Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/298 E. 2023/596 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/298
KARAR NO: 2023/596
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 26/04/2023
KARAR TARİHİ: 11/07/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin annesinin, —— plaka sayılı araçta yolcu konumunda iken —- plaka sayılı aracın %100 kusurlu olarak karışmış olduğu kaza neticesinde vefat ettiğini, müteveffanın desteğinden yoksun kalan müvekkili için destekten yoksun kalma tazminatı olarak 99.478,54 TL asıl alacak, takip tarihine kadar işlemiş 5.283,27 TL faiz olmak üzere toplam 104.761,81 TL tazminat bedelinin davalı sigorta şirketi için temerrüt tarihinden itibaren, diğer davalılar için kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsil edilmesi talebi ile ——sayılı dosya ile davalılar/borçlular aleyhine takip başlatılmış olup, davalılar/borçluların işbu takibe haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz ettiklerini, davalı —- trafik sigortası ile sigortalı ve davalı —-plakalı araç sürücüsü davalı —- kazaya kusuru ile sebebiyet verdiğini, bu nedenle tüm davalıların icra takibi/dava konusu zararı müştereken ve müteselsilen tazmin etmekle yükümlü olduklarını, davalı araç maliki —- uyarınca sürücü ile birlikte icra takibine konu tüm zararlardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağını, —– gereği davalı—- diğer davalılarla birlikte manevi zararlar dışındaki taleplerden (poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağını beyan ederek öncelikle davalılar —–adına kayıtlı bulunan menkul ve gayrimenkuller üzerine yargılama sonuna kadar kötü niyetli devirlerin önlenmesi amacıyla HMK 389 ve devamı maddeleri gereği ihtiyati tedbir konulmasına, fazlaya dair tüm dava ve talep hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla haksız ve yasal dayanaktan yoksun itirazların iptaline ve takiplerin devamına, %20 icra inkar tazminatına, takip tarihi itibariyle ana rakam ve (temerrüt tarihinden takip tarihine kadar dahil olmak üzere) avans üzerinden işlemiş ve işleyecek faiz alacağının hüküm altına alınmasına, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; ——plakalı kazaya karışan aracın müvekkili şirkete —- tarihleri arasında geçerli olmak üzere —- poliçe numaralı —- teminat altında olduğunu,—– poliçesinden dolayı sorumluluklarının , sigortalısının kusuru oranında olmak üzere bedeni zararlarda şahıs başına azami 1.000.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, müteveffanın vefatı sebebiyle talep edilen tazminata ilişkin ilgili —–tahdidi olarak sayılan belgeler eksiksiz bir şekilde müvekkil şirkete iletilmediğinden (mağdura ait son 3 aylık döneme ilişkin ücret belgesi- hak sahibine ait banka bilgileri) yapılan başvurunun öncelikle usulden reddi gerektiğini, dava konusu trafik kazası sebebiyle oluştuğu iddia edilen destekten yoksun kalma zararına dair bir kesinlik olmayıp, müvekkili sigorta şirketi ile davacı taraf arasında bu hususa ilişkin (oluşan gerçek hasar tutarına dair) bir mutabakatın sağlanamadığını, hal böyle iken davacı tarafça talep edilen tazminat tutarının belirlenebilir (likit) olduğunu söylemenin mümkün olmadığını, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin yasal koşullarının oluşmaması sebebiyle reddini talep ettiklerini, müvekkili şirketin sorumluluğundan bahsedebilmek için öncelikle sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ispat edilmesi gerektiğini, bu suretle dosyanın İstanbul Teknik Üniversitesi -Trafik Kürsüsüne gönderilmesini talep etiklerini, kabul etmemek şartıyla hesaplanan tutardan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla yeni genel şartlar uyarınca destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamalarının —— hükümlerine göre değil, —-kadın/erkek tablosu ve %1,65 teknik faiz kullanılarak yapılması gerektiğini, faizin başlangıcı ve türü yönünden itirazlarının olduğunu beyan ederek müvekkili sigorta şirketi aleyhine ikame edilen işbu davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle ;——dosyasında yetkiye ve borca itiraz edildiğini, müvekkili şirketin adresi —- olduğundan müvekkili açısından yetkili icra müdürlüğünün ——- İcra Müdürlüğü olduğunu, icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine açıkça itiraz ettiklerini, dava konusu icra takibine konu edilen olayın meydana geldiği yerin ——olduğunu, bu olay ile ilgili ceza soruşturmasının da devam ettiğini, olayın aydınlatılması için keşif ve diğer hususların yerinde yapılması için ——Mahkemelerinde görülmesinin de faydalı olacağını, davacının icra takibine konu ettiği talebin ancak yapılacak bir yargılama sonucunda tespit edilebileceğini, dava konusu olay ile ilgili arabuluculuk yoluna başvurulmadığını, davaya konu olan olay ile ilgili kimin kusurlu olduğunun net olarak belirli olmadığını, bu aşamada müvekkili şirkete atfedilebilecek bir kusur bulunmadığını, müvekkilinin sorumlu olduğuna dair dosya kapsamı itibarı ile somut bir tespit de bulunmadığını, bu sebeple esasa girilmeden davanın usulden reddine , Mahkeme aksi kanaatte ise kusur yönünden —- alınmasını, zarar yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ———usulüne uygun tebligatın yapıldığı, davalının cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
——– dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalılar aleyhine 99.478,54 TL asıl alacak, takip tarihine kadar işlemiş 5.283,27 TL faiz olmak üzere toplam 104.761,81 TL tazminat bedeli üzerinden icra takibi yapıldığı, davalılar tarafından borca, icra dairesinin yetkisine , borcun ferilerine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür .
Mahkememizce uyuşmazlığın uğranılan zarar nedeniyle yapılan icra takibine karşı itirazın iptali istemine ilişkin olup, üzerine tedbir konulması talep edilen mal varlığı değerlerinin dava konusu olmadığı, davanın konusunun para alacağı olduğu, uyuşmazlık konusu olmayan mal varlığı değerleri hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili beyan dilekçesinde davalı ———- yapılan anlaşma ile hakkın özünden feragat anlamına gelmemek kaydıyla dava sırasında müvekkilinin alacağına kavuşması nedeniyle (esasen dava konusuz kaldığı için) sadece huzurdaki davaya konu alacaktan tüm davalılar için feragat anlamına geldiğini ancak sadece bu dosya kapsamında poliçe teminat limitinden kendi payına düşen kısım kadarı olan tutar için ödeme alınmış olduğundan sadece bu dava tutarı kadar alacağından (poliçe teminat limitinden kendi payına düşen kısım kadarı olan tutarından) feragat ettiklerini, yargılama konusu alacak bakımından tüm davalılar yönünden feragat edilmekteyse de esasen davanın tüm davalılar bakımından konusuz kaldığını, tüm davalıların kendilerine karşı dava açılmasına yine kendileri sebebiyet vermiş olduklarından feragat sebebiyle reddedilen maddi tazminat yönünden davalılar lehine davacı aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiş , 11/07/2023 tarihli duruşmada “beyan dilekçemizi tekrar ederiz. Müvekkil dava sırasında alacağına kavuştuğu için hakkın özünden vazgeçme anlamına gelmemesi kaydı ile dava konusuz kalmıştır. Bizim yargılama gideri ve vekalet ücreti talebimiz yoktur. Davalılar lehine de yargılama gideri ve vekalet ücreti verilmemesini talep ederiz” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, iddia, savunma ve beyanlar birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalılar aleyhine tazminat bedelinin tahsili amacıyla ——— sayılı dosyası ile takip başlattığı, davalı takip borçlularının tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettikleri, takibin durduğu ve eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, yargılamanın devamı sırasında takip borçlularından davalı sigorta şirketi tarafından takibe konu borcun ödendiğinin beyan edilmesi karşısında davanın konusuz kaldığı, davacının davalı sigorta şirketi tarafından dava tarihinden sonra yapılan ödeme nedeniyle icra takibine konu edilen tazminat talebinden feragat ettiği anlaşılmakla konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, her ne kadar HMK 331. Maddesi gereğince davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmolunması gerekmekte ise de davacı vekilinin 11/07/2023 tarihli duruşmadaki beyanı ile vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri bulunmadığını bildirdiğinden davacı lehine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmolunmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan davanın başında alınan 1.265,26 TL peşin nispi harcın mahsubuyla arta kalan 1.085,36 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile———– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/07/2023