Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/762 E. 2023/268 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/762
KARAR NO : 2023/268

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2022
KARAR TARİHİ : 29/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 05/10/2022 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ortağı —— ile davalı ve dava dışı —— arasında—–Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün——sicil numarasında kayıtlı bulunan —– hisselerinin müvekkil Şirket ortaklarından ——- lehine devri için 19/06/2020 tarihinde adi yazılı protokol imzaladığını, protokol gereği şirket hisse bedeli olarak müvekkili —– tarafından—– adına ; … adına kayıtlı hesaba, 13.07.2020 tarihinde 560.000-TL, 17.07.2020 tarihinde 409.500-TL, 03.09.2020 tarihinde ise 1.050.000-TL olmak üzere toplam 2.019.500,00-TL ödeme yapıldığını, ilerleyen süreçte devre konu şirket hisselerinin davalı ve ortakları tarafından 3. şahıslara devredildiğinin tespit edildiğini, hisse devri imkansız hale geldiği de nazara alınarak bu defa davalıya ödenen tutarın iadesi davaya konu icra takibi ile talep edilmişse de davalı tarafından 29.06.2022 tarihinde icra dosyasına sunulan; ” Müvekkilin alacaklı görünene hiçbir borcu yoktur. Borcun tamamına, faize, yetkiye, faiz oranına, ve her türlü ferilerine açıkça itiraz ettiğimiz bildirir, itirazımız neticesinde takibin durdurulmasını….tensip ve görüşlerinize arz ederiz” beyanlarını içerir itiraz dilekçesi ile takip dosyasına itiraz edildiğini, —– Arabuluculuk Bürosu nezdinde yürütülen —- başvuru nolu, —— dosya nolu arabuluculuk dosyası nezdinde borçlu ile yapılan arabulucu görüşmelerinde de anlaşma sağlanamamış olduğunu, alacağın tahsili amacıyla iş bu davayı açtıklarını, davalı hesaplarına ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesinin gerektiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin aslında baştan batıl bir sözleşme olduğunu, alacağın likit olduğunu, itirazın kötü niyetli yapıldığını belirterek—— İcra Müdürlüğünün——- Esas sayılı dosyasında vaki itirazın iptaline, mezkur takibin devamına, alacağın en az % 20’si tutarında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili 08/11/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; akdedilen protokole göre davacının hisse bedelinin en geç 10.07.2020 tarihine kadar müvekkili ve dava dışı ——nakit olarak ödemeyi beyan ve taahhüt ettiğini, davacının hisse devir işleminde ön ödeme olarak tesis etmek üzere en geç 22.06.2020 tarihinde 500.000,00 TL kaporayı ödemeyi kabul ettiğini, hisse devir bakiye ücreti olan 22.150.000 TL’nin en geç 10.07.2020 tarihine kadar banka hesabına ödenmemesi halinde imzalanan protokol konusu işlemin taraflar arasında geçersiz hale geleceği, satıcılar müvekkili ve dava dışı —– hisselerini alıcı davacıya devretme yükümlülüğünden kurtulacağını ve kendilerine ödenen kaporayı iade etmeyecekleri alıcı davacı tarafından da beyan kabul ve taahhüt edildiğini, hisse devir işlemine ön ödeme olarak karalaştırılan 500.000,00 TL’nin müvekkili hesabına ödenecek kısmının 22.0.62020 tarihinde ödendiğini, ancak hisse devrinin bakiye tutarının davacı tarafından sözleşmede öngörülen süre içerisinde ödenmediğini, davacıya 13.07.2020 tarihli —-Noterliği’nin ——yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edilerek devir bedelinin 10.07.2020 tarihine kadar ödenerek devrin davacıya yapılması gerektiğinin belirtildiği, ancak davacı ile iletişim kurulamadığının dile getirildiği, devir ve temlik işleminin gerçekleştirilemediğini, protokolün 2 maddesi 7 paragrafı hükmü gereğince 10.07.2020 tarihine kadar bakiye hisse bedellerinin gösterilmiş olan banka hesabına ödenmemiş olması sebebiyle protokol konusu işlemin geçersiz kaldığından müvekkili ve dava dışı —— alıcı davacıya hisselerini devretme işleminden kurtulmuş ve kendilerine ödenmiş olan kaporanın iade edilmeyeceğinin ihtar edildiğini, sebepsiz zenginleşme iddiasına ilişkin olarak protokolün feshini ihbar ettikten sonra kısmi ödemeye itiraz edilmeyerek kabul edildiğine dair davacı taraf beyanının hukuken değeri ve dinlenebilirliğinin olmadığını, davada 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, sebepsiz zenginleşmenin şartlarının oluşmadığını, davacının temerrüdünün açık ve net olarak sabit olduğunu, zararın tazminini gerektiğini, davacının edimini kararlaştırılan tarihte yerine getirmemesinden ve sözleşmenin feshedilmesinden sonra müvekkilinin dava dışı şirkete yapmış olduğu satıştan kaynaklanan farkı ödemeyi sanki müvekkiline fazladan ödeme yapılmış gibi ileri sürmesinin iyi niyetten uzak olduğunu belirterek dayanaktan yoksun davanın reddine, haksız icra takibi nedeniyle % 20 nispetinden kötü niyet tazminatı ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Dava, taraflar arasında akdedilen 16/09/2020 tarihli protokol uyarınca hisse devrine ilişkin olarak davalıya ödenen bedelin iadesi için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, İİK 67 vd.maddelerine dayanmaktadır.
—– Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin —— Esas sayılı dava dosyasının UYAP üzerinden celbolunarak yapılan incelenmesinde; davacısının mahkememiz dosyası davacısı, davalının dava dışı —– olduğu, dava konusu uyuşmazlığın 19/06/2020 tarihli protokol uyarınca hisse devrine ilişkin olarak yapılan ödemenin iadesi için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu ve davanın yargılamasının devam ettiği anlaşılmıştır.HMK.nun 166 maddesi; “(1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir… (4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır. ” şeklinde düzenlenmiştir.Tüm dosya kapsamı incelenip birlikte değerlendirildiğinde; her iki dava dosyasında davacılarının aynı şirket ve davalılarının dava konusu edilen 19/06/2020 tarihli protokolün tarafı oldukları, her iki dava dosyasında da 19/06/2020 tarihli protokol uyarınca hisse devri karşılığı ödenen bedelin iadesinin davalılardan icra takibi yolu ile tahsilinin talep edildiği, dolayısıyla dava dosyaları arasında HMK 166. maddesinde belirtilen hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu, biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte olduğu, bu nedenle davaların birlikte görülmesinde taraflar yönünden hukuki yarar bulunduğu gibi birleştirme kararının usul ekonomisine uygun olacağı kanaatine varılarak iş bu dava dosyasının —–Asliye Ticaret Mahkemesinin—–Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine, yargılamanın bundan sonra —–Asliye Ticaret Mahkemesinin —— Esas sayılı dava dosyası üzerinden yürütülmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1.Mahkememizin işbu dava dosyasının HMK 166/1 maddesi uyarınca aralarındaki hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu anlaşılan —–Asliye Ticaret Mahkemesinin —— Esas sayılı dava dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına,
3-Yargılamanın bundan sonra——Esas sayılı dosyasından devamına,Dair, esas hüküm ile birlikte istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.