Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/809 E. 2023/89 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/809
KARAR NO: 2023/89
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/11/2015
KARAR TARİHİ: 26/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu—— havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili —-asıl borçlu, dava dışı 3. Kişi—-kefil olduğu —– bedelli — adet senedin şahitler—— senet tanzim tarihi olan ——- verilmiş, ——-anlaşmasıyla —–teslim edildiğini, davalı tarafın müvekkil ve kefil tarafından kendisine ıslak imzasıyla teslim edilen —- tarihli senedin zorunlu unsuru olan tanzim tarihini sahtelemek kast ve saikiyle —– olarak sahteleyip yani senedin verildiği tarihteki tanzim tarihinin son rakamı olan —– rakamı olarak sahtelemek suretiyle senedi tahrif ettiğini, davalı tarafın senedin keşide tarihi olan —– olarak sahteledikten sonra senedin ödeme gününü anlaşmalara ve daha da ötesi müvekkil ve kefilin iradesine aykırı şekilde —- yazdığını, bununla da yetinmemiş senedin veriliş gayesini nakden şeklinde değiştirerek senedi tahrif etmek suretiyle sahtelediğini, davalı —-bu bonoyu —– İş sayılı dosyasına sunarak sahte ve tahrif edilmiş bono üzerinden —– tarihinde ihtiyati haciz kararı alındığını, aldığı bu kararı uygulamak için de davaya konu —–sayılı dosyasının işleme konulup esas takibe geçtiğini, davalı tarafın esas takibe geçtiği —- tarihinde ihtiyati haciz kararını tatbik ederek müvekkilin tüm mal varlığına haciz uygulandığını, müvekkil hakkında icra takibi başlatıldığını —- tarihinde gıyabında ihtiyaten yapılan menkul haczi ile öğrenmiş ödeme emrinin ve senet fotokopisinin —- tarihinde kendisine ulaşmasına müteakip taraflarınca aynı gün ——– sayılı dava dosyası ile senedin teminat senedi olduğundan bahisle takibin iptalinin talep edildiğini, mahkeme kararının taraflarınca temyiz edildiğini beyan etmiş, sonuç olarak öncelikle davalının davaya konu bonoyu sahtelemek suretiyle icra takibine konu ettiği yaklaşık delil ilkesi uyarınca sabit olmakla ve yine tedbir kararı verilmemesi halinde telafisi güç hatta imkansız sonuçlardan ötürü davacı müvekkilin zarara uğrayacağı açıkça anlaşıldığından mahkemece yapılacak tensip incelemesi esnasında takdiren teminatsız veya uygun bir teminat mukabilinde davaya konu —– dosyasının yargılama kesin hükümle sonuçlanıncaya kadar satış işlemleri dahil durdurulmasını, bu konuda esas takip dosyası olan—– dosyası ile bu dosyaya bağlı olarak gayrimenkul satışı için yürütülen —– numaralı dosyasına yazı yazılmasını, yapılacak sorgulama sonucunda menfi tespit davalarının kabulü ile müvekkil —– sayılı takip dosyasından ve icra dosyasına konu sahte senetten ötürü borcu olmadığının tespitini, ——- takip dosyasından ve icra dosyasına konu sahte senedin iptalini, icra iflas kanununun 72. Maddesi delaletiyle haksız ve kötü niyetli icra takibi başlatan davalının %20’den aşağı olmamak üzere takip asıl alacak üzerinden hesaplanacak kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu—— tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının, haksız ve mesnetsiz, hukuki dayanaktan yoksun, alacağı sürüncemede bırakmak amaçlı ve kötü niyetli davasının tüm yönleriyle reddine, davacının icra takip miktarının %20’sinden aşağı olmak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç ve masraflarıyla birlikte vekalet ücretin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu ——- havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçemizde belirtildiği hususlar doğrultusunda davanın kabulüne, davalının %20 den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
—– Esas sayılı dosyası ile davalı — davacıların murisi —— kefil aleyhine icra takibi başlatmıştır.
——sayılı dosyası ile takibin iptali davasının incelenmesinde davacı taraf satış sözleşmesi ve iş yeri devir sözleşmesi devir sözleşmesi ibraz etmiş olup, söz konusu sözleşmenin incelenmesinde takibe konu senede atıf yapılmadığı görülmüş olup, takibe konu senet zorunlu unsurları taşıdığından teminat senedi olduğu ispatlanamadığından borcun ödendiği de davacı tarafça yazılı delil ile ispatlanamadığından davanın reddine karar verildiği, kararın kesinleştiği görülmüştür.
——sayılı ceza dosyasının incelenmesinde, davalı hakkında resmi belgecilik hakkında açılan kamu davasında beraat kararı verildiği, kararın kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda davacılar tarafından davaya konu bono senet üzerinde sahtelik iddiası ile bono senedin teminat olarak verildiği ileri sürülmüş ise de —- sayılı takibin iptali davasında dava konusu bono senedin unsurlarının tam olduğu, teminat senedi olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verildiği, davalı aleyhine açılan —– sayılı dosyası ile beraatine karar verildiği, davacılar tarafından takibe ve davaya konu bono senedin teminat olarak verildiğinin senet metninden ve senet arkasındaki yazılı belgeden anlaşılamadığı, davacılar tarafından senedin teminat olarak verildiğinin ispatlanamadığı, bono senedin davacılar tarafından ödendiğinin yazılı olarak ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş, verilen kararın istinaf edilmesi üzerine ——Davacı “Bononun vade tarihi ve ihdas nedeni boş olarak düzenlendiği, daha sonra vade tarihinin ve nakden ibaresinin davalı tarafından doldurulduğu” ileri sürülmüş ise de; açık bono düzenlenmesi yasaya aykırı olmadığından vade tarihi boş olarak imzalanan bononun vade tarihinin sonradan yazılması mümkündür. Yazılan vade tarihinin ve ihdas nedeninin anlaşmaya aykırı doldurulduğu hususu ise bono miktarı dikkate alındığında ancak yazılı belgeyle kanıtlanabilir. Davacı tarafça bu yönde bir delil sunulmadığından davacının bu yöndeki iddiası yerinde görülmemiştir. Davacı tarafça—– tarihinde düzenlenmesine karşın davalı tarafından düzenleme tarihinin —- iddia edilerek bononun kambiyo senedi niteliğinin bulunmadığı ileri sürülmüştür. Olay nedeniyle açıldığı anlaşılan——– dosyasında yaptırılan bilirkişi incelemesi ile bononun tanzim tarihinin iddia edilen şekilde sonradan değiştirildiği sabittir. TTK 748/1.maddesindeki “Bir poliçe metni değiştirildiği takdirde, değiştirmeden sonra poliçe üzerine imza koymuş olan kişiler, değişmiş metne ve ondan önce imzasını koyanlar ise eski metne göre sorumlu olurlar.” hükmü gereğince davacının imza koyduğu tarihteki senet metnine göre sorumlu olacağı; buna göre tanzim tarihindeki değişiklik iddiasının sonuca etkili olmadığı anlaşıldığından, davacının bu yöndeki istinaf istemi yerinde değildir. İlk derece mahkemesi tarafından “Davacının bononun teminat olarak verildiği iddia edilmesine karşın teminat olarak verildiğine dair hiçbir delil ibraz edilmediği” gerekçesiyle karar verilmiş ise de; davacı tarafça “Davaya konu bononun iş yeri devir anlaşması kapsamında davalının bira firmasına ödemek zorunda kalabileceği parasal yükümlülükleri temin amacıyla verildiğinin, bononun bu şekilde teminat amacıyla verildiğinin bononun ilk halinde arka yüzünde yazılı olduğunun, ceza dosyasında ıslak imzalı belge aslının bulunduğunun” ileri sürülmesi karşısında mahkemece anılan belge aslı celp edildikten ve gerektiğinde davalının isticvabı ile belgenin doğruluğu tartışıldıktan sonra karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olduğundan…” kararı ile Mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce tensip zaptı ile—-Mahkemesi kararının kesin olması, davanın basit yargılama usulüne tabi olması ve usul ekonomisi nedeniyle istinaf kararı doğrultusunda —-müzekkere yazılarak ——- sayılı dosyasında bulunan bono aslının istenilmesine karar verilmiş olup, ilgili belge aslı yazı işleri müdürlüğü kasasına alınmıştır.
Mahkememizce istinaf kararı doğrultusunda davalının isticvabına karar verilmiş olup, davalı katıldığı —– tarihli duruşmada —- olduğunuz “bu senet —– verilmiş başka bir yere kullanılamaz” ifadeli ve altında ——-yazısı bana ait değil altındaki imza ise benim imzama benzemektedir ancak bu imzayı atıp atmadığımı hatırlamıyorum. Fakat ben böyle bir yazının altına imza atmam. Biz bu hususta —- de kaç defa sorduk. Onlar da böyle bir senet olmadığını söylediler. Şahit olarak yazılan —– tanıyorum. Diğer tanık —- tanımıyorum. Bunları kendileri yazmış olabilirler. Ayrıca yazının sağ üst köşesindeki —— tarihi yazısı da bana ait değildir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Tüm dosya kapsamına göre davacı tarafça davaya konu bononun iş yeri devir anlaşması kapsamında davalının bira firmasına ödemek zorunda kalabileceği parasal yükümlülükleri temin amacıyla verildiğinin -teminat amacıyla- ve bononun ilk halinde bu hususun arka yüzünde yazılı olduğunun ileri sürüldüğü, belge aslının —– getirtilerek davalının, isticvap edilmesi üzerine, belgedeki imzanın kendi imzasına benzediği ancak bu imzayı atıp atmadığını hatırlamadığı şeklinde beyanda bulunduğu, —-yapılan yargılamada bu belge aslı üzerinde yapılan incelemede —– tarihli raporu ile belgedeki — yazısı altında—- atfen atılı imzaların —- eli ürünü olduğunun, yazıların ise —– eli ürünü olmadığının tespit edildiği, istinaf edilerek kesinleşen ceza mahkemesi kararı doğrultusunda Mahkememizce söz konusu belge aslı üzerinden yeniden imza incelemesi yapılmadığı, bu haliyle davaya konu bononun teminat amacıyla verildiği yazılı olan belgenin doğruluğu sabit olduğundan davacıların murisi ——-sayılı takip dosyasına konu senetten ötürü borçlu olmadığının tespitine, kambiyo hukuku ve ciro silsilesi çerçevesinde geçerli olduğu anlaşılan senedin/ bononun iptali yönündeki talebin reddine (bu talebin menfi tespit isteminden bağımsız bir talep olmadığı dikkate alındığında davanın kısmen kabulüne karar verilmesini gerektirmediği ayrıca bu talebin reddi nedeniyle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği) senette/bonoda keşide tarihinin yazılı olduğu kısımda tahrifat yapıldığı sabit olmakla davalının, davacıların murisi —- aleyhine başlattığı takipte haksız ve kötüniyetli olduğundan asıl alacağın %20’si oranında —— tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KABULÜNE,
Davaya devam eden davacıların murisi ——–sayılı takip dosyasına konu senetten ötürü borçlu olmadığının tespitine, senedin iptali talebinin reddine,
2-Asıl alacağın %20’si oranında 5.416,40 TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Alınması gereken 1.881,34 TL harçtan davanın başında alınan 470,34 TL peşin nispi harcın mahsubuyla bakiye kalan 1.411 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan başvurma harcı 27,70 TL, peşin harç 470,34 TL olmak üzere toplam 498,04 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca 9.200 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılan 5 adet tebligat gideri 63,00 TL, posta gideri 115,50 TL, 2 adet e-tebligat gideri 9,00 TL olmak üzere toplam 187,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
8-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Mahkememizce icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin verilen tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına, davacı tarafça ihtiyati tedbir kararı için yatırılan teminatın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı vekilinin, davalı asilin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/01/2023