Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/177 E. 2023/338 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/177
KARAR NO : 2023/338

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 13/03/2023
KARAR TARİHİ : 12/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 13/03/2023 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili idare alacağının tahsiline karar verilmesi istemiyle (Tasfiye Halinde) —–hakkında—- Asliye Ticaret Mahkemesinin —–Esası ile alacak davası açtığını, davanın halen derdest ve inceleme aşamasında olduğunu, davanın yargılaması sırasında davalı şirketin 03.11.2015 tarihinde Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından resen terkin suretiyle sicil kaydının kapatıldığı, ayrıca infaz işlemleri ile sınırlı kalmak üzere —–Asliye Ticaret Mahkemesinin —- Esas sayılı dava dosyasında ve—–Asliye Ticaret Mahkemesinin—— Esas sayılı dava dosyasında ihyasına karar verildiğinin anlaşıldığını, yapılan araştırmada ve göre söz konusu şirketin tasfiyesinin sona erdiği ve akabinde ilgili şirketin ticaret sicilindeki kaydının terkininin sağlandığının anlaşıldığını belirterek açtıkları alacak davası yönünden sicilden terkin edilen (Tasfiye Halinde) ——sicilden terkin kaydının iptal edilerek tasfiyenin canlandırılması ve akabinde şirketin ihyasına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili 22/03/2023 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün 6102 Sayılı TTK m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, şirket hakkında tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkil Ticaret Sicil Müdürlüğüne —–ticaret sicil numarası ile kayıtlı bulunan Tasfiye Halinde —— sicil dosyasının yapılan incelenmesinde, şirketin, “6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi”, “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5’inci maddesi”, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi ve Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve Kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi kapsamında; “sebebi ne olursa olsun aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantısının yapılmadığı” hususunun belirlenmesinin ardından, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7’nci maddesi ile “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 5’inci maddesi gereğince re’sen terkin kapsamına alındığı, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 03.11.2015 tarihinde sicil kaydının re’sen terkin edildiğinin anlaşıldığını, müvekkili ticaret sicil müdürlüğünün davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, yasal hasım konumunda bulunan müvekkilinin yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, terkin işleminin eksik veya usulsüz olduğuna dair bir iddia ileri sürülmediğini, müvekkili müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibarıyla—-Ticaret Sicil Müdürlüğünden resen terkin edilen ——Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin —— Esas sayılı sayılı dava dosyasının sonuçlandırılması ile sınırlı olmak kaydı ile ihyası istemine ilişkindir.Yöntemine uygun duruşma açılmış taraf kanıtları toplanmış, tarafların aktif ve pasif ehliyetleri denetlenerek uyuşmazlık noktaları resen belirlenerek sonuca gidilmiştir.
——Esas sayılı dava dosyasının UYAP üzerinden celbolunarak yapılan incelenmesinde; mahkememiz dosyası davacısı —–tarafından ihyası istenen ——-.ile dava dışı bir kısım davalılar aleyhine ödenen işçilik bedelinin rücuen tahsili istemli olarak 13/02/2020 tarihinde alacak davası açıldığı ve davanın yargılamasının halen devam ettiği anlaşılmıştır.İhyası istenilen şirketin celp olunan ticaret sicil dosyalarının incelenmesinde; şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ nun Geçici 7. maddesine göre 03.11.2015 tarihinde resen terkin edildiği, şirketin daha sonra ihyasına karar verilerek müdürlükçe resen tescil edildiği ve şirketin ihyası nedeniyle unvanına “Tasfiye Halinde” ibaresinin eklendiği, son tescilini ise 16/12/2022 tarihinde yaptırdığı anlaşılmıştır. .6102 sayılı TTK.nun Geçici 7/15 ‘nci maddesi; ” Bu maddede düzenlenmeyen hususlarda ilgili kanun ve esas sözleşmelerde öngörülen usullere göre hareket edilir. Bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek malvarlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal eder. Hazine bu şirket ve kooperatiflerin borçlarından sorumlu tutulmaz. Tasfiye memurlarının sorumlulukları konusunda, özel kanunlardaki sorumluluğa ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun veya Kooperatifler Kanunu hükümleri uygulanır. Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelenip birlikte değerlendirildiğinde; ihyanın dayanağı —–Esas sayılı dava dava dosyası ile davacı tarafından ihyası istenen ——-.ile dava dışı bir kısım davalılar aleyhine ödenen işçilik bedelinin rücuen tahsili istemli olarak 13/02/2020 tarihinde alacak davası açıldığı, şirketin sicilden resen terkin tarihi olan 03/11/2015 tarihinden itibaren hak düşürücü süre olan 5 yıl içerisinde alacak davasının açıldığı, iş bu ihya davasını açmakta davacının hukuki yararının bulunduğu anlaşıldığından——sicil numarasında kayıtlı iken 03/11/2015 tarihinde sicilden resen terkin edilen ve daha sonra mahkeme kararları ile ihyasına karar verilmesi sebebiyle unvanına “Tasfiye Halinde” ibaresi eklendiği anlaşılan “—– Esas sayılı dava dosyasının sonuçlandırılması ile sınırlı olarak TTK 547 maddesi uyarınca ek işlemler sonuçlanıncaya kadar ihyasına, şirketin ek tasfiyesi için Ticaret Sicil’ine tesciline, bu işlemleri yapması için son yetkilisi —– tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın ticaret siciline tescil ve ilanına, resen terkin işlemlerinin usulüne uygun olduğu gerekli ilan ve tebligatların yapıldığı, davalı ticaret sicil müdürlüğünün işbu davanın açılmasına sebebiyet vermediği ve yasal hasım olduğu sonuçlarına varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1.Davanın KABULÜ ile
—–sicil numarasında kayıtlı iken 03/11/2015 tarihinde sicilden resen terkin edilen——-Esas sayılı dava dosyasının sonuçlandırılması ile sınırlı olarak TTK 547 maddesi uyarınca ek işlemler sonuçlanıncaya kadar İHYASINA,
Şirketin ek tasfiyesi için Ticaret Sicil’ine tesciline, bu işlemleri yapması için son yetkilisi——tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın ticaret siciline tescil ve ilanına,
2.Karar kesinleştiğinde gerekçeli karar örneğinin —— Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne gönderilmesine,
3.Dava açılışta karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca alınmasına yer olmadığına,
4.Davanın mahiyeti gereği yasal hasım olan davalı —— Ticaret Sicil Müdürlüğünün yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına, bu nedenle yapılan yargılama masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı ve vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.