Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/278 E. 2023/529 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/278
KARAR NO: 2023/529
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 28/06/2022
KARAR TARİHİ: 15/06/2023

———Esas ve Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine Mahkememizde görülmekte bulunan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticaret ile uğraştığını, müvekkiline ait ——— aracın şoförünün %100 kusurlu olması sebebiyle oluşan kazada hasar gördüğünü, davalı sürücünün yazılı ve imzalı beyanıyla kazaya tam kusuruyla sebebiyet verdiğini açıkca ikrar ettiğini, işbu kaza sebebi ile müvekkiline ait araçta maddi hasar meydana geldiğini, ortaya çıkan hasar sebebi ile müvekkiline ait aracın 26 gün onarımda kaldığını, bu süre içerisinde ticari işlevini yerine getiremediğinden kazanç kaybına ilişkin alacak oluştuğunu, müvekkiline ait aracın ticari gelir elde ettiği söz konusu olduğundan 26 gün boyunca çalışamamasından dolayı müvekkilinin kazanç kaybına uğradığını, ————–maddesinde kazanç kaybının teminat kapsamı dışında bırakıldığını, bu nedenlerle müvekkilinin uğradığı günlük 1.500,00 TL’den olmak üzere 26 günlük kazanç kaybının davalı/borçludan talep etme zorunluluğunun hasıl olduğunu, davanın lehlerine sonuçlanması ihtimalinde alacağın tahsil edilememe tehlikesini bertaraf etmek ve ilerde doğabilecek hak kayıplarının önüne geçebilmek için,——-dosyasına yapmış oldukları itirazlarının iptaline, takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle tarafların tacir olduğu hallerde görevli mahkemelerin Ticaret Mahkemeleri olacağını, bu itibarla öncelikle görev itirazında bulunduklarını, müvekkili şirketin ——– İli —–yürütmekte olup, davada yetkili mahkemenin—- Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, talep edilen tazminat tutarlarından hiçbir surette müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, —– plakalı araç diğer dava dışı ——– ile teminat altına alındığını, bu itibarla ortada tazmin edilmesi gereken bir tazminatın bulunması halinde dahi, muhatabın müvekkili şirket değil, dava dışı sigorta şirketi olması gerektiğini, bu bağlamda da davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, hiçbir surette davacı iddialarını kabul manasına gelmemek kaydıyla, müvekkilinin, bahsi geçen kazadan sorumluluğunun, kusuru ispatlanabildiği takdirde kusura isabet eden oran ile sınırlı olduğunu, davacı iddialarını hiçbir surette kabul manasına gelmemek kaydıyla kazanç kaybı talep edilebilmesi için kazanç kaybına uğradığı iddia edilen aracın kaç gün serviste kaldığının, hangi onarımları gördüğünün, kaza meydana gelmeden evvel günlük kaç para üzerinden kiralandığının, kaza tarihinde aracın kiralık vaziyette mi yoksa boşta mı olduğunun tespitinin gerektiğini, ayrıca aracın kaza tarihinden evvel çalışmakta olup olmadığının, aracın gelir getirici mevcut bir taşıma yahut benzer sözlemesinin bulunup bulunmadığının belli olmadığını, bu hususları davacının ispatlaması gerektiğini, aksi halde ispatlanamayan davanın reddi gerektiğini, uzun süreli kira sözleşmesi neticesinde araç üzerinde müvekkilinin aslında zilyetlik sıfatı bulunmadığını beyan ederek öncelikle görev, yetki ve husumet itirazı dikkate alınarak davacının haksız ve mesnetsiz taleplerinin reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkememizce davanın hem kazaya karışan davalı sürücüye, hem de davalı aracın maliki olan şirket aleyhine açılmış olması nedeni ile davalı sürücü yönünden işbu dosyanın tefriki ile ayrı esasa kaydına karar verilmiştir. Tüm dosya kapsamına göre davanın, tacirler arasında trafik kazasından kaynaklanan kazanç kaybı talebine ilişkin olduğu, Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosyanın Mahkememize tevzi edildiği, davanın ticari dava olup, 6102 sayılı TTK’ya 7155 sayılı yasanın 20. Maddesi ile eklenen 5/a maddesi uyarınca dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu, davacının davadan önce ve dosyanın Mahkememize tevzi edildiği tarihe kadar arabuluculuk yoluna başvurulmadığı, görevsizlik kararının kesinleşerek dosyanın Mahkememize tevzi edilmesinden ve Mahkememizce tensip zaptı düzenlendikten sonra da davacı tarafça arabuluculuğa başvurulmadığı , Mahkememizce esas girilmeden önce dava şartına ilişkin bu eksiklik fark edildiğinden HMK 115/3.maddesine aykırı bir durum bulunmadığı, sonuç olarak arabuluculuk dava şartının dosyanın Mahkememize tevzi edildiği tarihe kadar yerine getirilmediği anlaşıldığından davanın 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi ve 6325 sayılı kanunun 18/A maddesinin 1. Fıkrası uyarınca arabuluculuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ————

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi ve 6325 sayılı kanunun 18/A maddesinin 1. Fıkrası uyarınca arabuluculuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan davanın başında alınan 471,03 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 291,13 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine ,
3-Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin, davalılar vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/06/2023