tutuklu kaldığı —– limanında ve —– tersanede geçirdiği süre boyunca yapılan liman masrafları, sörvey masrafları, yağ / yakıt tüketimi, tamir, bakım ve tutumundan kaynaklanan gelişen zararları oluştuğunu, zararların toplam tutarının -fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla- 952.867,48 EURO, 443.545,19 Amerikan Doları ve 4.573,52 İngiliz Sterlini, 322.096,00 Japon Yeni 941.952,69 TL olup bunlara ilişkin fatura ve ödeme belgeleri dosyaya ibraz edildiğini, masrafların bir kısmıhıh dava dışı üçüncü kişiler tarafından yapılmışsa da bu alacakların tamamı ve talep hakları müvekkil şirket’e temlik edildiğini belirterek fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakkımız saklı kalmak kaydıyla; 5.571.522,45 Amerikan Doları tutarında kazanç kaybı alacağının —— tarafından belirlenen Amerikan Doları için kamu bankalarınca mevduatlara fiilen uygulanan azami faiz oranları uyarınca ihtarname tebliğ tarihi olan 05.08.2022 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalı’dan tahsiline, yapılan masraflara ilişkin zararlar bakımından; 952.867,48 Euro tutarındaki alacağın —— Bankası tarafından belirlenen Euro için kamu bankalarınca mevduatlara fiilen uygulanan azami faiz oranları uyarınca 05.08.2022 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile Davalı’dan tahsiline, 443.545,19 Amerikan Doları tutarındaki alacağın —–tarafından belirlenen Amerikan Doları için kamu bankalarınca mevduatlara fiilen uygulanan azami faiz oranları uyarınca 05.08.2022 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalı’dan tahsiline, 4.573,52 İngiliz Sterlini tutarındaki alacağın —— tarafından belirlenen İngiliz Sterlini için kamu bankalarınca mevduatlara fiilen uygulanan azami faiz oranları uyarınca 05.08.2022 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalı’dan tahsiline, 322.096,00 Japon Yeni tutarındaki alacağın —- tarafından belirlenen Japon Yeni için kamu bankalarınca mevduatlara fiilen uygulanan azami faiz oranları uyarınca 05.08.2022 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile Davalı’dan tahsiline, 941.952,69 TL tutarındaki alacağın 05.08.2022 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte Davalı’dan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı’ya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafın sörvey hizmetini gereğine uygun şekilde yapılmadığından bahisle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.Sörvey hizmeti 18.01.2017 tarih ve 29952 sayılı Gemiler İçin Yetkilendirilmiş Kuruluşlar Yönetmeliği’nin Tanımlar başlıklı 4/p maddesinde; ” Sörvey: Ulusal mevzuat ve uluslararası sözleşmeler gereğince yapılması zorunlu muayene ve denetimler ile Bakanlık tarafından istenilen zorunlu olmayan konularda yapılacak muayene ve denetimleri,” şeklinde tanımlanmıştır. Davacı taraf, davalının iş bu sörvey hizmeti için yapılan sözleşmeye uygun davranmaması, üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmemesi nedeniyle zarara uğradığını iddia ederek davalı taraftan tazminat talep etmektedir. Yani dava konusu istem doğrudan haksız fiile dayalı değil, sörvey hizmetine ilişkin sözleşmenin davalı tarafça usulüne uygun yerine getirilmediğinden kaynaklanan zarara ilişkindir. Dolayısıyla somut uyuşmazlığa 6102 sayılı TTK.nun “Deniz Ticareti” başlıklı 5.kitabında yer alan 931 ve onu izleyen maddelerde düzenlenen hükümlerin uygulanması gerekmektedir. 6102 sayılı TTK’nın 5/2. maddesi “Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve—– sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir” şeklinde düzenlenmiştir. Anılan yasal düzenleme doğrultusunda Hakimler Savcılar Kurulunca, —–ilinde bu tür davalara bakma görevi—–Asliye Ticaret Mahkemesine verilmiştir. Bu mahkeme ile diğer asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup mahkemece resen dikkate alınır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle uyuşmazlığın esasının çözümlenmesinde davaya bakma görevinin Deniz İhtisas Mahkemesi sıfatı ile —–. Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu vicdani kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1.Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Taraflardan birinin karar süresi için kanun yoluna başvurmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize başvururarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli —— Asliye Ticaret Mahkemesi (Denizcilik ihtisas mahkemesi sıfatı ile)’ne gönderilmesine
3-Yasal süre içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin işbu kararın tebliğ ile ihtarına,
4-Yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle dosya üzerinden karar verildi.