Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/16 E. 2023/547 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/16
KARAR NO: 2023/547
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/01/2023
KARAR TARİHİ: 21/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 05/01/2023 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı taraf nezdinde —-sigortası yapılmış olan adreste müvekkilinin mallarının hasar gördüğünü, davalıya karşı—–dosyasıyla dava açıldığını, açılan davada davacının zararının tespit edildiğini, talep artırım dilekçesi sunulmadığı için mahkemece dava dilekçesindeki harca esas değer üzerinde karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, tüm delillerin—– dosyasında toplandığını, eksik bir hususu olmadığını, mahkemece davacının zararının üçüncü şahıs——- poliçesinden karşılanmasına karar verildiğini, mahkemece alınan rapor üzerinde davacının güncel zararının hesaplanarak karar verilmesini talep ettiklerini belirterek müvekkili şirketin uğradığı zararı için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 6100 sayılı Yasa’nın 107. maddesi uyarınca hesaplatılarak temerrüt tarihinden olmak üzere şimdilik 1.000,00 TL tazminatın ve işletilecek ticari faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili 13/02/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın delillerini sunmadığını, müvekkili şirkete tebliğ ettirmediğini, ileri sürülen zararın gerek rakamsal olarak gerekse varlık olarak ispata muhtaç olduğunu, davacıya delillerini sunmak üzere süre verilmesi gerektiğini, davacının belirsiz alacak başvurusunda bulunmuş ise de taleplerinin belirlenebilir olması nedeniyle HMK’nın 107. maddesine dayanarak belirsiz alacak davası açmasında hukuki yarar olmadığını, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, dava konusu olayın 27.07.2017 tarihinde meydana geldiğini, 6102 sayılı kanunun 1420. maddesine göre talepler bakımından zamanaşımı süresinin dolduğunu, dava konusu olayın daha önce kesin hükme bağlanmış olması nedeniyle müvekkili sigorta şirketinin söz konusu davada taraf sıfatı bulunmadığından ötürü davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ——– bu yönde olduğunu, kesin hüküm itirazının davanın her aşamasında ileri sürülebileceğini, kesin hüküm mevcut iken yargılama yapılmasının usule aykırılık teşkil edeceğini, davanın usulden reddinin gerektiğini, —— sayılı torba kanunu uyarınca davadan önce başvuru yapmak ve gerekli belgeleri ibraz etmenin zorunlu hale getirildiğini, davacı tarafından gerekli belge ibraz edilmeden davanın açıldığını, esas hakkında inceleme yapılmasına gerek olmadan davanın usulden reddi gerektiğini, dava dilekçesinde bildirilen —– numaralı bir poliçe bulunmadığını, davacıların——kimlik numarası, şirketin vergi kimlik numarası ile isim ve unvanlarından yapılan araştırmalarda da davacıların müvekkilim şirketten düzenlediği herhangi bir poliçeye rastlanılmadığını, davacılarca herhangi bir poliçe ibraz etmedikleri gibi hasar ihbarında da bulunulmadığını, bu nedenle hasar dosyası açılmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davaya konu talepler ve davacılar adına düzenlenmiş hiçbir poliçenin bulunmadığını, taleplerin fahiş olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun hukuken kabul edilebilir deliller ile ispat edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olduğunu, her halde davacı bütün iddialarını ispat etmek zorunda olduğunu, zararı doğuran olayı, hasarı, menfaatini/zararını, nef-i ve zararın kendisine ait olduğunu, hasar miktarını, poliçe teminatına girdiğini ve diğer hususları hukuken geçerli ispat vasıtaları ile ispat etmesi gerektiğini belirterek ispat edilemeyen haksız davasının reddi ile davacı taraf hakkında HMK 329. maddenin uygulanmasını, ayrıca muhakeme masrafları ve vekalet ücretlerinin de davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 05/05/2023 tarihli talep artırım dilekçesinde özetle; dosyada toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu ile alacağın 1.299.382,89 TL olarak tespit edildiğini, poliçe limitinin 1.000.000 TL olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; 1.000,000,00TL alacağın 01/08/2019 temerrüt tarihinden itibaren ticari faizi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, 3. Şahıs mali mesuliyet sigorta poliçesi’ne dayalı bakiye alacak istemine ilişkindir.
—– Karar sayılı dava dosyası celp olunarak yapılan incelenmesinde; dosyamız davacısı—- tarafından dava dışı —- birlikte dosyamız davalısı sigorta şirketi aleyhine; —— Sözleşmesi kapsamında üçüncü kişilerin mal ve ürünlerini ardiye/depolama işi ile iştigal ettiklerini, ticari ilişkisi olan bu üçüncü kişilerin mal/ürünlerine gelen zararları teminat altına almak için davalı sigorta şirketi ile —- numaralı mali mesuliyet poliçesi düzenlediklerini, —- tarihinde meydana gelen—– neticesinde iş yerindeki diğer müvekkili şirket olan —- malların hasar görmesi nedeni ile yaklaşık 299.000,00 Euro zararın oluştuğunu, gerçek zararın mahkemece yapılacak araştırma neticesinde ortaya çıkacağını belirterek zararın poliçenin teminat kapsamında olduğu iddiası ile 500,00 TL zararın tahsili istemli tazminat davası açtığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın davacı —— bakımından aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine, davacı şirket yönünden taleple bağlı kalmak sureti ile kabulüne, 500,00 TL nin temerrüt tarihi olan 01.08.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacı şirkete verilmesine karar verildiği, kararın taraflarca istinaf edilmeksizin 22.12.2022 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Davalı taraf zaman aşımı defini ileri sürerek davaya konu edilen tazminat alacağının belirlenebilir halde olduğundan belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Yukarıda incelemesi yapılan —— Esas sayılı dava dosyasında davacının talep edebileceği tazminat miktarı belirlenmiş olduğundan işbu davaya her ne kadar belirsiz alacak davası olarak bakılması mümkün değil ise de; —— sayılı kararları da dikkate alınarak işbu davaya kısmi dava olarak bakılması gerektiği sonucuna varılarak davalının bu yöndeki usulü itirazının reddi ile davanın esasına girilmiştir.
Davalı tarafın savunmasına konu ettiği zaman aşımına ilişkin usul yönünden dosya incelendiğinde;
T.B.K’nun 154. Maddesinin 2. fıkrasında; “alacaklı dava veya def’i yolu ile mahkemeye veya hakeme başvurmuş ise, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa zaman aşımı kesilir” hükmü düzenlenmiştir. Davacı tarafça daha önce alacağa ilişkin —- sayılı dava dosyası ile dava açması sonucu zaman aşımı kesilmiştir. —– Esas sayılı dava dosyasında verilen —– kesinleştiği dikkate alındığında işbu davanın açıldığı 05.01.2023 tarihi itibari ile zaman aşımının dolmadığı anlaşıldığından davalının bu yöndeki savunmasına da itibar edilmeyerek zaman aşımı defi reddedilmiştir.
Dava dosyasına dayanak yapılan ve kesin hüküm niteliğinde bulunan —— Karar sayılı dava dosyasında davacı tarafın alınan bilirkişi raporuna karşı itirazları için ek rapor alınması yönündeki talebinin mahkemece reddedilerek karar verildiği, davacı tarafın bu yönde kararı istinaf talebi bulunmadığı görüldüğünden davacı tarafın mahkememizce yeniden bilirkişi raporu alınması yönündeki talebi reddedilmiştir.
Kesin hüküm niteliğinde bulunan —— sayılı karara dayanak yapılan ve kesinleşen bilirkişi raporunda davacı tarafından——- değerindeki malzemenin davalı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına teslim edildiği ve çıkan yangında emtianın zayi olduğu mevcut zarardan davalı sigorta şirketinin poliçedeki teminatın sınırını oluşturan 1.000.000,00 TL bedeli ile sınırlı olmak kaydı ile %10 muafiyet oranı uygulanması gerektiği belirtilmiştir. %10 ‘ luk Muafiyet oranı davalı sigorta şirketinin poliçede sorumlu olduğu 1.000.000,00 TL lik limit üzerinden değil risk nedeni ile gerçekleşen toplam zarar (228.814,13 Euro önceki dava tarihi 24.08.2019 tarihinde 6,4745 TL kur üzerinden =1.481.457,08 TL, 29.466,74 USD önceki dava tarihi 14.08.2019 tarihinde 5,8220 TL kur üzerinden = 171.555,36 TL olup toplam) 1.653.012,44 TL üzerinden düşülmesi gerektiğinden davalı sigorta şirketinin 1.000.000,00 TL limitli sigorta poliçesi uyarınca önceki dava dosyasında hükmedilen 500,00 TL dışında 999.500,00 TL tazminatı davacıya ödemekle yükümlü bulunduğu ve yine kesinleşen karara göre tazminatın 01.08.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1.Davalının ZAMANAŞIMI DEF’İNİN REDDİNE
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile 999.500,00 TL’nin 01.08.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 179,90 TL harcın tamamlama harcı 17.061,00 TL ile birlikte alınması gerekli olan 68.275,85 TL harçtan mahsubu ile bakiye 51.034,95 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 179,90 TL, posta ve tebligat gideri 116,00 TL olmak üzere toplam 295,90 TL yargılama masrafının davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 295,75 TL yargılama masrafına, peşin harç 179,90 TL, tamamlama harcı 17.061,00 TL ile birlikte eklenerek sonuç olarak 17.536,65 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 0,15 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 127.945,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T ‘nin 13/2 maddesi uyarınca 500,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı ve vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——- Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2023