Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/30 E. 2023/807 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C
. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/30 Esas
KARAR NO: 2023/807

DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ: 11/01/2023

KARAR TARİHİ: 14/12/2023

Davacı vekili Mahkememize sunduğu 11/01/2023 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili ile davalı firma arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, müvekkilinin, ilgili fatura bedellerini vade tarihi geçmesine rağmen ödemediğini ve davalının temerrüde düştüğünü, dava konusu faturalara davalı tarafından yapılan itirazın olmaması ve temerrüdün devamı nedeniyle, alacağın tahsili için——— Esas sayılı dosyasında takibin başlatıldığını, davalının haksız ve mesnetsiz itirazı üzerine takibin durduğunu belirtmiş olup, davanın kabulüne, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, asıl alacak üzerinden %20’den az olmamak kaydıyla davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, vekalet ücreti ve tüm yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili Mahkememize sunduğu 17/02/2023 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle:
Müvekkili şirketin davacı firmadan hak edişe yarar bir hizmet almadığını, faturalara konu ürünlerin müvekkili şirkete teslim edilmediğini, teslim edilen bir kısım ürünlerin ise ayıplı olduğunun fark edildiğini, icra takibine konu fatura içeriğindeki gibi taraflar arasında böyle bir ifayı gerçekleştirecek herhangi bir sözleşme vb. borç doğurucu bir iş ve işlem bulunmadığını, haksız şekilde talep edilen fatura bedellinin ürün veya hizmet anlamında bir karşılığının olmadığını, alacağı kabul etmemek kaydıyla, davacı tarafından takibe konulan alacağın likit olmadığını ve yargılamayı gerektirdiğinden, davacı şirketin icra inkar tazminat talebinin reddi gerektiğini belirtmiş olup, haksız davanın reddine, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla davacı şirketin kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:

Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden tarafların son tescil bilgileri celp edilmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.——— Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden celp ve tetkik edilmiştir. Vergi dairesinden davalının 2022 yılına ilişkin BA formları celp edilmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır. Bilirkişi 28/07/2023 tarihli kök raporunda özetle; davacı şirketin 2022 yılına ilişkin ticari defterlerinin GİB onaylı beratlarının süresinde alındığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğunu, davalı şirket defterleri incelenemediği ve hesap incelemesi yapılamadığını, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen e-faturalara süresinde itiraz işleminin uygulanmadığını, 10 adet fatura içerisinde yer alan 7 adet faturanın davalı şirket tarafından bağlı bulunduğunu, Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne alım olarak bildirimde bulunulduğu, alacağı oluşturan diğer 3 adet faturadan, 30.05.2022 tarih, ——– no.lu 2.797,07 TL ve 03.08.2022 tarih, ———– no.lu 1.868,34 TL tutarlı faturaların aylık KDV hariç 5.000,00 TL Ba-Bs beyan sınırı altında kaldığından bildirime konu yapılmadığını, 23.08.2022 – tarih, ———- no.lu 14.157,18 TL tutarlı faturanın davalı şirketin yeni unvanı ——– şirketi adına düzenlenmiş olduğundan, dosyaya gelen Ba formunda gözükmediğini, diğer tüm bu hususlar doğrultusunda fatura içeriği malların davalı şirkete teslim edildiğine ilişkin karinenin oluşacağı, malların teslim ediminin kabul edilmesi halinde, davalı şirketin fatura bedellerini ödediğini ispat etmesi gerektiğini, bu hususta davalı şirket tarafından ödeme yapıldığına ilişkin somut herhangi bir belge sunulmadığı hususları topluca değerlendirildiğinde, davacının ticari de terlerinde 03.11.2022 takip tarihi itibariyle 10 adet faturadan kaynaklı 114.51 2,34 TL tutarında alacağını talep edebileceğini, davalı şirket vekilinin ayıp iddiası yönünden: davalının ayıp iddiasına ilişkin hukuki değerlendirmenin mahkemeye ait olduğunu, davacı/alacaklı takip öncesinde faiz talebinde bulunmadığı için taleple bağlılık kuralı gereği bu konuda değerlendirme yapılmayacağını, mahkemenin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde: tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak davacı alacağı için 3095 s.k m.2/2 kagsamında avans faiz talebinin yerinde olduğunu beyan ve rapor etmiştir. Bilirkişi 10/10/2023 tarihli ek raporunda özetle; davalı şirket vekilinin bilirkişi kök raporuna itirazları üzerine yeniden yapılan incelemede kök rapor kanaatlerinin aşağıdaki maddi hata hariç olmak üzere aynen geçerli olduğunu, ancak, davalı taraf itirazları kapsamında olmasa da, davacı kayıtlarında gözüken davacı alacağının 109.622,81 olması sebebiyle takip konusu faturaların toplam tutarı olan 114.512,36 TL alacağını isteyemeyeceğini, kendi defterlerindeki bakiye ile sınırlı olarak alacağının talep edilebileceğinden bu husus dikkate alınmadan değerlendirilen Kök rapor A paragrafındaki maddi hatam iş bu ek raporda düzeltildiğini, diğer taraftan, takdiri mahkemeye ait olmak üzere, takibin konusunun fatura alacağı olması, takibe bağlılık ilkesine göre görülen itirazın iptali davacında takip konusu 10 adet faturanın toplam tutarının| 114.512,36 TL olması, davacı kayıtlarındaki davacı alacağının bakiyesinin ise 109.622,81 TL olmasına göre, aslında takibin tüm ticari ilişkiyi içerdiği, fatura alacağının açık hesap alacağı olması gerektiğini, bu durumda davacı kayıtlarında davalı lehine olan 340-Alınan Avanslar hesabındaki davalı lehine olan 62.285,87 TL’nin de başka bir alımın konusunun dosya kapsamında ispat edilemediğinden bahisle toplam ticari ilişkide dikkate alınması gerektiği yönünde mahkemenin değerlendirme yapması durumunda; davacı kayıtlarında davalı lehine yer alan kaydın her zaman sahibi aleyhine delil niteliğinde olduğu ilkesinden hareketle 62.285,87 TL’nin davacı alacağından tenzil edilebileceğini, bu durumda davacı alacağının 47.336,94 TL (109.622,81 – 62.285,87) olacağını beyan ve rapor etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT
Dava; fatura alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.İtirazın iptali davası
2004 sayılı İcra İflas Kanunu madde 67 vd. düzenlenmiştir. Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Doya kapsamından; davacı fatura alacağının tahsili için ——— Esas sayılı dosyası ile 114.512,34 TL alacağın tahsili için davalı aleyhine takip başlattığı, davalının yasal süresinde takibe itiraz ettiği, davacının bir yıllık hak düşürücü süre içinde itirazın iptalini talep ettiği görülmektedir.Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır. Fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141), toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, fatura, ——– kaydı, takip dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı kayıtlarında gözüken davacı alacağının 109.622,81 olması sebebiyle takip konusu faturaların toplam tutarı olan 114.512,36 TL alacağını isteyemeyeceğini, kendi defterlerindeki bakiye ile sınırlı olarak alacağının talep edilebileceğini, diğer taraftan, takibin konusunun fatura alacağı olması, takibe bağlılık ilkesine göre görülen itirazın iptali davacında takip konusu 10 adet faturanın toplam tutarının| 114.512,36 TL olması, davacı kayıtlarındaki davacı alacağının bakiyesinin ise 109.622,81 TL olmasına göre, aslında takibin tüm ticari ilişkiyi içerdiği, fatura alacağının açık hesap alacağı olması gerektiği, davacı kayıtlarında davalı lehine olan 340-Alınan Avanslar hesabındaki davalı lehine olan 62.285,87 TL’nin de başka bir alımın konusunun dosya kapsamında ispat edilemediğinden bahisle toplam ticari ilişkide dikkate alınması gerektiği Mahkememizce değerlendirilmiş; davacı kayıtlarında davalı lehine yer alan kaydın her zaman sahibi aleyhine delil niteliğinde olduğu ilkesinden hareketle 62.285,87 TL’nin davacı alacağından tenzil edilebileceğinden davacı alacağının 47.336,94 TL (109.622,81 – 62.285,87) olacağı değerlendirilerek, davacının fatura alacağından kaynaklı 47.336,94 TL asıl alacağının bulunduğu, alacağın likit ve bilinebilir olması nedeniyle kabul edilen asıl alacak tutarının % 20’si oranında davacı lehine icra tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
KISMEN REDDİNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, ——– Esas sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE, takibin 47.336,94 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Kabulüne karar verilen alacağın 47.336,94 TL’nin %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 3.233,59 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.383,03 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.850,56‬ TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 179,90 TL, posta ve tebligat gideri 134,00 TL, bilirkişi ücreti 3.500,00 TL, olmak üzere toplam 3.813,90 TL yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 1.576,58 TL yargılama masrafına, peşin harç 1.383,03 TL, eklenerek sonuç olarak 2.959,61 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 2.237,32 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 17.900,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 17.900,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
8-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 3.120,00 TL’ nin haklılık durumuna göre hesaplanan 1.279,20 TL’sinin davalıdan, 1.840,8‬0 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/12/2023