Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/783 E. 2023/64 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/783 Esas
KARAR NO : 2023/64

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2022
KARAR TARİHİ : 24/01/2023
DAVA:
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 12/10/2022 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; 21.02.2020 tarihinde sürücü —–idaresindeki —– plakalı araç ile —– plakalı davalı sigorta şirketinin kasko sigortalısı arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, söz konusu kazada ——plakalı aracın kusurlu olduğunu, müvekkilin ise işbu kazada kusuru bulunmadığını, müvekkilin alacağını zamanında tahsil edememesinden kaynaklanan belirsiz olan munzam zararının şimdilik 500,00 TL’sinin davalıdan avans faizi ile tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 04/11/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: uyuşmazlığın davacının iddia ettiği gibi trafik sigortası kaynaklı değil,——numaralı bireysel genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigorta teminatı altına alınmış olan——plakalı aracın karıştığı kaza sonrası oluştuğu iddia edilen munzam zarar ile ilişkili olduğunu, davacının talepleri haksız ve mesnetsiz olup reddi gerektiğini, söz konusu hasar sonucu davacının aracında meydana gelen hasar bedelinin tazmini talepli müvekkil şirkete ihbar yapıldığını ve söz konusu ihbar üzerine müvekkil şirket nezdinde —— ve ——-numaralı hasar dosyaları açıldığını ve —– kararına göre ödemelerin de yapıldığını, ardından munzam zarar talebine ilişkin ——nolu hasar dosyası açıldığını ve dosya ile ilgili olarak şu tespitler yapıldığını, başvuru tarihi itibariyle davanın zamanaşımına uğradığını, davanın usulden ve esastan reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu:Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde sigorta tahkim komisyonu tarafından hükmedilen tazminatın, davalı tarafça geç ödenip ödenmediği, geç ödenmiş ise, davacının TBK’nın 112. Maddesi kapsamında munzam zararının bulunup bulunmadığı noktasındadır.Davanın Hukuki Niteliği: Dava, trafik kazasından kaynaklı tazminatın geç ödendiği iddiasıyla açılan munzam zararın tazmini davasıdır.Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
——davacının tacir kaydı bulunup bulunmadığı sorulmuş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.——müzekkere yazılarak davacının esnaf odası kaydı bulunup bulunmadığı sorulmuş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.
Vergi dairesinden davacının vergi kaydı bulunup bulunmadığı ile varsa vergi beyannamelerinin mahkememize gönderilmesi istenilmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.——- başvuru sayılı dosyası celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2. maddesinde; “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemin ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar. Aynı kanunun 3/1-h maddesinde; “Mal: Alışverişe konu olan ; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi malları, “3/1-k maddesinde, “Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,” hükmünü; aynı kanunun 3/i maddesinde, “Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,” hükmünü; aynı kanunun 3/1-l maddesinde ise, “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve her türlü hukuki işlemi,” ifade ettiği düzenlenmiştir .
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda, tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır.Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nun 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır.Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nun 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda, tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında, Kanunun 83. maddesinde de, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.Tüm dosya kapsamından; davalının davacının kasko sigortacısı olduğu, davacının tacir olmadığı, tüketici olduğu, uyuşmazlığın tüketici işlemi niteliğinde olan kasko sözleşmesinden kaynaklandığı, bu kapsamda TKHK’nın 73 .maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu, mahkememizin görevsiz olduğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli —— Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile——Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.