Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/890 E. 2022/917 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/890
KARAR NO : 2022/917

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 14/11/2022
KARAR TARİHİ : 21/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı 14/11/2022 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; şirketlerinin ——sicilinde kayıtlı bir —–şirket olduğunu, şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 7.Maddesine göre 07/07/2014 tarihinde—–resen Terk terkin edildiğini, daha sonra tespit ettikleri harici bulgulara göre şirket adına kayıtlı olduğunu öğrendikleri ——şasi nolu ——Plakalı,—— Model cinsi komyonet ruhsatlı ve —–şasi nolu ——ruhsatlı 2 adet araç olduğunu öğrendiklerini, araçların satış ve devir işlemlerini yapmak üzere şirketin normal hale dönüşmesi ve tüzel kişiliğinin TTK’nın 224 ve 445. maddeleri anlamında ihyasının gerektiğini belirterek —–sicilinde kayıtlı——-unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı ——-29/11/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; mahkemece davanın kabulüne kanaat getirilmesi hâlinde Yargıtay içtihatları gereğince, sermaye artırım yükümlülüğünü yerine getirmediği için ticaret sicilinden re’sen terkin edilen şirketin, tekrar ticari faaliyetlerine devam edebilecek şekilde ihyasına (ek tasfiyesine) karar verilmesi mümkün olmadığından; taleple bağlı kalınarak dava konusu şirkete kayıtlı olduğu iddia edilen araçlarla sınırlı olarak dava konusu şirketin ek tasfiyesine karar verilebileceğini ve tasfiye memuru atanması gerektiğini, ——-, 6102 Sayılı TTK m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, ——ticaret sicil numarası ile kayıtlı bulunan ——- dosyasında yapılan incelemede şirketin “6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi”, “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş—– İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5’inci maddesi”, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi ve ——Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve Kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi ——Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi kapsamında; “sermayesinin yasal tutarının altında olduğu” hususunun belirlenmesinin ardından, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7’nci maddesi ile “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş—— İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 5’inci maddesi gereğince re’sen terkin kapsamına alındığı, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 07.07.2014 tarihinde sicil kaydının re’sen terkin edildiğinin anlaşıldığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun Geçici 7’nci maddesi uyarınca, resen terkin kapsamına alınan şirketlerin, bu durumun kendilerine tebliğinden itibaren iki ay içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldırarak buna ilişkin ispat edici belgeleri—— ibraz etmesi ya da şirketin faaliyetinin devamının mümkün olmaması halinde aynı süre içerisinde tasfiye memurunu bildirmesi, ayrıca şirketin davacı ya da davalı sıfatıyla sürmekte olan davasının bulunması halinde, buna ilişkin yazılı beyanı —– vermesi gerektiğini, ——- söz konusu şirkete, belirtilen süre içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldıran işlemlerin yerine getirildiğinin ispatlayıcı belgelerle birlikte bildirilmemesi ya da tasfiye memurunun bildirilmemesi hâlinde söz konusu şirketin unvanının ticaret sicilinden silineceği, şirkete ait malvarlığının kaydın silinme tarihinden itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu ihtarında bulunulduğunu, ihtara rağmen söz konusu şirket yukarıdaki yükümlülüklerini yerine getirmediğini, şirketin ticaret sicilinden terkin edileceği hususunun, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu Geçici m.7/f.4-a kapsamında bu kapsama giren tüm şirketlerle birlikte —–ilan da edildiğini, müvekkilin eksik bir işleminden bahis dahi mümkün olmadığını, re’sen terkin işlemlerinin hukuka ve mevzuata uygun olduğunu ve müvekkil müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini, müvekkili şirketin yasal hasım konumunda bulunduğundan aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek sermaye artırım yükümlülüğünü yerine getirmediği için ticaret sicilinden re’sen terkin edilen şirketin, tekrar ticari faaliyetlerine devam edebilecek şekilde ihyasına (ek tasfiyesine) karar verilmesi mümkün olmadığından; taleple bağlı kalınarak dava konusu şirkete kayıtlı olduğu iddia edilen araçlarla sınırlı olarak dava konusu şirketin ek tasfiyesine karar verilebileceği ve tasfiye memuru atanması gerektiğini belirterek müvekkil Müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibarıyla —— kayıtlı iken 07/07/2014 tarihinde sicilden terkin edilen —– şirket adına kayıtlı —–plaka sayılı ——marka aracın satış ve devri ile sınırlı olmak kaydı ile TTK 547 .Maddesi uyarınca ek tasfiyesi için ihyası istemine ilişkindir.Yöntemine uygun duruşma açılmış taraf kanıtları toplanmıştır. Tarafların aktif ve pasif ehliyetleri denetlenerek uyuşmazlık noktaları resen belirlenerek sonuca gidilmiştir. İhyası istenilen —— celbedilen sicil kayıtlarının incelenmesinde; şirketin 6103 sayılı Kanunun 20.maddesi gereği sermayesini artırmadığından 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. Maddesi ile —– yayımlanan “Münfesih Olmasına ve Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş —— Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5.maddesinin 4. bendine göre resen terkin kapsamına alınarak ihtar ve ilan prosedürlerinin tamamlanmasının ardından, sicil kaydının 07.07.2014 tarihinde resen terkin edildiği ve son tescilinin aynı tarihte yapıldığı anlaşılmıştır.—— 16/11/2022 tarihli yazı cevabı ekinde gönderilen araç tescil özet raporlarına göre——plakalı araçların ihyası istenen ——adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. TTK 547’nci maddesi; “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir. ” hükmünü ihtiva etmektedir.
Ek tasfiye geçici bir önlemdir. Ek tasfiye ile yeni bir hukuki durum meydana getirilmemektedir. Tasfiyede yapılması gereken bazı işlemler bakımından ek tasfiyeye gereksinme duyulabilir. Bunlar sınırsız sayıda olup, yasanın gerekçesinde örnek kabilinden belirtilmiştir. Söz gelimi; bazı aktifler dağıtım dışı kalmışsa mal varlığının dağıtımı esnasında ilgili yasal hükümlere uyulmamışsa, organlara sorumluluk davası açılacaksa ek tasfiye gereklidir. Şirket tasfiyesinin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olması halinde son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar şirket merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeden bu ek işlemler sonuçlanıncaya kadar, şirketin ihyası, yani yeniden tescilini isteyebilirler. Somut uyuşmazlıkta iş bu dava şirketin ortaklarından ve yönetim kurulu üyelerinden olan davacı tarafından açılmış olup, ——-yasal hasımlığı nedeniyle taraf teşkili sağlanmıştır.6102 sayılı TTK.nun Geçici 7/15 ‘nci maddesi; ” Bu madde de düzenlenmeyen hususlarda ilgili kanun ve esas sözleşmelerde öngörülen usullere göre hareket edilir. Bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek malvarlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal eder. Hazine bu şirket ve kooperatiflerin borçlarından sorumlu tutulmaz. Tasfiye memurlarının sorumlulukları konusunda, özel kanunlardaki sorumluluğa ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun veya Kooperatifler Kanunu hükümleri uygulanır. Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmü düzenlenmiştir. İhyanın dayanağı şirket adına kayıtlı araçların tasfiyesi istemidir. Dava dosyasında ihyası istenilen şirketin adına kayıtlı araçlar bulunduğu görülmekle sicilden terkin tarihinden itibaren 10 yıl içinde iş bu malvarlığının tasfiyesi için ihya talebinde bulunabileceği, dolayısıyla şirketin sicilden resen terkin edildiği 07.07.2014 tarihinden işbu davanın açıldığı 14.11.2022 tarihi arasında 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde iş bu davanın açıldığı ve iş bu davayı açmakta davacının hukuki yararının bulunduğu, bu nedenle şirket adına kayıtlı —— plaka sayılı araçların tasfiyesi ile sınırlı olarak ek işlemler sonuçlanıncaya kadar şirketin ihyasına ve 6102 sayılı TTK.nun 7/15 maddesi uyarınca münfesih duruma düşmesinden dolayı terkin TTK.nun geçici 7 ‘nci maddesi uyarınca yapılsa da münfesih şirkete ihya kararı ile birlikte tasfiye memuru atanması gerektiğinden —— kayıtlı bulunan en son yönetim kurulu başkanı davacı ——tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın ticaret siciline tescil ve ilanına, yargılama gideri talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1.DAVANIN KABULÜ ile ——sicil nosunda kayıtlı iken TTK geçici 7. Maddesi uyarınca sicilden 07.07.2014 tarihinde resen terkin edilen —– adına kayıtlı—— aracın ve —– plaka sayılı —— marka aracın satış ve devri ile sınırlı olmak kaydı ile TTK 547. Maddesi uyarınca İHYA YOLU İLE YENİDEN TİCARET SİCİLİNE TESCİLİNE
2-Şirketin ek tasfiyesi için Ticaret Sicil’ine tesciline, bu işlemleri yapması için davacı——’un tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın ticaret siciline tescil ve ilanına,
3-Karar kesinleştiğinde gerekçeli karar örneğinin—— gönderilmesine,
4-Başlangıçta harç peşin alındığından başkaca alınmasına yer olmadığına,
5-Yapılan yargılama masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davanın mahiyeti gereği yasal hasım olan davalı——-yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,Dair, davacının yüzüne karşı davalı ve vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.