Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/962 E. 2022/857 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/962 Esas
KARAR NO : 2022/857

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/04/2022
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
DAVA:
Davacı vekili Mahkemeye sunduğu 22/04/2022 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davacının dava dışı —– şirketinde çalıştığını, iş akdinin haklı ve geçerli nedene dayanmaksızın feshinden dolayı işçilik alacağının tahsili için açmış olduğu davanın lehine sonuçlandığını, ancak dava dışı bu şirketten tahsilat yapılamadığını, bu şirket ortaklarının faaliyetlerine davalı şirketler üzerinden devam ettiklerini, tüzel kişilik perdesinin aralanması ile davalıların davacı tarafça icraya konulan alacaktan müştereken ve müteselsilen borçlu olduklarına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı—– vekili cevap dilekçesinde özetle; 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’na göre, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvuru dava şartı olduğunu, davacı tarafça, davalı müvekkilim——aleyhine açılan iş bu davada, yasal zorunluluk olan arabuluculuk şartı yerine getirilmediğini, davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddi gerektiğini, davalı şirketin diğer davalı şirketten ayrı tüzel kişiliği olduğunu, ayrı işletmeler olduğunu, her iki işletmenin, kuruluş tarihi, adresleri, ortakları, ortaklık yapıları, faaliyet alanları, yöneticileri farklı olduğunu, davalı şirketin bazı ortaklarının, geçmiş dönemlerde, diğer davalı——üyesi olmuş olmalarının her iki tüzel kişilik arasında organik bağ olduğu anlamına gelmediğini, Davalı müvekkilim ——ortaklarının, ortak oldukları başkaca şirketler, kendilerine ait şirketler veya üyesi olabilecekleri başkaca kooperatifler de olabileceklerini——üyeleri içinde geçerli olup, bu husus hayatın olağan akışına uygun, ticari hayatta olabilecek, bir durum olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir. Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle asal zorunluluk olan arabuluculuk şartı yerine getirilmediğini, davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddi gerektiğini, diğer yandan husumet yönüyle itirazlarının bulunduğunu, dava dışı —— şirketi ile aralarında ticari ilişkiden kaynaklı alacğı bulunduğunu, ortaklık yapısının şirket yetkililirinin ve yönetim kurulu üyelerinin farklı olduğunu, farklı iş kollarında faaliyet gösterdiklerini, ayrı tüzel kişilikleri bulunduğunu, yine adreslerinin ve kuruluş tarihlerinin de aynı olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır(HMK m. 166/4).—— Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davanın tüzel kişilik perdesinin aralanması davası olduğu, anlaşılmıştır. Eldeki davanın da tüzel kişilik perdesinin aralanması davası olduğu anlaşılmıştır. Her iki davanın davalılarının aynı olduğu, davacılarının farklı olduğu anlaşılmıştır.Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan inceleme ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, —— esas sayılı dosyası, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; Mahkememizin bu esasında görülen dava ile ——esas sayılı dosyasında görülen davanın davalılarının aynı olduğu, davacılarının farklı olduğu, her iki davanın da aynı şirketler arasında organik bağ olduğu iddiasıyla tüzel kişilik perdesinin kaldırılması istemine ilişkin olduğu, davalarda verilecek hükümlerin çelişkili olma ihtimali bulunduğu, aynı şirketler arasında organik bağ bulunduğu iddiasıyla davaların açıldığı düşünüldüğünde çelişkili hüküm ortaya çıkmaması için davaların birlikte değerlendirilmesi gerektiği, bu yönüyle davalar arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu, her iki dava hakkında da aynı usuli işlemlerin yapılacak olması nazara alındığında davaların birleştirilerek görülmesi halinin usul ekonomisine daha uygun olacağı ve yargılamanın daha iyi bir şekilde yürütülebileceği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak Mahkememizin iş bu esasında görülmekte olan davanın, daha önce açıldığı anlaşılan—— sayılı dosyasında görülen dava ile birleştirilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin iş bu dava dosyasının HMK 166/2 maddesi uyarınca aralarında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu anlaşılan——Esas sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına,
3-Yargılamanın bundan sonra —–Esas sayılı dosyasından devamına,
4-Birleştirme kararının ilgili mahkemeye gönderilmesine,
5-Yargılama harç ve giderlerinin birleştirilen dosya da değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda esas hüküm ile birlikte —— Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceğine tensiben karar verildi.