Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/869
KARAR NO:2023/498
DAVA: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/10/2015
KARAR TARİHİ:06/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —— yayımlanarak yürürlüğe giren ——– adresinde bulunan fabrika ve tesislerinde atıksu arıtma tesisi kurulmasının zorunlu hale geldiğini, bunun üzerine müvekkil şirketin sözkonusu atıksu arıtma tesisine ilişkin projenin hazırlanması, proje kapsamındaki gerekli cihaz ve aksesuarların temini ve tesisin kurulması hususunda davalı—- anlaştığını, ———- tarihli satış sözleşmesi imzaladığını, davalı şirketin sözleşme gereğince atıksu arıtma tesisi için gerekli ekipmanları temin ederek sistemin montajını ve hazır bir şekilde kullanılmasını taahhüt ettiğini, ancak bu taahhüdünü yerine getiremediğini, kurulan sistemin gerekli performansta çalışmadığını, arıtma tesisinden beklenilen faydanın sağlanamadığını, yapılan işin yarım kaldığını, bunun üzerine müvekkil şirket yetkililerinin konuyla ilgili şikayetlerini davalıya ilettiklerini fakat şirket yetkililerinin sorunu gideremediğini, orun giderilemeyince müvekkil şirketin tekrar davalı ile irtibata geçtiğini fakat davalının yine sorunu gidermediğini, müvekkil şirketin davalının sorumluluklarını yerine getirmemesi nedeniyle ———- ünvanlı bir firmadan danışmanlık hizmeti almak zorunda kaldığını, davalının arıtma tesisini yarım bırakması nedeniyle tesisi işler hale getirebilmek için —- denetiminde bazı işlemler yapıldığını, bu işlemler için ödenen bedelin 20.650 Euro+8.274 TL olduğunu, müvekkil ile davalı arasında yapılan görüşmelerde davalının bu masrafı karşılayacağını bildirdiklerini ancak müvekkil şirketin yetkilileri davalıdan kaynaklanan nedenlerle yapmış olduğu ilave masrafların karşılanmasını beklerken kendisi hakkında ——- sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını öğrendiğini, müvekkilinin borcunun olmadığını beyan ederek borçlu olmadığının tespitine, takibin kötü niyetli ve haksız olması sebebiyle davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili ile davacı arasında satım sözleşmesi ile taraflar arasında satışa konu olan atık su arıtma tesisi kurulması konusunda müvekkiline müracaat ettiğini, müvekkilin davacının bulunduğu adrese söz konusu su arıtma sistemi sözleşme şartlarına uygun olarak zamanında kurduğunu, çalıştırıp eğitimini de vererek çalışır hale getirdiğini, tesisin sorunsuz çalıştığını, davacının arıtılan sudan memnun kaldığını, tesise mevcutta olan ilave makine gruplarını da bağlayarak arıtma tesisinin kapasitesinin ——– zorladığını, kapasite artımından müvekkil firmanın haberinin olmadığını, davacının müvekkili firmaya arıtma tesisinde sorun var demesi üzerine müvekkilinin derhal teknik ekibini tesise gönderdiğini, yerinde yapılan gözlemler neticesinde tesisin kapasitesinin çok üstünde kullanılmaya çalışıldığının gözlendiğini, kapasitenin tam olarak tespit edilmesi için ————arıtma tesisine gelen suyun debisinin firma yetkilileri eşliğinde ölçüldüğünü, ölçüm neticesinde suyun debisinin 16lt/sn=57.6m3/sa olduğunun görüldüğünü, debinin normalde 8.3m3/sa olması gerektiğini, kapasitenin 7 katına çıktığı bu yüzden de tesisin bu kapasiteyi kaldıramayacağı ilave ekipman ve sistemin gerekli olduğu müvekkilin olan firma etkililerine bilgi vermiş olup ilave yapılacak işlemleri için bir bedelin çıkacağının söylendiğini, davacının müvekkili şirketin rızasını almadan tesise müdahale ettiğini, kendince ilaveler yaptığını, bu sorunu da müvekkili şirkete aitmiş gibi davranarak yapması gereken ödemelerin de hiçbirini yapmadığını, müvekkili ile akdedilen sözleşmelerin eksiksiz olarak müvekkili tarafından yapıldığını, fabrikanın kendi ihtiyacının artması nedeniyle ilave gider yapmasının kendi sorumluluğunda olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce——–sayılı takip dosyasının incelenmesinde davalı tarafın davacıdan alacaklı olarak faturaya dayalı ilamsız takip başlattığı, ödeme emrinin 16.09.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun süresinde borca itiraz etmediği görülmüştür.
Mahkememizce ———- talimat sayılı dosyası ile aldırılan mali müşavir bilirkişi raporuna göre davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesinde davalı tarafa takip miktarı kadar borcu olduğu tespit edilmiştir.Mahkememizce yapılan yargılama sonunda davacı tarafın 30.09.2015 tarihinde dava dışı ——– kapasite artışı yaptırdığı, dava dışı ——— davalı tarafın yaptığı işin ayıplı olduğunu 30.09.2015 tarihinde öğrendiği, T.T.K.’ya göre tacir olan davacı tarafın ayıp ihbarında bulunmadığı ayrıca ticari defterlerine borç kaydettiği davalı taraf faturalarına da itiraz etmediği, mali müşavir bilirkişi raporuna göre kendi ticari defter kayıtlarına göre davalı tarafa borçlu olduğu anlaşıldığından davacının davasının reddine karar verilmiş, verilen kararın istinaf edilmesi üzerine ———- ve Karar sayılı “Dosya kapsamı değerlendirildiğinde, her ne kadar mahkemece yukarıda özetlendiği üzere davacı tarafça süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı ve defterlerine kaydettiği davalı faturalarını itiraz etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, taraflar arasında imzalanan davaya konu 26/10/2013 tarihli sözleşmenin 4. Maddesine göre, sözleşme kapsamındaki cihazın, satış tarihinden itibaren 2 (iki) yıl süreyle malzeme ve işçilik hatalarına karşı ana satıcı firma ———-garantisinde bulunmakta olduğu, davaya konu takip tarihi olan ——–dava tarihi göz önünde bulundurulduğunda sözleşme tarihi dikkate alındığında dahi 2 yıllık garanti süresinin henüz dolmamış olduğu, ——— da belirtildiği üzere söz konusu garanti süresinin ayıp ihbar süresini de uzatmış sayılacağı ve iş sahibinin garanti süresi boyunca ayrıca bir ayıp ihbarında bulunma yükümlülüğünün olmadığı, davalı yüklenicinin faturalarının itiraz edilmeksizin davacı iş sahibinin defterlerine kaydedilmiş olmasının sadece eser sözleşmesine konu iş bedeli bakiye alacağının miktarı bakımından davacı açısından bir bağlayıcılık arz edeceği, bu durumun davacının ayıp kapsamında davalıdan talepte bulunmasına engel teşkil etmeyeceği, buna göre mahkemece bu hususlar göz önünde bulundurularak davanın esası hakkında bir değerlendirme yapılması gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmıştır. ” kararı ile Mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce istinaf ilamında belirtilen ayıba ilişkin olarak davanın esası hakkında değerlendirme yapılması ve bu yönde daha önce rapor sunan bilirkişi heyetinden ek rapor alınması düşünülmüş olmakla birlikte daha önce rapor sunan bilirkişilerin bilirkişi listesinde yer almamaları sebebi ile dosyanın mahkememizce seçilecek Çevre Mühendisi ve İnşaat Mühendisi bilirkişi heyetine tevdii ile sözleşme kapsamındaki atık su arıtma tesisi yapımı işinin sözleşmedeki bedelinin ne olduğu ile ayıplı olması halinde ayıbın niteliği, miktarı veya yapılan işe oranına ilişkin değerlendirme yapılarak bu hususta daha önce kök rapor ve ek raporlar da dikkate alınarak rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş , alınan —– tarihli bilirkişi heyeti raporunda —– hazırladığı çizelgede—– ortalama günlük su tüketiminin 526 m3/gün olmasına rağmen—— olarak belirlediği ve —- olasılığını da dikkate almadığı, ————kapasite artışı dikkate alınarak debi hesabı yapılması gerektiği, davacı—– sorun yaşayarak davalı —- sahaya davet etmesi üzerine 06.05.2014 tarihinde tarafların birlikte —- kullanım tespit edildiği, 150 m3/Gün den daha yüksek kullanıma neden olan —– tarihinden sonra alındığına dair faturaların dosyaya sunulduğu, — tarihinde tespit edilen ————- yeni alınan makinelerden önce gerçekleştiği ve bunun Proje debisi hesaplanırken dikkate alınması gerektiği, istinaf ilamında belirtilen ; 2 yıllık garanti süresinin henüz dolmamış olması nedeniyle davacının ayıp kapsamında davalıdan talepte bulunmasına engel bir durumun olmadığı, sözleşme kapsamındaki atık su arıtma tesisi yapımı işinin sözleşmedeki bedelinin; İnşaat ve Proje onay harcı hariç yerine teslim fiyatının 50.000 Euro+KDV olduğu, sistemde yapılan revizyonların 1.Fatura 27.09.2014 tarihli 17.500,00 Euro+KDV, 2.Fatura 21.11.2014 tarihli 7.013,00 TL+KDV(2.505,00 Euro) olmak üzere toplam 20.005 Euro+KDV olduğu, dava konusu döneme ait bir “Kapasite Artışı” olduğu tarafların tuttuğu 06.05.2014 tarihli tutanakta kaydedildiği,—- firmasının ——- proje debisini tayin ederken,yönetmelikte yer alan olası kapasite artışını dikkate aldığına dair bir rapor vb bulunmadığı, bu durumda davalı —- bahsedilebileceği, 06.05.2014 tarihinden sonra — firması tarafından sistemde revizyon yapılarak kapasite artırıldığı ve 3 adet—–makinesi satın alındığı, “——- atıksu arıtma tesisi tasarımında hatalı olduğu, debinin olması gerekenin çok altında bir değer alındığı, tasarım yapılırken —– uygun hareket etmediği kanısına varan ——— Rapora katılındığı bildirilmiştir. Dava, İ.İ.K. 72. Maddesine istinaden icradan sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Tüm dosya kapsamına göre taraflar arasında 26.10.2013 tarihli satış sözleşmesi ile atık su arıtma malzemeleri satışı ile atık su arıtma sisteminin montajı konusunda anlaşma bulunduğu , taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu, TBK’nın 475. maddesine göre eserin , iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme ve tazminat isteme hakkı bulunduğu, davacının, davalının atık su arıtma montajını sözleşmedeki taahhüdüne uygun olmadığını, ayıplı montaj yapıldığını iddia ettiği, davalının ise 26.10.2013 tarihli sözleşmeye uygun su arıtma tesisini kurup, teslim ettiklerini, davacının montajdan sonra kapasite artırdığını, kapasite artışını başka firmaya yaptırdığını ve alacaklarının ödenmediğini savunduğu , istinaf ilamından önce alınan bilirkişi heyeti raporunda davacı şirketin yeni makine, ekipman ilavesini ve kapasite artışını debi ölçümü yapılan 06.05.2014 tarihinden sonra yaptığını belgelerle ispat etmesi halinde arıtma tesisinde oluşan sorunların davalı şirketin hatasından kaynaklandığının anlaşılacağının bildirildiği , istinaf ilamından sonra alınan bilirkişi heyeti raporunda da 06.05.2014 tarihinde tarafların birlikte “debi” ölçümü yapıp “kapasite üzerinde” kullanım tespit edildiğinin, 150 m3/Gün den daha yüksek kullanıma neden olan 3 adet ——- tarihinden sonra alındığına dair faturaların dosyaya sunulduğunun, 06.05.2014 tarihinde tespit edilen “kapasite artışı”nın yeni alınan makinelerden önce gerçekleştiğinin ve bunun proje debisi hesaplanırken dikkate alınması gerektiğinin, davalı şirketin 150 m3/gün atıksu proje debisini tayin ederken yönetmelikte yer alan olası kapasite artışını dikkate aldığına dair bir raporu bulunmadığının, davalı şirketin atıksu arıtma tesisi tasarımında hatalı olduğunun, tasarım yapılırken —–hükümlerine uygun hareket etmediğinin bildirildiği , Mahkememizce aldırılan bilirkişi heyeti raporlarının birbiriyle örtüştüğü , atıksu arıtma sisteminde yapılan revizyonların bedelinin–olduğu, buna göre davacının, davalının hatalı tasarımla yaptığı atıksu arıtma sistemi nedeniyle —— icra takibine konu edilen bakiye iş bedelinden sorumluluğunun bulunmadığı anlaşıldığından davanın kabulü ile——- dosyası yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının kötüniyeti ispatlanmadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KABULÜ ile,
———–sayılı takip dosyası yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 1.524,31 TLnin harçtan davanın başında alınan 381,08 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye kalan 1.143,23 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına
4-Davacı tarafça yapılan 2 adet tebligat gideri 63,00 TL, 2 adet müzekkere gideri 18,00 TL, posta masrafı 146,00 TL,9 adet e tebligat gideri 69,50 TL, ilk bilirkişi heyet ücreti 2.250 TL, araç ücreti 100,00 TL, talimat masrafı 84,00 TL, keşif harcı 221,80 TL, dosya masrafı 18,00 TL, ikinci bilirkişi heyet ücreti 4.000 TL olmak üzere toplam 6.970,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca 9.200 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı ve davalı tarafça yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
7-Davacı tarafça yatırılan başvurma harcı 27,70 TL, peşin maktu harç 381,08 TL olmak üzere toplam 408,78 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına , davacı tarafça ihtiyati tedbirin uygulanması için yatırılan teminatın İİK 72/5. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine
9-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile—— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/06/2023