Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/906 E. 2023/224 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/906
KARAR NO : 2023/224

DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 01/09/2022
KARAR TARİHİ : 15/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 01/09/2022 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2010 tarihinden bu yana davalı şirkette %4 oranında ortağı olduğunu, ortaklığın başladığı tarihten bugüne kadar şirketin iş ve işleyişiyle ilgili diğer ortaktan bilgi alamadığı gibi, kar dağıtımının yapılmamakta, şirket bilançoları gösterilmemekte olduğunu, müvekkilinin T.T.K. gereğince haklı sebeplerle şirketin ortaklığından ayrılmak istediğini, şirketin; 2010 yılından bu güne devamlı ve artan surette kar ettiği müvekkil tarafından bilindiğini, müvekkiline kar payı ödenmemesinin kanuna aykırı olduğunu, öte yandan müvekkilin davalı şirket ile iş ilişkisinin de sonlandığını, işbu zamandan sonra artık şirkete menfaat sağlayabilecek durumu da kalmadığını, müvekkiline devamlı şirketin zarar ettiğinin söylenerek kar payı dağıtımlarından kaçınılmış olmasına rağmen, evvelki zamanlarda aralarındaki işveren – işçi ilişkisine de bağlı olarak şirketin full kontenjan ile hizmet verdiği, değişen ekonomik koşullarda dahi zarar etmediği müvekkil tarafından gözlemlendiği halde, davalı devamlı surette zarar ettiğini öne sürüldüğü, bu sebeple müvekkile kar payı dağıtımlarının yapmadığı gibi bir de hisse devri ve diğer tüm alacaklarına istinaden kendisine 10.000 TL gibi komik bir rakam teklif teklif edildiğini, günümüz koşullarında müvekkilin tahminine ve hesaplamalarına göre teklif edilen tutarın 40 katı fazlası ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin davalı ile her türlü anlaşma olanağı ortadan kalktığını, güven ilişkisinin sona ertiğini, sürekli güvensizlik ortamı oluşmuş, şirketin kuruluş gayesinin gerçekleşmesinde hukuki ve ekonomik imkansızlık meydana geldiğini belirterek öncelikle Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca müvekkilinin haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılmasına, birikmiş tüm kar paylarının tahsili ile şirketteki payının gerçek değerinin ödenmesine karar verilmesi, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili 05/10/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin—–sicil nosunda kayıtlı olduğunu, 10.000 TL sermayeli müvekkilim şirkette——2.250 TL ‘lik hisseye,—— 50 TL’lik hisseye, —– 800 TL ‘lik hisseye, —— 1.350’lik TL ‘lik hisseye, —— 400 TL ‘lik hisseye,——150 TL ‘lik hisseye,——150 TL ‘lik hisseye,——150 TL ‘lik hisseye —– 450 TL ‘lik hisseye, —— 100 TL’lik hisseye, —– 100 TL’lik hisseye,——100 TL’lik hisseye, ——100 TL’lik hisseye,—–1.050 TL’lik hisseye, —— 100 TL’lik hisseye, ——-950 TL’lik hisseye, —–1.150 TL’lik hisseye, —– 500 TL’lik hisseye—— 400 TL’lik hisseye sahip olduğunu, müvekkilinin şirket, kuruluşundan sonra —— ilçesinde, 1996 yılından başlayarak önce Özel İlk okul, sonra yıllar içerisinde Orta Okul ve Lise Eğitim ve Öğrenimi yapılan eğitim kurumu kurduğunu ve halen eğitim kurumlarını yasal statü ve çerçeve içerisinde faaliyetine devam ettirdiğini, davacı ——- dava dilekçesinde iddia ettiği şekilde müvekkili şirkette 2010 yılından beri ortak olmadığını, ——.Noterliğince 09.01.2020 tarih ve —— yevmiye nolu Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesinden de görüldüğü gibi ——- satın almış olduğu 400 TL ‘lik hisse nedeniyle şirkete hissedar olduğunu, müvekkili şirkete bağlı okulun —— faaliyet yürüttüğünden bu bölgenin de orta ve ortanın altı gelir seviyesine sahip yurttaşların yaşadığı bir bölge olması nedeniyle son bir kaç yıldır gelir seviyelerinde gözle görülen azalmaların yaşanmasıyla maalesef okulun öğrenci sayılarının 2017/2018 öğrenim yılında 387, 2018/2019 öğrenim yılında 341, 2019/2020 Öğrenim yılında 337 olarak git gide azalmakta ve 2020/2021 döneminde de pandeminin de etkisiyle 294 ‘e düştüğünü, 2021/2022 öğrenim yılında da sayı daha da azaldığını, öğrenim yılında öğrenci velisinin % 60 ‘nın halen kayıtlarını dahi yenilememiş bulunduğunu, sürecin böyle devam etmesi durumunda müvekkili şirketin okulunun da bulunduğu pek çok özel okulun daha faaliyetlerini sürdürememe durumu ile karşı karşıya kalacaklarını, küresel ölçekte yaşanmakta olan ve halen sona ermemiş—–pandemisinden dolayı şirkette kar dağıtımı yapılmasının mümkün olmadığını, endişe verici tüm durumlara ve gelişmelere rağmen okulu işleten şirketteki ortakların daha uyumlu çalışmasına ihtiyaç bulunmakta olduğunu, ortaklar arasındaki hukuki ihtilafların da bir an önce sonlandırılması gerektiğini, davacının uygun bir fiyat teklif eden şirketteki diğer ortaklarla uyumlu hareket edecek üçüncü bir kişiye hissesini devretmek istemesi veya makul bir hisse değeri önermesi halinde bu teklifin şirketçe değerlendirileceğini, şirket ortaklarından ——tarafından da şirket ortaklığından çıkmaya yönelik —–Asliye Ticaret Mahkemesi’nin——Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve davanın halen derdest olduğunu beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, davacının, davalı şirket ortaklığından pay değeri ödenmek suretiyle çıkartılması istemine ilişkindir.
Mahkememizin ——Esas sayılı dava dosyasında; dava dilekçesinde davaya konu edilen taleplerden biri olan davalı şirketten birikmiş kar payı alacağına ilişkin istem yönünden 6102 sayılı TTK.nun 5/A maddesi uyarınca davacı açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olduğundan bu şartın yerine getirilmediği tespit edildiğinden davacının davalı şirket ortaklığından çıkma payının ödenmek suretiyle çıkarılmasına ilişkin dava tefrik edilerek iş bu esasa kaydı yapılmıştır.Davalı tarafın cevap dilekçesinde belirttiği ——- Esas sayılı dava dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde; davalı şirketin dosyamız davacısı dışında bir kısım ortakları tarafından davalı şirket aleyhine 12.06.2010 tarihli genel kurul kararının iptali, davalı şirketin fesih ve tasfiyesi, olmadığı takdirde tespit edilecek hisse bedelleri karşılığında şirket ortaklığından çıkmaya ilişkin dava açıldığı, genel kurul kararının iptaline ilişkin davanın tefrik edildiği, diğer hususlarda yargılamanın halen devam ettiği anlaşılmıştır.HMK.166/1 maddesi; “Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.” şeklinde düzenlenmiştir.Tüm dosya kapsamı, sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalı şirketin bir kısım ortakları tarafından —— Esas sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhine, öncelikle davalı şirketin fesih ve tasfiyesi, olmadığı takdirde tespit edilecek hisse bedelleri karşılığında şirket ortaklığından çıkmaya ilişkin dava açıldığı, mahkememizdeki uyuşmazlığın esasının davacının şirket ortaklığından çıkma payı ödenmek suretiyle çıkarılmasına ilişkin olduğu, dolayısıyla ——- Esas sayılı dava dosyasında terditli istemlerden biri olan şirketin fesih ve tasfiyesi hususunda verilecek karar mahkememizce verilecek kararı esastan etkileyeceğinden (mahkemece şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi halinde dosyamızın dava konusunun ortadan kalkacağı dikkate alındığında) iş bu dava dosyası ile ——- Esas sayılı dava dosyası arasında gerek hukuken gerekse fiili olarak bağlantı bulunduğu sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde davaların birleştirilmesine dair dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1.Mahkememizin işbu dava dosyasının HMK 166/1 maddesi uyarınca aralarındaki hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu anlaşılan ——Esas sayılı dava dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına,
3-Yargılamanın bundan sonra ——-Esas sayılı dosyasından devamına,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı esas hüküm ile birlikte istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğ ile karar verildi.