Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/8 E. 2022/219 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/8
KARAR NO : 2022/219

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/01/2022
KARAR TARİHİ : 24/03/2022

DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu 05/01/2022 tevzi tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalı arasında ticari ilişkiye dayalı faturalardan kaynaklı icra takibi başlatılmış olup icra takibini başlatıldıktan sonra davalı-borçlu asıl alacağı ödemiş olup; vekalet ücreti, masraflar ve ferileri olan 869,00 TL’yi ödemediğini, davalı borçlu tarafından kötü niyetle icra takibine itiraz edilmiş olup, icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulduğunu, arabuluculuk görüşmeleri yapıldığını fakat anlaşamama tutanağı hazırlandığını, davalının itirazının haksız olup, icra dosyasını sürüncemede bırakmak amacıyla kötü niyetle yapıldığını, borçlunun yaptığı itiraz üzerine takip durduğundan, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesinin gerektiğini beyan etmiş, —— itirazın iptali ile takibin işlemiş ve işleyecek faiz ve masraflarıyla birlikte devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına ve kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ile arabuluculuk ve dava vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili mahkememize sunduğu 11/02/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle: Müvekkil şirket ile davacı şirket arasında süre gelen bir ticari ilişki olduğunu, müvekkil —- tarihinde davacı şirketten —n almış ve ödemenin iki taksit halinde yapılması konusunda anlaşıldığını, — gerçekleşmiş ikinci taksit ödemesi de —- —- ödeme emri ekte —- kayıtlarında da görüleceği üzere — müdürlüğüne—– müvekkil tarafından ödeme emri henüz tebliğ alınmadan ve hatta daha —- edilmeden önce ödendiğini, müvekkil şirketin ödeme yaptığı 08.11.2021 tarihinde kendisine açılmış bir icra takibi olduğunun bilgisine sahip olmadığı gibi bilebilecek bir konumda da olmadığını, ödeme yapıldıktan 4 gün sonra hali hazırda ödemesi gerçekleştirilen konuya ilişkin bir ödeme emri müvekkile ulaşmış ve müvekkil şirketin de borca itiraz ettiğini, davacı tarafça dava dilekçesinde belirtildiğinin aksine müvekkilin ödeme emrine itirazı kötü niyetli olmadığını, zira müvekkilin henüz ödeme emrinden haberdar değilken ödeme yapmış ve söz konusu borcun ortadan kalktığını, ödeme emrinin müvekkile tebliğ edilmediğinden icra takibine konu feri alacakların doğmadığını beyan etmiş, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
—–sayılı takip dosyası —-
—– tarihli müzekkere cevabı— kayıtları),
——- tarihli müzekkere cevabı — kayıtları),
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İcra takibi başladıktan sonra borçlu tarafından asıl alacağın ödenip, asıl alacağın fer’ileri, vekalet ücreti ve icra masraflarının ödenmemesinden kaynaklanan alacağa istinaden açılan itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, takibe konu fatura bedelinin ödendiği hususunda ihtilaf bulunmadığı, davacı tarafından takibe konu edilen fatura bedelinin davalı tarafından icra takibi başladıktan sonra, ödeme emri tebliğinden önce ödenmesi nedeni ile davacı tarafın icra masrafı ve icra vekalet ücreti yönünden talebinin yerinde olup olmadığı, alacağın miktarı, faiz ve oranı, icra inkar ve kötü niyet tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarındadır.
Tarafların dilekçelerinde bildirdikleri delilleri toplanmıştır.
—-Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde: Ödeme emrinin — tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından— tarihinde cari hesap ödemesinin yapıldığı — süresinde borca itiraz dilekçesi verildiği, icra dairesince takibin durdurulduğu, dosyada gider avansı bulunmadığından borca itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edilmediği, öğrenme tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürede itirazın iptali davasının açıldığı tespit edilmiştir.
Dosyada mevcut tüm deliller hep birlikte değerlendirildiğinde:
Takibe dayanak fatura/cari hesap alacağı yönünden takip tarihinden önce davalı şirketin TBK 117. Maddesine göre temerrüde düşürüldüğüne dair dosyada somut belge sunulmadığı, takip tarihi itibari ile fatura/cari hesap alacağının muaccel olmadığı, takip talebine istinaden davalı tarafa tebliğe çıkartılan ödeme emri tebliğ edilmeden davalı şirket tarafından asıl alacak miktarının ödendiğinin davacı şirketin kabulünde olduğu, davalı şirket tarafından ödeme emri tebliğinden önce asıl alacak miktarının ödendiği anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Başlangıçta harç peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Arabuluculuk aşamasında—- ödenen arabulucu ücreti 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,

4-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan— ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.