Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/909 E. 2023/385 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/474 Esas
KARAR NO : 2023/302

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2021
KARAR TARİHİ : 04/04/2023

DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu 13/07/2021 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yazılım konusunda destek ve ürün talep eden şirketlere ——olarak hizmet verdiğini, davalı ile müvekkili arasında 01.03.2017 tarihinde —-panelini tekrar tasarlayarak daha gelişmiş ve şartnameye uygun bir ürün hale getirmek” amacıyla sözleşme imzalandığını, işbu sözleşme bedelinin 27.000,00USD + KDV olarak kararlaştırıldığını, —–kontrol panelinin panele yüklenen yazılım doğrultusunda birden fazla kullanım amacı bulunduğunu, eğer panele hidrofor yazılımı yüklenirse yüksek katlı binalara su basmak için kullanıldığını, sirkülasyon yazılımı yüklenirse sabit basınçlı kapalı devre sistem olarak çalışacağını, panelin hem 3 faz hem de tek faz besleme ile çalışabildiğini, panelin bu faz değerlerine göre korumalarının da mevcut olduğunu, müvekkilinin sözleşmede yer alan koşullara uygun olacak şekilde —— kontrol panelini tekrardan tasarladığını ve şirketin ihtiyacına uygun hale getirerek panelin devre şeması, panelin açık kaynak kod yazılımı, gerber dosyası, malzeme İisteleri ve üretimin yapılması için gereken test raporlarını davalıya slim ettiğini, Teslir den itibaren panelin davalı tarafından kullanılmaya başlandığını, müvekkilinin üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen, davalı tarafın sözleşme bedeli olan 27.000,00USD’nin sadece 11.000,00USD’sini ödediğini, müvekkilinin —— Noterliğinin 15.01.2021 tarihli —— yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bakiye 16.000,00USD + KDV’nin ödenmesi için ihtarda bulunduğunu, buna rağmen davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını beyanla, müvekkilinin davalıdan alacağı olan 16.000,00USD + KDV bedelinin fiili ödeme tarihindeki kur esas alınarak ihtarname tarihinden itibaren bankalarca 1 yıllık döviz mevduatına uygulanan en yüksek mevduat faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA :
Davalı vekilinin 14.09.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasında yapılan sözleşme gereği yapılması gerekli tüm edimlerin sözleşmeye uygun olarak tamamlanmadığını veya hiç yapılmadığını, —— panelinin müvekkili şirketin ihtiyaçlarına cevap vermediğini, nitekim panelin bazı kısımlarında hatalar ortaya çıktığını, bazı kısımlarının ise hiçbir biçimde kullanılamaz halde olduğunu, bu tür eksik ve hataların giderilmesi için 3.kişilerden ticari hizmet satın alındığını ve müvekkilinin ayrı bir külfet altına girdiğini, davacı yanın eksik ifalarından doğan fiili durum ve zararların halen dahi çözülemediğini, davacı tarafından verilen taahhütlerden, yangın pompa kontrolü uygulamalarının eksik olduğunu, atık su ve drenaj senaryolarının cihazdaki yazılıma entegre edilme genel kullanım hidroforlarında davacı yanın beyanlarının aksine panel senaryoları ve algoritmalarının sahadan gelen kronik arzılar neticesinde yeniden yazıldığını, yine davacı tarafından panelin sözleşmeye tam anlamıyla uygun halde teslim edilmemesi nedeniyle müvekkili tarafından sınırlı sayıda üretilen ürünlerde birçok hata ile karşılaşıldığını ve arızalı ürünlerin —-genelindeki müvekkili şirket ile çalışan servisler tarafından değiştirilmek zorunda kalındığını, her ne kadar davacı taraf sözleşme kapsamında 16.000,00USD + KDV bedel talep etmiş ise de müvekkilinin sözleşme kapsamında borcu bulunmadığını, sözleşmenin “ödeme ve hakkediş koşulları” başlıklı maddesinde proje bedelinin 1000 adet ürün için 27.000,00USD olduğunu, satılan her bir ürün için 27,00 USD üzerinden hesaplanarak toplam bedelin bulunduğunu, yalnızca ön ödeme olarak 5.000,00USD ödeme yapılacağının kararlaştırıldığını, kalan tüm tutarın satımı yapılan ürün adedince adet başına 27,00 USD olarak ödeme yapılacağının kararlaştırıldığını, davacının dava konusu yaptığı 16.000,00USD yönünden davacı tarafa 09.01.2018 – 21.07.2018 tarihleri arasında muhtelif tarihlerde 1 adet ön ödeme 7 adet taksit olmak üzere toplam 8 defada 12.023,00USD ödeme yapıldığını beyanla, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava taraflar arasındaki 01/03/2017 tarihli sözleşmeden doğan alacak talebine ilişkindir.01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir. TTK.4.maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılacak davalar belirtilmiş, TTK.5.de de aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesinin tüm ticari davalara bakmakla görevli sayılmıştır—-Ticaret Sicil Müdürlüğünün müzekkere cevabına göre davacının ortağı olduğu —– tescil tarihinin 2018 yılı olduğu ve davacı —- şirkete ortak olduğu tarihin 2018 tarihi olduğunun anlaşıldığı, davacının taraflar arasındaki davaya konu 01/03/2017 tarihinde tacir olduğuna yönelik herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı dosya kapsamına gelen müzekkere cevaplarından anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamına göre; davanın mutlak ticari dava olmadığı gibi davacının dosyaya gelen müzekkere cevabına göre esnaf olup, tacir sıfatının bulunmadığı, uyuşmazlık konusunun sözleşmeden kaynaklanan ve ödenmediği iddia olunan alacağın tahsili istemine ilişkin olduğu, davacı tacir olmayan gerçek kişi ve olduğundan mutlak ticari dava niteliğinde bulunmayan uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmakla Mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin —– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli —–Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —– Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.