Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/262
KARAR NO : 2023/442
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 11/04/2023
KARAR TARİHİ : 24/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 11/04/2023 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın tasfiyesi tamamlanmış—– ile haksız fiil nedeni ile hukuki ilişkisi bulunduğunu, gerçekleşen haksız fiilden kaynaklanan tazminat alacağı olan müvekkilinin —–firmasına yönelik olarak açılmış davalar ve icra takipleri bulunduğunu, şirketten tazminat alacağına yönelik —-Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —– Esas sayılı dosyası ve — İcra Müdürlüğü —–Esas sayılı dosyaları derdest olarak devam ettiğini, yasal takiplerin yürütülmesi sırasında —–Ticaret Odasında araştırması yapılması sırasında şirketin —— Noterliğinin 01/03/2019 tarih ve —–sayılı evrakı ile 28/02/2019 tarihli —– nolu Genel Kurul Kararının tasdik edildiği ve sunulan belgeler ışığında 02/04/2019 tarihinde sunulan belgelerin tescil edildiği ve bu doğrultuda TTK uygun olarak şirketin kayıtlardan terkin edildiğinin öğrenildiğini, müvekkilinin ilanlardan haberdar olmadığını, tasfiyenin sonuçlandırılmasıırı usul ve yasaya aykırı olduğunu, Ticaret Sicil kaydından terkin edilen —– ihya edilmesi için —–Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —– Esas sayılı dosyasından süre alındığını, şirketin tasfiye memurunun kayıt belgelerine göre—–olduğunu belirterek müvekkilinin tamamlanmış tasfiyeye rağmen —–zararının giderilmemiş olması bu maksatla zarar miktarı kadar alacağın depo edilmemiş olması ve davanın halen devam ettiğinden TTK 547 maddesi gereğince ek tasfiyeye tabi tutulması, ek işlemlerin sonuçlanmasına kadar keyfiyetin tescil ve ilanına, bu yönde şirketin ihyası ile yeniden sicile tesciline karar verilmesine, yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekaletin davalı —–Ticaret Sicil Müdürlüğü hariç diğer davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü 25/04/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğünün TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memurların tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların notere depo edilmesi ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini, bu işlemler yapılmadan şirketlerin tasfiye süreci sonuçlandırılıp, bakiyeler mevcut pay sahiplerine dağıtılmış ve şirket kayıtları sicilden terkin edilmesi halinde terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebileceğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, Müvekkili Sicil Müdürlüğü’nün tespit etmesinin mümkün olmadığını, tasfiye memurlarının, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde şirkete ve şirketin alacaklılarına karşı sorumlu olduğunun kanunda düzenlendiğini, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, tasfiye sürecini eksik/erken sonuçlandıran tasfiye memurunun kusurundan dolayı ticaret sicili müdürlüğünün sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, davacı vekilinin yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin diğer davalı tasfiye memuru aleyhine hükmedilmesi yönündeki talebi doğrultusunda da müvekkil müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğinin belirtilmesi gerektiğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, tasfiye sürecinde, eksik olarak yapıldığı iddia edilen işlemlerin muhatabının tasfiye memuru olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini belirterek müvekkili müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibarıyla—-Ticaret Sicil Müdürlüğünden tasfiyesi sonlandırılarak sicilden terkin edilen “Tasfiye Halinde —– Asliye Ticaret Mahkemesinin —-Esas sayılı dava dosyası ile bu dosya ile birleşen —- Asliye Ticaret Mahkemesinin—— Esas sayılı dava dosyasının sonuçlandırılması ile sınırlı olarak TTK 547. maddesi ve devamı maddeleri uyarınca ihyası istemine ilişkindir.Yöntemine uygun duruşma açılmış tarafların delilleri toplanmıştır. Tarafların aktif ve pasif ehliyetleri denetlenerek uyuşmazlık noktaları resen belirlenerek sonuca gidilmiştir.—– Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin —– Esas sayılı dava dosyasının UYAP üzerinden celbolunarak yapılan incelenmesinde; dosyamız davacısının —– Esas sayılı dava dosyasında asıl davacı ve bu dosya ile birleşen —-. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin —– Esas sayılı dava dosyasında da davacı, ihyası istenen şirketin ise bu dava dosyalarında davalı olduğu olduğu, Mahkemece dosyamız davacısı vekiline davalı Tasfiye Halinde—– ihyası için süre verildiği anlaşılmıştır.
İhyası istenilen Tasfiye Halinde —–celp ve tetkik olunan ticaret sicil dosyalasının incelenmesinde; şirketin 12/02/2018 tarih ve —– sayılı ortaklar kurulu kararı ile şirketin amacını gerçekleştiremeyeceği gerekçesi ile tasfiye sürecine girdiği ve tasfiye memurluğuna —— seçildiği, şirketin tasfiyesinin sona erdiği 02/04/2019 tarihinde tescil edildiğinden sicil kaydının terkin olunduğu, şirket hakkındaki ihya kararına istinaden 16/11/2020 kaydının yeniden açıldığı ve son tescilini 16/11/2020 tarihinde yaptırdığı anlaşılmıştır. TTK 547 ‘nci maddesinde; ” (1) – Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) – Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir. ” hükmü düzenlenmiştir. Yasada düzenlenen ek tasfiye geçici bir önlemdir. Ek tasfiye ile yeni bir hukuki durum meydana getirilmemektedir. Tasfiye de yapılması gereken bazı işlemler bakımından ek tasfiyeye gereksinme duyulabilir. Bunlar sınırsız sayıda olup, madde gerekçesinde örnek kabilinden belirtilmiştir. Söz gelimi; bazı aktifler dağıtım dışı kalmışsa, mal varlığının dağıtımı esnasından ilgili yasal hükümlere uyulmamışsa, organlara sorumluluk davası açılacaksa, tasfiye sırasında kendisi tarafından açılan yada kendisi aleyhine açılan, dava, takip sonuçlanmadan terkin edilmişse ek tasfiye gereklidir. ” hükmü düzenlenmiştir.Toplanan tüm bu delillerin incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda;—-Ticaret Sicil Müdürlüğünün —-sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye soncu 02.04.2019 tarihinde terkin edilen “Tasfiye Halinde —– Asliye Ticaret Mahkemesinin —– Esas sayılı dava dosyası ile bu dosya ile birleşen—– Asliye Ticaret Mahkemesinin —— Esas sayılı dava dosyasının sonuçlandırılması ile sınırlı olarak ek tasfiye için TTK 547. maddesi uyarınca işlemler sonuçlanıncaya kadar Ticaret Sicil Müdürlüğüne yeniden tesciline, şirketin ek tasfiyesi için Ticaret Siciline tesciline, bu işlemleri yapması için son tasfiye memuru—–tasfiye memuru olarak atanmasına, davalı ticaret sicil müdürlüğü yasal hasım olup, asıl dava olan—–. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin —– Esas sayılı dosyasının açılış tarihi 02/11/2011 tarihi olup, terkin tarihi olan 02/04/2019 tarihi nazara alındığında şirket aleyhine açılan ve yargılaması devam eden dava dosyası mevcut iken terkin işleminin yapıldığı, dolayısıyla tasfiye memuru tarafından şirketin usulsüz olarak terkin edildiği ve eldeki davanın açılmasına sebebiyet verdiği, bu nedenle yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde ihya kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1—–Ticaret Sicil Müdürlüğünün —– sicil numarasında kayıtlı iken 02.04.2019 tarihinde sicilden resen terkin edilen “Tasfiye Halinde —–. Asliye Ticaret Mahkemesinin—– Esas sayılı dava dosyası ile bu dosya ile birleşen—–Asliye Ticaret Mahkemesinin —–Esas sayılı dava dosyasının sonuçlandırılması ile sınırlı olarak TTK 547 maddesi uyarınca ek işlemler sonuçlanıncaya kadar İHYASINA,Şirketin ek tasfiyesi için Ticaret Sicil’ine tesciline, bu işlemleri yapması için son yetkilisi —– tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın ticaret siciline tescil ve ilanına,
2.Karar kesinleştiğinde gerekçeli karar örneğinin —–Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne gönderilmesine,
3-Başlangıçta karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan 179,90 TL başvuru harcı, 179,90 TL peşin harç, 79,25 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 439,05 TL yargılama masrafının davalı tasfiye memuru —–alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davanın mahiyeti gereği yasal hasım konumunda bulunan davalı ——Ticaret Sicil Müdürlüğünün yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına,
6-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 9.200,00 TL maktu avukatlık ücretinin davalı tasfiye memuru —— alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların ve vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —– Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.