Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/977 E. 2022/905 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/977
KARAR NO : 2022/905

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 08/09/2021
KARAR TARİHİ : 20/12/2022
——24/11/2022 tarih ve ——– Karar sayılı ilamıyla kaldırılmakla Mahkememizde görülmekte bulunan itirazın iptali davasınIn yapılan yargılaması sonunda
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili mahkememize sunduğu 08.09.2021 tevzi tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle: Dava dışı sigortalı ——plakalı aracın 20/07/2013-2014 vade tarihleri arasında müvekkili şirket nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortalının müvekkil şirkete yapmış olduğu ihbar neticesinde, 31.03.2014 tarihinde sigortalı sevk ve idaresindeki —— plakalı araç ile —— istikametinden——istikametine seyir sırasında sürücüsü tespit edilemeyen, malikinin davalı —— Olduğunun taraflarınca ——sorgulaması yapılması neticesinde öğrenilen ——– plakalı aracın arkadan çarpması sonucunda hasara uğradığını, davaya konu kaza sebebiyle oluşan hasar neticesinde müvekkil şirket tarafından dava dışı sigortalıya 7.370,00 TL ödendiğini, ödenen bu hasar bedelinin rücuen tazmini için davalı aleyhine——-Esas sayılı dosyası ile icra takibi açıldığını, davalının haksız itirazı neticesinde takibin durdurulduğunu, davalının meydana gelen kazada sorumluluğunun bulunduğunun yapılacak yargılama ile de ortaya çıkacağını, sigortalı ile müvekkil şirket arasında mün’akit ve bir delil anlaşması mahiyetinde olan Sigorta Poliçesi Umumi Şartları ve TTK md.1481 amir hükümlerine göre müvekkil şirket hasar bedelini ödedikten sonra ödediği tazminat nispetinde sigortalısının haklarına halef olduğunu, işbu nedenle hasarın meydana gelmesinde, araç maliki olması sebebiyle kusursuz sorumluluğu mevcut bulunan davalıya yönlendirmek üzere kişi ya da kurumlara ödenen tazminat bedeli kadar rücu imkanı doğduğunu, dava yoluna başvurmadan önce 19.08.2021 tarihinde——- Arabuluculuk Numarası ile arabuluculuğa başvurulduğunu ve yapılan görüşmeler sonucunda anlaşmamama kararı ile toplantının neticelendiğini, bu nedenlerle izah etmiş olduğukları sebepler doğrultusunda, davalıların, haksız itirazlarının iptali ve ——-Esas sayılı dosyası ile yapılan takibin devamına, ayrıca alacağın likit olmasından dolayı dava tutarının %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili mahkememize sunduğu 26/01/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle: Bahsi geçen kazanın 31.03.2014 tarihinde gerçekleştiğinin iddia edilmekte olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte öncelikle zamanaşımı itirazlarını mahkemeye sunduklarını, davacının talepleri zamanaşımına uğramıştır. Tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları 2 yıl içerisinde zamanaşımına uğramakta olduğunu, bu sürenin üzerinden çokça zaman geçmiş olup öncelikli olarak zamanaşımı itirazlarının kabulünün gerekmekte olduğunu, davacının gerçekleştiğini iddia ettiği kazaya ilişkin olarak kaza tespit tutanağı, savcılık evrakı vs hiçbir resmi evrak ve böyle bir kazanın gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin somut bir delil bulunmadığını, davacı sigorta şirketine sigortalı olan aracın bir kaza geçirmiş olmasının kabulünde dahi kazaya karışan diğer aracın müvekkile ait araç olduğuna ilişkin bir delil yoktur ve müvekkil şirkete ait bir araç böyle bir kazaya karışmadığını, yalnızca bir varsayım üzerine, tamamen davacının beyanından yola çıkarak mevcudiyeti kabul edilen bir trafik kazasından söz edilemeyeceğini, davacı yanın ileri sürmüş olduğu iddialarını ispatla yükümlü olduğunu, davacı tarafın meydana gelen kazanın trafik kazası olduğunu tespit ettirememiş olması karşısında ispat yükünü karşılamadığı gerekçesiyle davanın reddinin gerektiğini, müvekkil şirket aleyhine olarak kabul edilebilecek herhangi bir kusur isnadını kabul etmemekle birlikte, mahkemece aksi yönde bir kanaat oluşması halinde bu hususta bir kusur bilirkişisi incelemesi yapılmasının gerekmekte olduğunu, davacının kusursuzmuş gibi değerlendirilip tazminat talebinde bulunmasının mümkün olmadığını beyan etmiş, bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına ve takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacı yanın alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 6100 sayılı HMK 114/1-i maddesinde yazılı dava şartlarına göre “aynı davanın daha önceden açılmış ve kesin hükme bağlanmamış olması” gerektiği,——Esas sayılı dosyası ile verilen kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğu, davanın aynı dava konusu olaya dayandığı anlaşılmakla HMK 114/1-i maddesine göre kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine —–Hukuk Dairesi’nin 24/11/2022 tarih ve —— Karar sayılı “Somut olayda; davacı sigorta şirketinin sigortalısı gerçek kişi —– olup, sigortalı —– plaka sayılı araç ise hem ruhsat kayıtlarına ve hemde davacı ile sigortalı arasındaki sigorta sözleşmesine göre hususi araçtır.Ticari nitelikte araç değildir. Davacının halefiyete dayalı olarak iş bu davayı açtığı ve davacının sigortalısı ile davalı arasındaki eylemin haksız fiil niteliğinde bulunduğu gözönüne alındığında, eylem her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmayıp, haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla az yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında uyuşmazlık ticari dava kapsamında bulunmamaktadır. Aracın yük nakli olarak kayıtlı olması da aracı ticari olarak kabul edilmesi için yeterli değildir. —— sayılı ilamı; ——- Bu durum karşısında davanın ticari nitelikte olmadığı gözetilerek; Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla incelemeye konu kararın verilmesi doğru olmamıştır.” ilamıyla Mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.Tüm dosya kapsamına göre; davanın , davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası olduğu, davacı sigorta şirketinin sigortalısının—— plaka sayılı sigortalı aracın hem ruhsat kayıtlarına ve hem de davacı ile dava dışı sigortalı arasındaki sigorta sözleşmesine göre hususi araç olduğu, davacının halefiyete dayalı olarak iş bu davayı açtığı ve davacının sigortalısı ile davalı arasındaki eylemin her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmayıp, haksız fiilden kaynaklandığı , uyuşmazlığın ticari dava kapsamında bulunmadığı anlaşılmakla istinaf kararı doğrultusunda Mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli——- Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —— Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.