Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/856 E. 2023/609 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/625
KARAR NO:2023/580
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/08/2022
KARAR TARİHİ: 05/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili 26.08.2022 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, bu ilişki çerçevesinde müvekkili şirketin davalı tarafa faturada belirtilen tüm kitapları sattığını, davalı şirketinde müvekkili şirketten satın almış olduğu kitapları ——— yılında okuttuğunu, müvekkili şirketin edimini yerine getirdiğini, bu doğrultuda talep edilen tüm kitapları süresinde eksiksiz olarak davalı şirkete teslim ettiğini, buna karşılık davalı tarafın mutabık kalınan hususlara riayet etmeyerek borcunu ödemediğini, davalının cari hesap ekstresinde görülen 2.641.687,92 TL bakiye borcunu ödememesi üzerine davalı borçlu aleyhine ——sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın haksız bir şekilde takibe ve tüm ferilerine itiraz ederek takibin durduğunu, davalı borçlunun yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu, bu nedenle iptali gerektiğini belirterek davalı borçlunun ——- sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile talep edilen faiz ile birlikte takibin devamına, kötü niyetle itiraz yapan davalının % 20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili —- tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ———markasının sahibi olduğunu, ülkede birçok kampüsü ve yüzlerce öğrencisi ile eğitim alanında hizmet verdiğini, müvekkili şirketin davacı tarafından yapılan ilamsız icra takibine itirazının yerinde olduğunu, zira davacının hiçbir alacağının bulunmadığını, davacı tarafın işbu dosyaya sunmuş olduğu delillerin iddiasını ispatlayamadığını, müvekkili şirketin takibe konu tutarda borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin ticari kayıtları incelendiğinde davacının herhangi bir alacağının bulunmadığının ispat edileceğini, davacının dava dilekçesi ile iddia ettiği şekilde ürün satışı gerçekleştirdiğini ve ödemenin yapılmadığını ispat edemediğini, davacının iddia ettiği ticari satım ilişkisine ait sözleşme aslını dahi ibraz edemediğini, davacının dava dilekçesi incelendiğinde dava dilekçesi ekinde cari hesap özeti ve düzenlemiş olduğu faturayı alacağın ispatı olarak sunduğunun görüldüğünü, ancak davacı tarafından fatura düzenlenmiş olmasının hiçbir suretle alacağın ispatı niteliği taşımadığını, zira bu hususta çeşitli —— kararları bulunduğunu, delil olarak sunulduğu beyan edilen şirket kayıtlarını içeren ticari defter kayıtları ve mail yazışmalarının taraflarına tebliğ edilmediğini, davacının icra inkar tazminatı taleplerinin de reddi gerektiğini belirterek fazlaya dair her türlü dava ve talep etme hakları saklı kalmak kaydıyla haksız davanın reddine, davacı tarafından talep edilen haksız ve hukuka aykırı kötü niyet tazminatı talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap alacağının tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, İİK’nun 67 ve devamı maddelerine dayanmaktadır.
Davaya konu edilen ——- sayılı takip dosyasının celp olunarak yapılan incelenmesinde; dosyamız davacısı tarafından dosyamız davalısı aleyhine cari hesap alacağı açıklaması ile 2.641.687,92 TL alacağın tahsili için genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, davalının yasal süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durduğu görülmüştür.Tarafların tüm delilleri celp olunarak dava dosyası ile taraf şirketlere ait tüm ticari defter kayıt ve dayanak belgeleri üzerinde mali bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır. Alınan raporun dosyadaki verilere uygun, gerekçeli ve denetime açık bulunduğu görülmekle hükme esas alınmıştır.Tarafların celp olunan —- formlarının incelenmesinde davacı şirketin—— yılında davalı şirkete —–tutarında mal ve hizmet sattığını bildirdiği, davalı şirketin de —– yılında davacı şirketten ——- tutarında mal ve hizmet aldığını —-beyan ettiği görülmekle davalı tarafın davacı tarafından düzenlenen—- yılına ilişkin tüm mal ve hizmet faturalarını kabul ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
Mali bilirkişi aracılığı ile tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen raporda; davacı tarafın —– yıllarına ilişkin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davalı tarafın da ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu sahibi lehine delil niteliği taşıdığı davacının incelenen defterlerine göre davalı ile olan ticari ilişkisinin —– yılında başladığı, düzenlediği faturalar ve davalı tarafın yaptığı ödemelerin kayıtlanması sonucunda 04.02.2022 tarihi itibari ile 2.641.687,92 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu ve bu miktar üzerinden 18.05.2022 tarihinde takibe geçtiği, davalı şirketin incelenen ticari defter kayıtlarındaki tek farkın davalı tarafından davacı borcuna 28.01.2022 tarihinde kaydedilen davalının 309.050,00 TL bedelli iade faturası olduğunun tespit edildiği, ancak bu faturanın davalı tarafça dosyaya ibraz edilemediği bildirilmiştir.
Mali bilirkişi tarafından taraf şirketlerin ticari defter kayıtları arasındaki farkı oluşturan 309.050,00 TL lik iade faturasının dosyaya sunulamadığı gibi e fatura ortamında davacı tarafa tebliğ edilmediği gibi davalının celp olunan —- davacı tarafça düzenlenen tüm faturaların vergi dairesine bildirilmiş olması nedeni ile bu fatura uyarınca borçlu olmadığı yönündeki savunmaya mahkememizce itibar edilmemiştir.
Yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamındaki tüm deliller, tarafların —– bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki ticari ilişki uyarınca davacı tarafça düzenlenen tüm faturaların davalı tarafından kabul edildiği, ticari defterlerin kayıtlarının iade faturası dışında birbirini doğruladığı, iade faturasının davacı tarafa tebliğ edildiği hususunun ispatlanamadığı dolayısıyla takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 2.641.687,97 TL alacağı bulunduğu, davacının takip tarihinden itibaren asıl alacak için yıllık %15,75 oranında avans faizi uygulanmasını talep edebileceği sonuçlarına ulaşılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi açıklandığı üzere;
1.Davanın KABULÜ ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile; davalının———– sayılı takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ ile takibin devamına ayrıca takip tarihinden itibaren asıl alacak yönünden değişir oranlı avans faizi uygulanmasına ancak avans faiz oranı yıllık %15,75 i aştığında talep gibi yıllık %15,75 oranının esas alınmasına,
2-Hükmolunan asıl alacak bilinir ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında 528.337,58 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Başlangıçta peşin olarak alınan 31.904,99 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 13.208,44 TL’nin, alınması gerekli olan 180.453,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 135.340,27 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Arabuluculuk aşamasında ——- tarafından ödenen arabulucu ücreti 1.560,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 80,70 TL, peşin harç 31.904,99 TL, posta ve tebligat gideri 527,00 TL, bilirkişi ücreti 5.000,00 TL olmak üzere toplam 37.512,69 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 230.250,64 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/07/2023