Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/754 E. 2023/260 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/754 Esas
KARAR NO: 2023/260
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/10/2022
KARAR TARİHİ: 28/03/2023

DAVA: Davacı vekili 04/10/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasındaki hizmet görme sözleşmesi sebebiyle müvekkili şirketin davalıdan sözleşme gereği borcunu zamanında ödememesi sebebiyle alacağı bulunduğunu, bu alacak sebebiyle müvekkil şirketçe davalı aleyhine ——- Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının işbu icra dosyasına haksız biçimde itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, bu itiraz üzerine taraflarınca zorunlu arabuluculuğa başvurulduğunu, müvekkili şirketin tacir olduğunu, verdiği hizmetin ticari faaliyetinin konusu olduğunu, müvekkili şirketin profesyonel bir yapı yönetim ve işletme şirketi olduğunu, site yönetim ve işletme konusunda uzmanlaştığını, davalı/borçlu yönetim ile müvekkil şirket arasında, çağdaş yönetim hizmetleri sağlanması amacıyla——– hizmetleri vereceğinin ve davalının da bu hizmete karşılık sözleşme gereği bedel ödeyeceğinin düzenlendiği bir hizmet görme sözleşmesi bulunduğunu, müvekkili şirketin muhasebe kayıtlarında ve ekte sunulan cari hesap ekstresinde davalı şirketin geçmiş aylarına ilişkin danışmanlık ve personel maliyetlerine ilişkin faturalar, mutabakat metni , iletim raporu ile % 4 gecikme bedeli toplamı olan —-müvekkili şirkete borçlu olduğunun görülmesine ve bilinmesine rağmen icra takibi öncesi ve sonrasında davalı borçlunun borcunu ödememekte ısrar ettiğini belirterek davanın kabulüne, —– sayılı icra takibi dosyasının, 223.125,25 – TL alacak bakımından itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden, ticari faiz işletilerek devamına, davalının % 20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı ödemesine, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı vekilinin —— tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı/alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde borcun sebebi ve dayanağı bulunmadığını, görülmekte olan itirazın iptali davasının konusunu oluşturan davacı/alacaklı tarafından haksız kazanç elde etmek maksadı ile başlatılmış olan icra takibinde borcun sebebinin belli olmadığını, takibin dayanağının da bulunmadığını, davalı müvekkili site yönetiminin —— yevmiye numaralı ihtarnamesi ile —- tarihinde taraflarca imza altına alınmış olan ——-haklı neden ile fesih ettiğini ve sözleşmenin yenilenmeyeceğini bildirdiğini, ihtarname içeriğinde de belirtildiği üzere, davacının—–sözleşme uyarınca üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini ve site yönetimini ve kat maliklerini zarara uğrattığını, sözleşme uyarınca üzerine düşen hiç bir yükümlülüğü yerine getirmeyen ve sözleşmesi haklı neden ile fesih edilen davacının yönetim firmasına —— tarihinde kendilerine elden teslim edilen ihtarname davalı müvekkil site yönetimince davacı yönetim firmasından fatura alt dökümleri ücret bordroları, personele ödenen maaşların ücret pusulası, sigorta tahakkuk ve hizmet listesi, sigorta ve vergi ödeme tahakkuk ve ödeme dekontlarının teslimi ile müvekkil site yönetimince kullanılan——- programına erişim yetki ve sorumlulukların iadesinin talep edildiğini belirterek davanın görevli mahkemede açılmamış olması sebebi ile öncelikle davanın usulden reddine, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER—- davacının————-celbedilmiştir.
—– esas sayılı icra dosyası —— sistemi üzerinden mahkememize dosyası arasına celbedilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, yönetim hizmet alım sözleşmesine dayalı olarak açılan alacak istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki esasa ilişkin uyuşmazlığın çözümünden önce, davada HMK’nın 355. maddesi gereğince kamu düzeni nedeniyle re’sen dikkate alınması gereken usule ilişkin aykırılıkların mevcut olup olmadığının tespiti gereklidir. Usule ilişkin aykırılıklar konusunda da öncelikli olarak ve mahkemece re’sen dikkate alınması gereken husus ise, mahkemenin görevli olup olmadığı sorunudur. Zira görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınabileceği gibi, taraflarca da davanın her aşamasında ileri sürülebilir.
6502 Sayılı Kanunun 3/1-(k) maddesinde tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi; 3/1-(ı) maddesinde sağlayıcı, kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan veya hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi’; 3/1-(i) maddesinde satıcı, kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan veya mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ve aynı kanunun 3/1-(l) maddesinde tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
Davacı tarafın, davalı site yönetimi ile sitedeki bir takım işlerin yapılması için sözleşme yapıldığı, sözleşmedeki edimlerin tam olarak yerine getirildiği ancak davalı site yönetiminin yapılan işler karşılığında ödemesi gereken bedeli ödememesi sebebi ile icra takibi başlatıldığını iddia ettiği anlaşılmış olmakla , davacı şirket, mesleki ve ticari amaçla hareket eden ve inşaat ve benzeri hizmetleri sunan özel hukuk tüzel kişisi; davalı site yönetimi ise, sitede bulunan bağımsız bölüm maliklerinin menfaatleri için hareket eden ve onları vekaleten temsil eden site yönetimi konumunda olup bu yönü ile tüketici sıfatını haizdir. Buna göre davacı şirket, 6502 sayılı Kanun kapsamında mal ve hizmet satışı sunmakta, davalı site yönetimi ise bağımsız bölüm maliklerinden aldığı yetki ile tüketicilerin vekili sıfatı ile işlem yapmakta olduğundan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemelerinin görevine girdiği kanaatine varılmıştır ——–
Sözleşmenin taraflarından olan davacı takibin başlatıldığı ve davanın açıldığı tarihte yürürlüğe girmiş olan 6502 sayılı TKHK hükümlerine göre, davacı hizmet sağlayıcı, davalı site yönetimi ise tüketici konumundadır. O nedenle, bu Kanun’un 73 ncü maddesi uyarınca davaya bakmaya görevli mahkeme Tüketici Mahkemeleridir. Bu husus kamu düzeninden olduğundan resen gözetilmiştir.
Somut olayda; davacı, davalı siteye verilen yönetim hizmet bedelinin tahsili talebiyle başlatılan takibe itirazın iptalini talep etmiş olup, davalı Site Yönetiminin 6502 sayılı Kanun kapsamında tüketici olduğu, uyuşmazlığın temelinde hizmet sözleşmesi bulunduğu ve taraflar arasındaki sözleşmenin 6502 sayılı Kanun kapsamında tüketici işlemi olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması amacıyla görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur ——

HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli——– Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —- Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/03/2023