Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/289 E. 2023/543 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/289
KARAR NO : 2023/543

DAVA : Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 01/05/2018
KARAR TARİHİ : 20/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan sigorta davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı sigorta şirketinin —-. İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı dosyası müvekkil şirket aleyhine ilamsız icra takibi başlattığını, usulsüz tebligat neticesinde takibin kesinleştiğini ve müvekkil şirketin icra takip dosyasına 13.253,79 TL borç tutarına ihtirazı kayıtla ödediğini, davalı sigorta şirketinin başlattığı icra takibinin dava dışı ——oluşan hasara istinaden düzenlenen 04.12.2016 tarihli hasar tespit tutanağı ile 04.01.2017 tarihli ——hasar onarım belgesine dayalı olduğunu, davalı sigorta şirketinin ödeme belgesi icra takip dosyasında mevcut olmadığından halefiyet sıfatını kazanıp kazanmadığının anlaşılamadığını, takip dayanağı tespit tutanağında müvekkil şirketin elektrik kazı çalışmaları sırasında—— yolu caddesi ile —–kesişiminde ——boru hattına zarar verildiği ifade edilmiş ise de bu tespit tutanağında müvekkil şirket çalışanlarına ait bir imza bulunmadığı, müvekkil şirket kayıtlarında ——- boru hattına zarar verildiğine dair bir kayda rastlanmadığını, takip talebine dayanak gösterilen hasar onarım giderleri belgesinde zarar miktarı 04.12.2016 tarihi itibari ile 10.256,73 TL olarak belirlediğini ancak davalı şirket tarafından Amerikan Doları para birimi üzerinden icra takibi başlatıldığını, ve hesaba esas aldığı kur nedeni ile tazminat tutarının üzerinde fazla para tahsil ettiğini ve müvekkile iadesi gerektiğini, dava dışı ——gerçekte uğramış olduğu zararların tazmininin istenebileceğini, hasar onarım gider belgesinin 5. maddesinde 580 adet abone için kişi başı 14,00 TL işletmeye alma bedeli adı altında borç tahakkuku yapılmasının kabul edilebilir bir nitelikte olmadığını, işletmeye alma bedelinin soyut ve gerçek olmayan bir zarar olduğunu belirterek işletme alma bedeli adı altında müvekkilden tahsil edilen 8.120 TL ve ferilerinin müvekkile iade edilmesi gerekeceğini açıklayarak belirsiz nitelikli müvekkil alacağının iade edilebilir tutarının belirlenmesinden sonra dava değerini arttırma hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik 4.000 TL bedelin ödeme tarihi olan 27.03.2018 tarihinden itibaren işleyen ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalıya usulüne uygun tebligatın yapıldığı, davalının cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
—– İcra Dairesi’nin ——Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının —-şirketi, borçlusunun —— takip alacağının 2.924, 00 USD asıl alacak olduğu, takibe dayanak alacağın 04.12.2016 tarihli hasar tespit tutanağı ile aynı tarihli —— Bölge Müdürlüğü hasar onarım giderleri belgesi olduğu, borçlu tarafından takibe konu borcun 27.03.2018 tarihinde 14.620,59 TL olarak ödendiği görülmüştür.

—— 28.04.2021 tarihli cevabi yazısı ile yüklenici firma —– firmasının alt yüklenicisi olan —– 04.12.2016 tarihinde —–yolu Caddesi ile ——- kesişmesinde elektrik kazısı çalışmasının olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda davacı tarafından İİK 72. Maddesine istinaden açılan iş bu istirdat talepli davanın 27.03.2018 ödeme tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürede 01.05.2018 tarihinde açıldığı, davacı —– 04.12.2016 tarihinde —- İlçesi, —–Caddesi ile —– meydana getirdiği kavşakta yaptığı kazı çalışmasında ——boru hatlarına zarar verdiği, davacı ——-boru hattına zarar verdiğine dair 04.12.2016 tarihli hasar tespit tutanağı düzenlendiği, davacı firma çalışanlarının tutanağı imzadan imtina ettiği, davalı — Sigorta şirketi tarafından dava dışı—-ile aralarında düzenledikleri 01.02.2016 tanzim, 01.02.2016-01.02.2017 başlama ve bitiş tarihli ticari paket sigorta poliçesi düzenlendiği, düzenlenen poliçede “Döviz Ödeme Klozu” bulunduğu, davalı ——şirketi tarafından dava dışı —— ile aralarında düzenledikleri 01.02.2016 tanzim, 01.02.2016-01.02.2017 başlama ve bitiş tarihli ticari paket sigorta poliçesi kapsamında 18.04.2017 tarihinde zararının dava dışı sigortalısı —— 04.01.2017 tarihli hasar onarım gideri belgesine dayalı olarak 10.256,73 TL karşılığı 2.924,90 USD hasar tazminatının ödendiği, dava dışı —— tarafından davalı ——şirketinin ödeme nedeniyle ibra edildiği, davalı —– Sigorta şirketinin ödediği miktar yönünden sigortalısının hak ve alacaklarına TTK 1472 maddesine göre halef olduğu, davalı ——Sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına yapılan ödemenin rayiç bedellere uygun olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına TL karşılığı USD (Amerikan Doları) olarak yaptığından yaptığı ödemeyi hasar sorumlularından yabancı para olarak talep edebileceği anlaşılmakla davanın reddine dair karar verildiği, verilen kararın istinaf edilmesi üzerine —–Bölge Adliye Mahkemesinin ——. Hukuk Dairesinin ——Esas ve Karar sayılı ilamı ile ” Somut uyuşmazlıkta davalı —– sigorta nezdinde davadışı —— arasında ticari paket sigortasının bulunduğu, ——– sayılı poliçe dövizli poliçe olarak düzenlendiği ve sigorta primlerinin dolar olarak belirlendiği, poliçenin “Döviz ödeme klozu” başlıklı bölümünde poliçe kapsamında gerçekleşebilecek hasar durumunda hasar, ödeme tarihindeki ——döviz satış kuru üzerinden Türk lirası olarak ödenir şartının bulunduğu anlaşıldığından davacı vekilinin döviz-TL ve halefiyet ile ilgili istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici sebeplerle, İlk Derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamındaki diğer delillerle örtüşmesine ve denetime elverişli olmasına, uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük görülmemesine, davalının ticari nitelikli işyeri paket sigortalısının—-hasarını ödemesine göre onun haklarına halef olması—— 28/04/2021 tarihli müzekkereye cevabına istinaden davacının kazı çalışmasında verdiği zarardan haksız fiil hükümleri gereğince davalıya karşı sorumlu olmasına, ilk derece mahkemesi kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından, yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince yapılan istinaf incelemesinde; ilk derece mahkemesince, davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmadığı halde dava konusuyla ilgili olmayan başka bir dava dosyasına ait olduğu düşünülen savunmanın gerekçeli karara yazılması doğru olmamıştır. Bu sebeple ilk derece mahkemesi kararının, kamu düzenine ilişkin olarak kararın infazında tereddütlerin de önlenmesi açısından, davalının vermiş olduğu belirtilen cevap dilekçesi gerekçeli karardan çıkartılmak suretiyle yeniden karar verilmesi yönünden kaldırılması gerektiğinden davacı vekilinin istinaf talebinin usulen kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. “Mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

Tüm dosya kapsamına göre; davacı—–04.12.2016 tarihinde —– İlçesi, —– Yolu Caddesi ile —— meydana getirdiği kavşakta yaptığı kazı çalışmasında—– boru hatlarına zarar verdiğine dair 04.12.2016 tarihli hasar tespit tutanağı düzenlendiği, davacı firma çalışanlarının tutanağı imzadan imtina ettikleri , davalı—– şirketi tarafından dava dışı—–ile aralarında düzenledikleri ticari paket sigorta poliçesi kapsamında 18.04.2017 tarihinde zararının dava dışı sigortalısı ——-10.256,73 TL karşılığı 2.924,90 USD hasar tazminatının ödendiği, yapılan ödeme üzerine dava dışı —–tarafından davalı —— Sigorta şirketinin ibra edilmesi nedeniyle davalı ——Sigorta şirketinin ödediği miktar yönünden sigortalısının hak ve alacaklarına TTK 1472 maddesine göre halef olduğu, Mahkememizce alınan bilirkişi raporuna göre davalı ——Sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına yapılan ödemenin rayiç bedellere uygun olduğu,—— 28/04/2021 tarihli müzekkereye cevabına istinaden davacının kazı çalışmasında verdiği zarardan haksız fiil hükümleri gereğince davalıya karşı sorumlu olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 68,31 TL harcın, alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 111,59 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına
3-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 4.000 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——- Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.