Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/979 E. 2023/223 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/979
KARAR NO : 2023/223

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/12/2022
KARAR TARİHİ : 15/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 10.12.2022 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili —– davalının yetkilisi olduğu—– Tıcaret Lımıted Sirketin’de aralıksız ve kesintisiz olarak 01/05/2021 tarihinden 24/05/2021 tarihine kadar bir fiili çalıştığını ve hizmet verdiğini, müvekkilinin işini işinin gerektirdiği özen ve dikkatle yerine getirdiği halde davalının yetkilisi olduğu şirket tarafından hiçbir sebep gösterilmeden ve hiçbir tazminat ödemden yasada yazılı ihbar hükümlerine de uymayarak haksız bir şekilde müvekkilimi işten çıkartarak iş sözleşmesini feshettiğini, takibe konu bonodaki imzanın müvekkillere ait olduğunu kabul anlamına gelmemesi kaydıyla; her ne kadar icra takibi ile alacağın sebebi bono gösterilmiş ise de, müvekkillerin, davalı firma ile takibe konu bono nedeniyle hiçbir borçları bulunmadığından, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takibe konu bonodaki borca, faize ve borcun sair tüm ferilerine itiraz ettiklerini, müvekkillerinin davalıya yönelik takibe konu bono ile ilgili borcu olmadığını, müvekkili davacılar ile davalı arasında davaya ve icra takibine konu bono nedeniyle ticari bir alış-veriş veya ticari ilişkisi olmadığını, müvekkili ——- davalı tarafından yetkilisi olduğı iş yerine iş başvusunnda bulunmuş davalı şirketin yetlisi olduğu davalı, davacı —–ve davacı babası —— işe alınma şartı olarak boş senet aldığını, müvekkillerinin de boş seneti imzalayıp davalı tarafa teslim etmek zorunda kaldıklarını, davalı tarafın müvekkili —–haksız bir şekilde işten çıkardığı gibi boş senetide sonradan doldurarak müvekkillerim hakkında ——İcra Dairesince takibi yapılan——-esas nolu dosyasında takip başlattığını, senedin inceleme yapıldığında senetin sonradan doldurulduğu ve senet üzerinde iki ayrı yazı olduğu açıkça belli olacağını belirterek menfi tespit davasının kabulü ile —– İcra Dairesince takibi yapılan —— Esas sayılı dosya numarası ile takibe konu senet nedeniyle müvekkilerimin borçlu olmadığının tespitine, dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren —–İcra Dairesince takibi yapılan ——- sayılı dosyanın icra takibinin, dosyadaki mevcut delil durumuna göre, teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı ile durdurulmasına, kötü niyetli alacaklının takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili 05/01/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili —— boş senet karşılığı davacıyı işe aldığı iddiası gerçek dışı olduğunu, TMK m.9’da yer alan akli ve bedeni engeli olmayan, fiili ehliyetine sahip bir bireyin, boş senet karşılığı işe alınma şartını kabul etmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı tarafından dava dilekçesinde iddia edildiği gibi davacı ——-hiçbir sebep gösterilmeden, hiçbir tazminat ödenmeden yasada yazılı ihbar hükümlerine uyulmayarak işten çıkarıldığı iddiası da tamamen gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin davacıyı işe alınma süreci de dahil olmak üzere İş Hukuku’ndan doğan bütün şartları tam ve eksiksiz yerine getirdiğini, davacının sigortasını yaptırarak ve işe başlattığını, kendisine duyduğu güven neticesinde de mal satımından doğan paraları alması için davacıyı görevlendirdiğini, davacının müvekkilimin güvenini kötüye kullanmak suretiyle müşterilerden aldığı paraları elden alarak uhdesinde tuttuğunu, müvekkili ve şirkete teslim etmediğini, bu suretle müvekkiliminin güvenini kötüye kullandığını, müvekkilini ve şirketini zarara uğrattığını, müvekkilinin davacıdan almış olduğu paraları teslim etmesini istediğinde “İddia da harcadım” gibi mesnetsiz açıklamalarda bulunduğunu, davacının işten çıkarılmasının sebebinin de esasen bu olduğunu, davacının müvekkilimin şirketinde çalışma süresi yalnızca 23 gün olup, herhangi bir tazminata hak kazanmasının da hukuken mümkün olmadığını, müvekkili davacı —– hakkında güveni kötüye kullanma ve hırsızlık sebebiyle suç duyurusunda bulunma hazırlığında iken davacı ve davacının babası olan diğer davacı—— ile birlikte müvekkilimin ofisine geldiğini, ——-“Oğlumun almış olduğu paraları ödeyeceğiz, beni borçlu olarak yaz, senet imzalayalım, suç duyurusunda bulunma” şeklinde beyanlarda bulunduğunu, davacı——-babasının beyanlarını doğrulayarak, çok pişman olduğunu, ödemeyi mutlaka yapacağını, senet imzalamak istediğini söylediğini, senedin ofiste bulunan şahitler huzurunda imzalandığını, müşterilerden paralarının alınarak kendisinin harcadığını itiraf ettiğini, iddialarını anık anlatımları ile de ispat edileceğini, müvekkilinin davacıların isteklerini kabul ederek suç duyurusunda bulunmayacağını sözlü olarak ifade etmiş, akabinde davacıların borcuna karşılık, davacı işten çıkarıldıktan sonra, taraflarca 02.06.2022 tarihinde huzura getirilen davaya konu 50.000,00 TL’lik senet imzaladığını, senedin borçlusu ve kefili davacılar olup, davacıların işe alınma karşılığında boş senet imzalandığı iddiasının gerçek olmayan bir iddia olduğunu, senet üzerindeki borçlu ve alacaklı kısmında ki yazıların davacılara ait olup, senedin üst tarafından ki yazılarda o an orada bulunan süryani şaraplarının pazarlamacısı kişinin yazdığını, her şeyin davacılarının gözünün önünde gerçekleştiğini, cevap dilekçesinde imzaya herhangi bir şekilde itiraz edilmediğini, davacıların sunmuş olduğu Yargıtay kararının da somut olayımızla bir ilgisi bulunmadığını, davanın kötü niyetli olarak ikame edildiğini, mahkemenin görevsiz olduğunu, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek haksız ve mesnetsiz davanın görevsizlik sebebi ile——- Asliye Hukuk Mahkemesinin göre alanına girdiğinden davanın reddi ile birlikte, davacıların borçlu olduğunun tespiti ile birlikte takibin devamına, husumet itirazlarının değerlendirilerek davanın husumet yokluğundan reddine, davacıların soyut anlatımlardan öte gitmeyen iddiaları sebebiyle ihtiyati tedbir taleplerinin reddine, huzura getirilen davanın kötü niyetle açılmış olması davacıların hasebiyle asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmelerine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup İİK.nun 72 vd. maddelerine dayanmaktadır.Görev mahkemeye ilişkin olumlu dava şartıdır. (HMK 114/1-c maddesi)
Mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. (HMK 1. Madde) Mahkeme dava şartlarının bulunup bulunmadığını davanın her aşamasında res’en araştırır.Dava şartının bulunmaması halinde dosya üzerinden karar verilmesi mümkündür. (HMK 115/1 ve2. Md )
Ticari davalar TTK 4. Maddesinde mutlak ve nispi ticari davalar düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın TTK ‘nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın Ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise nispi ticari dava sözkonusu olup, mahkememizin görev alanı içinde kalacaktır.
TTK nun 5. Maddesine göre Asliye Ticaret Mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikte çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca Ticaret Mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir.5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1..maddesi uyarınca İş Kanununa dayanan hertürlü hukuki uyuşmazlıklarda görevli mahkeme İş Mahkemeleridir.
Somut olayda; icra takibine dayanak yapılan senedin davacılardan—– davalının yetkilisi olduğu —— işyerine iş başvurusunda bulunması nedeniyle işe alınma için şart koşulduğundan imzalandığı, dolayısıyla taraflar arasında kambiyo senedinin düzenlenmesine neden olabilecek bir ticari veya hukuki ilişki bulunmadığı iddia edilmiş olup, takibe konu senedin işe girme karşılığında işçilik haklarına mahsuben verilip verilmediği hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.Davacı ——- hizmet akdi ile işçi olarak işveren davalının işyerinde çalıştığı hususu ihtilafsız olduğu gibi kıymetli evrak TTK ‘da düzenlenmiş ise de, senedin düzenlenmesine neden olan temel ilişkinin iş(hizmet) sözleşmesi olup olmadığı hususu uyuşmazlık konusu olup bu uyuşmazlığı çözümünde İş Mahkemeleri görevlidir ——. Hukuk Dairesi ‘nin ——-Karar sayılı 03/12/2018 tarihli ve benzeri bir çok daha karar).Davacılar tacir değildir.Davanın TTK da sayılan Mutlak ve Nisbi Ticari dava niteliği bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle açılan dava da İş Mahkemesi görevli olup mahkememiz görevli olmadığından davanın görev dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1.Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli ——-NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.