Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/950 E. 2023/160 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/950
KARAR NO : 2023/160

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 01/12/2022
KARAR TARİHİ : 22/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 01/12/2022 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin merhum babası ——- maliki olduğu—— İlçesi, —–Mahallesi, —— Sokağı, 194 pafta, 757 ada, 47 parselde kayıtlı arsa niteliğindeki taşınmazda apartman yapılması için —— ile anlaşıldığını, yapılan anlaşma gereğince taşınmaz üzerine inşaat teminat ipoteği mahiyetinde müvekkil lehine 1. dereceden 18.10.1984 tarihli ve——yevmiye numaralı toplam 130.000.000 TL (günümüz parasıyla 130,00 TL) ipotek tesis edildiğini, gerek ipotek akit tablosunda gerekse taraflar arasında akdedilen ipotek tesis protokolü incelendiğinde ipoteğin, yapılacak inşaatın tam ve eksiksiz olarak teslimi ile fekkedileceği hüküm altına alındığını,——— ile yapılan sözleşmede inşaatın 1987 yılında bitirilmesi planlanmış ve kooperatifçe taahhüt edildiğini, kooperatif inşaatı taahhüt ettiği süreler içerisinde bitiremediğini, inşaatı kaba inşaat halinde bıraktığını, müvekkilinin babasının 1991 yılında vefat ettiğini, yarım kalan inşaatı müvekkilinin tamamladığını, ipotek hakkının da müvekkile miras yoluyla intikal ettiğini, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin hükümleri gereği davalı kooperatifin payına düşen gayrimenkuller, kayıtlarında ipotek şerhi olduğu halde el değiştirdiğini, yeni maliklerin işbu gayrimenkulleri ipotek kaydını kabul ederek satın aldıklarını, 2012 yılına gelindiğinde işbu gayrimenkullerin maliklerinin ——Esas sayılı dosyasından ipoteğin terkini için davası açtıklarını, buna mukabil müvekkilinin de——Asliye Hukuk Mahkemesinin ——- Esas Sayılı dosyasından inşaat teminat ipoteği miktarının günümüz şartlarına uyarlanması için dava açtığını, müvekkilinin açtığı dava dosyası nın—– Asliye Hukuk Mahkemesinin ——Esas sayılı dosyası ile birleştirildiğini, mahkemenin asıl dava yönünden kabul birleşen dava yönünden davayı reddettiğini, müvekkilinin kararı istinaf ettiğini, işbu istinaf incelemesi neticesinde—– Bölge Adliye Mahkemesi —— Hukuk Dairesi ——sayılı 25.02.2020 tarihli kararı ile “Somut olayda, gerek asıl davada gerekse birleşen davada ipotek borçlusu olan ——Kooperatifi taraf olarak gösterilmemiştir. İpotek borçlusu kooperatif üyeleri değil, kooperatifin bizzat kendisi olduğundan asıl davada kooperatif üyesi olan davacıların aktif husumet ehliyetleri bulunmamaktadır. Yine birleşen davada da davalılar kooperatifin üyeleri olup, kooperatife karşı dava açılmadığından, birleşen davada davalı kooperatif üyelerinin pasif husumet ehliyetleri yoktur. Mahkemece asıl davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan; birleşen davanın ise pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi hatalı olmuştur.” diyerek hem asıl davayı hem de birleşen davayı usulden reddettiğini, İstinaf kararının —– Hukuk Dairesi’nin—— Esas ——- Karar sayılı 12.04.2021 tarihli kararı ile onanarak kesinleştiğini, müvekkili tarafından yapılan şifahi araştırmada davalı kooperatifin ticaret sicil kaydından re’sen terkini yapıldığının anlaşıldığını, kooperatifin ihyası için davayı açtıklarını belirterek davanın kabulü ile ——Kooperatifi’nin ihyasına, vekalet ücreti ve yargılama masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili 19/12/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğünün 6102 Sayılı TTK m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verdiğini, aksi hâlde, gerekçe göstererek tescil talebini reddettiğini, re’sen terkin işleminin “6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi”, “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5’inci maddesi”, “6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi” ve “Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi” kapsamında olduğunu, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, “yargılama giderleri” ve “vekâlet ücreti”nden sorumlu tutulamayacağını, re’sen terkin işlemi hukuka ve kanuni prosedüre uygun olduğu gibi davacı vekilince re’sen terkin işleminin eksik veya usulsüz olduğuna dair bir iddia ileri sürülmediğini, davacının, dava konusu kooperatif bakımından üçüncü kişi konumunda bulunması nedeniyle bu yönde bir iddianın ileri sürülebilmesinin de mümkün olmadığını, müvekkili müdürlük aleyhine isnat edilebilecek bir kusur ve sorumluluk bulunmadığını, dava konusu kooperatifin ihyasına karar verilmesi hususunda, Kanun kapsamında kesinleşmiş dava dosyası gözetilerek takdir yetkisinin mahkemeye ait olduğunu belirterek müvekkil Müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca sicilden resen terkin edilen ——- ihyası istemine ilişkindir.İhyası istenen——sicil numarası ile kayıtlı —— sici dosyasının incelenmesinde kooperatifin sicil kaydının 6102 sayılı TTK.nun Geçici 7.maddesine göre 31/07/2023 tarihinde resen terkin edildiğinin bildirildiği, kooperatifin adresinin ——- olduğu ve resen terkin işlemine bu adresin esas alındığı görülmüştür.6102 sayılı TTK.nun 547/1 maddesi: “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.” hükmünü içermektedir.Dosya kapsamı incelendiğinde; yeniden ihyası talep edilen —– ticaret sicilinde kayıtlı adresinin ——– olduğu, TTK 547/1 madde hükmü uyarınca mahkememizin yetkisiz olduğu anlaşıldığından HMK 114 ve 115 maddeleri gereği davanın usulden reddi ile mahkememizin yetkisizliğine, dosyanın yetkili——–Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin TTKnun 547/1 mad gereğince şirketin merkezinin bulunduğu yer itibariyle yetkisiz olduğu anlaşılmakla; Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, yetkili Mahkemenin——Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunun TESPİTİNE,
2-6100 sayılı HMK.nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren dosyanın iki haftalık süre içerisinde müracat edilmesi halinde yetkili/görevli ——– NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE gönderilmesine, bu süre içerisinde müracat edilmediği takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin tespitine,
3-Harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece nazara alınmasına,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı ve vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——-Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.