Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/963 E. 2023/355 K. 25.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/963 Esas
KARAR NO:2023/355
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Mümessillik Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 05/12/2022
KARAR TARİHİ: 25/04/2023

DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu —– havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalı/borçlu —-kardeşi —-ile birlikte —- tarihinde —– isimli müvekkil şirketi kurduğunu, dava dışı üçüncü şahıs —— yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesi ile müvekkil şirketteki hissesini yine dava dışı —- devir ettiğini, devir sözleşmesi —-sayfasında ilan edildiğini, —- tarihli —— ile müvekkil şirketin müdürü olarak atandığını, söz konusu atama işlemi —— yer alan ilan ile ilan edilerek yürürlüğe girdiğini, dava dışı üçüncü şahıs—-ortağı olması nedeniyle davalı —— bankalarda işlem yapabilmesi için —-yevmiye sayılı vekaletnamesini verdiğini, davalı ——yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesi ile müvekkil şirketteki hissesini — devir ettiğini, devir sözleşmesi —- sayfasında ilan edildiğini, bu şekilde —- müvekkil şirketteki ortaklığının sona erdiğini, ancak davalı——, müvekkil şirketin kurucusu olması ve dava dışı şirket ortağı —- olan dostluk ilişkisi nedeniyle —– nezdinde oluşturduğu güveni kullanarak yukarıda belirtilen vekalet ile şirketin banka hesaplarında işlem yapma yetkisinin devam etmesini temin ettiğini, müvekkil şirketin hesapları incelediğinde, davalı —– şirket hesaplarından usulsüz harcamalar yaptığını, şirket hesaplarındaki parayı aşama aşama kendi hesabına aktardığını, müvekkil şirketin ihtiyaçları için kullanması amacıyla davalıya teslim edilen davalı adına düzenlendiğini, —– numaralı kredi kartı ile usulsüz harcamalar yaptığının tespit edildiğini, söz konusu harcama ve transferleri izah edemeyince müvekkilin de —–yevmiye sayılı azilnamesi ile davalı—– azil ettiğini, azilnamenin —- tarihinde davalıya tebliğ edilmiş olmasına rağmen usulsüz işlemlerine devam ettiğini, davalının toplam —– kendi hesabına aktardığını, kendisine teslim edilen kredi kartı ile de bir çok usulsüz harcama yaptığını, davalıya, söz konusu transferleri nereye harcadığı neden kendi hesabına aktardığını sorulduğunda ise herhangi bir cevap alınamadığını, usulsüz harcamalar yönünden —— numaralı dosyasından suç duyurusunda bulunulduğunu, aynı zamanda da usulsüz harcamaların davalıdan tahsili yönünden —- dosyalarından icra takibi başlatıldığını, icra dosyasına yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptali için işbu davanın ikame edilmesi zaruretinin hasıl olduğunu, davalı/borçlunun ——- dosyası yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz vaki itirazın iptaline, alacak likit ve muaccel olduğundan itirazında haksız ve kötüniyetli olan davalı/borçlu aleyhine alacağın %20 sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili Mahkememize sunduğu —– havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacının ikame ettiği davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, dava konusu alacağı kabul etmemekle birlikte zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacı tarafın aynı dava dilekçesindeki dava konusu dışındaki iddialar ile ilgili —– nezdinde iki adet dava ikame ettiğini—–dava dilekçesinde vekaletten azil ihbarının müvekkile—–tarihinde tebliğ edildiğinin iddia edildiğini, ancak zikredilen azilnamenin müvekkile tebliğ edilmediğini, tebligatın kime yapıldığına dair bilgilerinin bulunmadığını, tebliğ mazbatasının ibrazı durumunda azilnamenin hangi adrese yapıldığı ve kime teslim edildiğinin anlaşılacağını, dava dilekçesinde, azilnamenin sebebi olarak davacı şirket adına olup müvekkile teslim edilen —- ait kredi kartı ile usulsüz harcama yapıldığı iddiası olduğunu, ancak bu iddiaların gerçek dışı olduğunu, bu iddia dolayısıyla davacı şirketçe müvekkil hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu ancak ——– numaralı kararı ile müvekkil hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, dava dilekçesinin ilk paragrafında belirtildiği üzere davacı şirketin, müvekkil ve müvekkil kardeşi —— tarafından kurulduğunu, esasen davacı şirket müvekkile ait bir şirket olarak kurulduğunu, ancak müvekkilin polis memuru olduğu için şirketin yetkilisi olamadığından şirket yetkisi ve hissedarı olarak ——-gösterildiğini, daha sonra müvekkil ile davacı şirket yetkilisi olan—– babası olan —– ile ortaklık yapmaya karar verdiklerinden —- ait şirket hissesi—— devredildiğini, müvekkilin polis memuru olduğu için şirket ortaklığından çıkması gerektiğinden fiilen ortaklık devam etmesine rağmen müvekkil şirket hissesini —– devrettiğini, ancak müvekkilin fiilen ortaklığı devam ettiği için şirketin hür türlü işlemini ifa etmek üzere vekil kılındığını, dava dilekçesinde her ne kadar dostluk ilişkisine dayanarak vekaletnamenin düzenlediği belirtilmişse de bu bilginin eksik olduğunu, davacı tarafın, müvekkilin iki farklı tarihte —– usulsüz gönderdiğini iddia ettiğini, müvekkilin yapmış olduğu tüm işlerden —- haberi olduğunu, müvekkilin usulsüz yapmış olduğu işlem bulunmadığını, —–müvekkil bireysel hesabına iade ediliğinden müvekkil tarafından aynı gün —–hesabından davacı şirket hesabına iade edildiğini,—– müvekkil bireysel hesabına iade edildiğinden müvekkil tarafından paranın iade edildiği gün —— şirket hesabına aktarıldığını, davacının haksız davasının reddine, davacının alacağın yüzde 20’sinden az olmamak koşulu ile icra tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.

DELİLLER :
—– müzekkere yazılarak davacının —— tüm hisse devirlerini de gösterir şekilde mahkememize gönderilmesi istenilmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.
—–Esas sayılı dosyası celp ve tetkik edilmiştir.
—müzekkere yazılarak —- numaralı hesaptan —– gönderme işlemi olup olmadığı sorulmuş, var ise buna ilişkin dekontların mahkememize gönderilmesi istenmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.——–dosyası celp ve tetkik edilmiştir.
—— sayılı dosyaları celp ve tetkik edilmiştir.
——- celp ve tetkik edilmiştir.
—– davalının tacir kaydı bulunup bulunmadığı sorulmuş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.
—– müzekkere yazılarak davalının vergi kaydı bulunup bulunmadığı, defter tutma zorunluluğu bulunup bulunmadığı, var ise işletme esasına göre mi, bilanço esasına göre mi defter tuttuğu, işletme esasına göre defter tutuyor ise gelirinin VUK 177’deki sınırları aşıp aşmadığı hususları sorulmuş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Görev mahkemeye ilişkin olumlu dava şartıdır. (HMK 114/I-c maddesi)Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.( HMK 1 maddesi)
Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığını davanın her aşamasında resen araştırılır. (HMK 115 maddesi)
Ticari davalar TTK. 4. maddesinde mutlak ve nispi ticari davalar düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kamumda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise nispi ticari dava sözkoııusu olup mahkememizin görev alanı içinde kalacaktır.
TTK nun 5. maddesine göre; Asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere Asliye Ticaret Mahkemesinde bakmakla görevlidir.Dava, vekalet sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davanın taraflarından olan davacı tacir ise de, davalının tacir olmadığı gibi, dava konusu ihtilaf da TTK’da yer alan mutlak ticari davalardan değildir. Bu itibarla davanın görülmesi gereken mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.
6102 sayılı TTK’nın 6335 sayılı kanunla değişik 5. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemeleri ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Dava, 6335 sayılı Yasa ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesi hükmünün yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra 24.4.2013 tarihinde açılmıştır. Görev, 6100 sy. HMK’nın 1. maddesi hükmü gereği kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece yargılamanın her safhasında kendiliğinden gözetilmelidir. Bu durumda mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.——
Yargı yetkisini, —- Maddesine göre, —– adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yargılama sonunda—– toplanan deliller, iddia ve savunma hep birlikte değerlendirildiğinde; tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde, her ne kadar davacı tacir ise de davalının tacir olmadığı, dava konusu ihtilafın da bir dönem için vekalet ilişkisinden daha sonra ise vekaletsiz iş görmeden kaynaklandığı, TTK’da yer alan mutlak ticari davalardan olmadığı, uyuşmazlığın her iki taraf içinde ticari iş niteliğinde olmadığı anlaşıldığından iş bu davada görevli Mahkemenin 6100 sayılı HMK.’nın 4/1-a maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu kanaatine varılmakla görev dava şartı olduğundan HMK.nın 115/2.maddesi uyarınca mahkememizin görevsizliğine ve davanın usulden reddine, karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli ——- Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/04/2023