Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/957 E. 2023/745 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/957 Esas
KARAR NO: 2023/745
DAVA: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/12/2022
KARAR TARİHİ: 22/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı ——– şirketi Vekilinin 2.12.2022 tarihli Dava Dilekçesinde Özetle:
’’Davalı tarafça, ——— Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan ——— plakalı aracın 06.07.2022 tarihinde yanarak zarar gördüğü iddiası ile ve bu durum sebebiyle garanti kapsamında olan söz konusu araç için ödendiği belirtilen 1.615.000,00-TL tazminatın tahsili için ———E. sayılı dosyasından müvekkil şirket aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, Takibin kesinleştirilmesi akabinde söz konusu icra dosyasından gönderilen Birinci Haciz İhbarnameleri ile müvekkil şirketin bankalardaki hesaplarına haciz konulduğunu, banka hesapları üzerindeki haciz uygulamasının devam ettiğini, Ayrıca, müvekkil şirketinin ——— ve ——— taşınmazları üzerine de haciz konulduğunu, müvekkil şirketinin takip alacaklısı şirkete böyle bir borcu bulunmadığını, Davalı sigorta şirketi tarafından talep edilen zararın “fahiş” olması nedeniyle de kabul edilmesinin mümkün olmadığını, bununla birlikte mahkemenin Davalı sigorta şirketinin talebini kabul edeceği düşüldüğünde tazminat talebine işletilecek faizin başlangıcı olarak işbu dava tarihinin esas alınması gerektiğini, açıklanan gerekçelerle, müvekkil şirketin Davalı sigorta şirketinin iddia ettiği bir borcu bulunmadığını, davalı tarafça başlatılan haksız icra takibi nedeniyle işbu menfi tespit davasının açıldığını beyan etmiştir.Davalı ——– şirketi Vekilinin 27.12.2022 tarihli Cevap Dilekçesinde Özetle: Dava dışı ——-Şti ile müvekkil şirket arasında ——— plaka sayılı araç için ——— poliçe no’lu 29.04.2022 başlangıç ve 29.04.2023 bitiş tarihli ———- Sigorta Poliçesi akdedildiğini, davacı yan tarafından müvekkil şirket davalı gösterilmek suretiyle 06.07.2022 tarihinde meydana gelen hasar nedeniyle, müvekkil şirket tarafından rücuen açılan ———E. Sayılı dosya bakımından borçlu olmadığını, Müvekkil şirket ile dava dışı ———Şti. arasında ———- Poliçe Nolu “ ——— Sigorta Poliçesi ” imzalandığını, İş bu poliçe içerisinde aracın yanma hali durumu sigorta kapsamında teminat altına alındığını, Müvekkil şirket sigortalısının ——— plakalı——– Marka ——– tipi ——— model çekici aracı, 06.07.2022 tarihinde saat 14:30 suları ——- İli, ——– Mahallesi ——— Sokak üzerinde şirketin park sahasında park halinde iken yanması sonucunda araçta maddi hasar meydana geldiğini, Müvekkil şirketin sorumluluğunu yerine getirerek konu araçtaki yangın araştırmaları sonucunda sigortalısına ödeme yaptığını, İlgili yangın olayının detaylı bir şekilde araştırılması için müvekkil şirket tarafından rapor alındığını, yapılan tüm bu detaylı incelemeler sonucunda yangın çıkışına sebep olabilecek tek bulgunun motor bloğu sol arka 5. ve 6. silindir duvar bölgesinde tespit edilen yağ kaçağının alttaki sıcak bölgelere ulaşarak yangının başladığı kanaatine varıldığını, Üretici firmanın da incelediği, 29.04.2021 tarihinde trafiğe çıkan aracın yasal garanti süresi devam ettiği için de işlemin üretici sorumluluğu üzerinden yürütülmesi doğru olduğu sonucuna varııldığını, Dava konusu aracın ——— model olup trafiğe çıkış tarihinin 29.04.2022 olduğunu, Müvekkilimiz Şirket tarafından yukarıda mezkûr poliçe gereği zarara uğrayan sigortalıya, 20.09.2022 tarihinde 270.040,00 TL ve 22.09.2022 tarihinde 1.615.000,00 TL olmak üzere toplamda 1.615.000,00 TL tam ve eksiksiz tazminat ödemesi yapıldığını, davacı tarafın menfi tespit davasını istirdat davasına dönüştürülmesi talebinde hukuki yararın bulunmadığını, davacının davası haksız olup reddi gerektiğini beyan etmiştir. Davacı ——– şirketi Vekilinin 17.01.2023 tarihli Cevaba cevap Dilekçesinde Özetle: Dava şartlarının her davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre değerlendirilmesi gerektiğini, dava şartlarının davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre değerlendirilmesi gerektiğini, dolayısıyla somut olayda işbu davanın usulden reddini gerektiren bir durum bulunmadığını, Yangının ——– plakalı araçtaki üretim hatasından kaynaklandığı iddiası Davalı tarafça hazırlatılan çelişkili ve hatalı değerlendirmeler içeren bir rapora dayandığını, bu nitelikte bir raporun ise kabul edilemeyeceğini, yangının çıktığı tarih 06.07.2022 iken, aracın servise gelişi ve buna ilişkin iş emri tarihi 21.07.2022 olduğunu, yangından sonra arada geçen 2 haftalık süreçte neler yaşandığı belirsiz olduğunu, işyeri kameralarının olay anında çalışmadığını, aracın üzerinde çöp artıklarının olduğunu, üst yapısız ve üst yapı ——— sökülmüş bir şekilde geldiğini, olayın tam olarak aydınlatmasını engellediğini, yangının araçtaki üretim hatasından kaynaklandığının ispat edilemediğinin açık olduğunu, davalı tarafın aracın sırf garanti süresinin henüz dolmamasından kaynaklanan aksi yöndeki iddialarının reddini talep ve beyan etmiştir. Davalı ——– şirketi Vekilinin 02.02.2023 tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle: Garanti süresinin malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren başlar ve asgari iki yıl olarak devam ettiğini, dava konusu aracın ——– model olduğunu, trafiğe çıkış tarihinin 29.04.2022 olduğunu, ilgili aracın üretici garantisinde bir araç olduğunu, Sigortalı araçtaki yangının nedeni, üretimden kaynaklı olduğu için garanti kapsamında olduğunu, açıklanan nedenlerle davacının icra takibinde belirtilen tazminat borcunu ödemekle yükümlü olduğunu ve borcun devam ettiğini, Buna rağmen davacı ——– şirketi aleyhine icra takibi başlatılmasında hukuka aykırı hiçbir husus olmadığını, Davacının davasında haksız olduğunu, davanın reddini talep ve beyan ettiği görülmüştür. Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; Dava, icra takibine konu borçtan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine, istirdat istemlerine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 6. maddesine göre, Kanunda aksine hüküm yoksa herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. HMK’nın 190. maddesine göre de, İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. İspatın hangi delillerle yapılacağı HMK’da ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. HMK’ya göre, ikibinbeşyüzlirayı aşan hukuki işlemlerin senetle ispatı zorunludur. Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Eş söyleyişle, kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder . Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davası devam ederken, icra takibi konusu borcun bir kısmı ödenirse, menfi tespit davası ödenen borç kesimi için (kısmi) istirdata dönüşür. Ödenmeyen borç kesimi için ise menfi tespit davası olarak kalmakta devam eder. Yani bu halde menfi tespit davasına kısmi tespit davası ve kısmi istirdat davası olarak devam edilir. Davacı borçlu, davalı alacaklının temerrüt faizi ve icra takibinde ödemiş olduğu icra harç ve giderlerini (m.138/2,3) ödemeye de mahkum edilmesini istemiş ise, davanın borçlu lehine hükme bağlanması halinde, mahkemece davalı alacaklıyı, borçlunun icra takibinde ödemiş olduğu paradan başka (ödeme tarihinden itibaren) temerrüt faizi ve icra harç ve giderlerini de (davacı borçluya) ödemeye mahkum eder. Mahkememizce yapılan yargılamada tarafların tüm delilleri celp edilmiş ve dosya kül halinde inceleme yapılması için bilirkişi heyetine tevdii edilmiş ve bir bilirkişi heyet raporu alınmıştır. Somut olayda aracın üzerinde meydana gelen yangın oluşumunun, aracın donanımları üzerindeki bir arızaya dayalı elektriksel kısa devre başlangıçlı bir yangın olduğundan, davaya konu yangının meydana gelmesinde davacı firmanın sorumluluğundan bahsedilemeyeceği, bu itibarla; davalı Sigorta Şirketi’nin, dava dışı sigortalısına ödediği tazminat tutarını, davacıdan rücuen talep edemeyeceği açıktır. Davacının icra dosyasına ödemiş olduğu bedelin ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar vermek gerekmiştir. Davalı tarafça kötüniyetle icra takibi yapıldığı davacı tarafça ispat edilemediğinden davacı vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurma yoluna gidilmiştir.

HÜKÜM; Gerekçesi açıklandığı üzere;
1- DAVACININ İSTİRDAT İSTEMİNİN KISMEN KABULÜNE ; Davacının ——— esas sayılı dosyası sayılı icra dosyasından davalıya borçlu olmadığının TESPİTİ ile 1.942.297,04 TL’nin 09.12.2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacı tarafın şartları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 33.621,16 TL harcın alınması gerekli olan 134.484,63 TL harçtan mahsubu ile bakiye 100.863,47 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 80,70 TL, peşin harç 33.621,16 TL, posta ve tebligat gideri 245,25 TL, bilirkişi ücretleri 6.000,00 TL olmak üzere toplam 39.947,11 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 229.499,20 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekilleri yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dilekçe ile başvurulacak İSTİNAF yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİ ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı 22/11/2023