Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/349 E. 2023/850 K. 21.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/349
KARAR NO: 2023/850
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/07/2017
KARAR TARİHİ: 21/12/2023

Davacı vekili mahkemeye sunduğu 18/07/2017 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle;
Kızının üniversite sınavını kazandığını, özel bir yurtta kalmaya maddi olarak gücü yetmediği için ——– Kurumu’na başvurduğunu, başvuru sonuçları açıklanana kadar davacının kızı ——— öğretim hayatına devam edebilmesi için üniversite yakınlarında makul ücretli özel bir yurt olan ——— Yurdu ile görüştüklerini, bu görüşme esnasında davacının kızına yurt çıkması halinde bu yurttan kaydını aldırmak istediklerini beyan ettiklerini, yurttan cevaben sedace kaldıkları süre boyunca ücret ödeneceğini, kalmadığı süreler için ek bir ücret ödemesi yapmadan ayrılabileceklerini ifade ettiklerini, ancak genede kendilerine senet imzalattıklarını, davacının kızının 01/03/2015 tarihinde yurttan ayrıldığını bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 4.500,00 TL borçlarının olmadığının tespitini ve ———- Esas sayılı takip dosyası ile müvekkil aleyhine başlatılan icra takibi sebebiyle müvekkilin mühim zararlara düçar olma riski bulunduğundan icra iflas yasası 72. Madde mucibinde teminatsız yahut gerekli görülmesi halinde teminat mukabilinde takibin durdurulması hakkında, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkil şirket tarafından haciz tehdidi altında ödenecek bedelin alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.

DELİLLER:-17/10/2014 düzenleme tarihli, 4.500,00 TL bedelli senette bulunması zorunlu unsurları taşımayan ve hukuken geçerli olmayan senet sureti,-15/09/2014 tarihli 500,00 TL bedelli makbuz sureti, -15/10/2014 tarihli 500,00 TL bedelli makbuz sureti, -15/11/2014 tarihli 500,00 TL bedelli makbuz sureti, -15/12/2014 tarihli 500,00 TL bedelli makbuz sureti,
-30/11/2015 tarihli 500,00 TL bedelli makbuz sureti, ———- Esas sayılı takip dosyasından gönderilen ödeme emri, ——– Sayılı dosyasında verilen gerekçeli karar, -10/02/2016 tarihli ——-,

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
:Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinde Mahkememizin ——- Esas ——- Karar sayılı ilamı ile “İİİK 72/son maddesince mahkememizin yetkisizliğine, bu nedenle davanın usulden reddine,2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın yetkili ——— Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine” dair yetkisizlik kararı verilmiş olup karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.——— sayılı ilamı ile “Davacı tarafın menfi tespit davasına konu icra dosyası ——— İcra Dairesi’nin ——– Esas sayılı takip dosyasıdır.”28.11.2013 tarihli———- yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun’un kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. Aynı maddede, tüketicinin, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olduğu, satıcının ise, kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade ettiği düzenlenmiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendinde, bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerektiği, 83. maddesinde ise, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Anılan Yasanın geçiş hükümleri başlıklı geçici 1.maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davaların açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam edeceği, ikinci fıkrasında ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki tüketici işlemlerine, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına bu işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmiş ise kural olarak o kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş olup 6502 sayılı Yasanın geçici 1. maddenin 2. fıkrası uyuşmazlıkta uygulanacak maddi hukuk kurallarına ilişkin bulunduğundan görevin belirlenmesinde esas alınması gereken davanın açıldığı tarihtir.Bir hukukî işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Ancak bu işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Somut olayda; Taraflar tacir olmadığı, temel ilişkinin “——— Sözleşmesi” olduğu, işin davacı yönünden ticari niteliğinin bulunmadığı, ihtilafın senedin kambiyo vasfından doğmadığı, davacının hizmet almadığı nedeni ile borçlu olmadığını ileri sürdüğü anlaşılmıştır. İddianın ileri sürülüş şekline göre; davacı, tüketici olduğundan davanın Tüketici Mahkemesi’nde görülmesi gerekir.” şeklinde gerekçe ile Mahkememiz ilamının kaldırılmasına karar verilmiştir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ; tarafların tacir olmadığı, temel ilişkinin n davacı yönünden ticari niteliğinin bulunmadığı ve ihtilafın kambiyo senedi nedeniyle hizmet almadığı iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkin olduğu anlaşılmış olup——– sayılı ilamı da gözetilerek mahkememizin görevsizliğine, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine, dosyanın görevli ——— Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1.Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli ——– Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——– Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2023