Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/689 E. 2023/386 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/689
KARAR NO: 2023/386
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:19/09/2022
KARAR TARİHİ: 09/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle müvekkili nezdinde —– bitiş tarihli, —— bulunan ve davalı —–maliki- işleteni bulunduğu——– plakalı aracın olay yeri terk edildiği için kim olduğu bilinmeyen bir sürücünün sevk ve idaresinde iken 08/06/2021 tarihinde saat 10.50 sıralarında park halindeki ——plakalı araca asli kusuru ile çarparak maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, —— plakalı aracın park halindeyken müvekkili şirket sigortalısı —— plakalı aracın çarpmasıyla kaza gerçekleştiğini, söz konusu kazanın —— tarafından düzenlenen tutanakta park halindeki —- plakalı aracın sağ yan ayna, sağ aka kapı ve sağ arka çamurluk kısımlarında derin çizik ve ezikler olduğunun, sağ yan aynasında kırık olduğunun , bu araca çarpıp kaçan aracın —- plakalı ——olduğunun tespit edildiğini, maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmesinde müvekkili şirket sigortalısı dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışlarda bulunmak suretiyle KTK’nun 52/1-b “Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak”, 84/1-1 “Park için ayrılmış yerlerde veya taşıt yolu dışında kurallara uygun olarak park edilmiş araçlara çarpma” maddelerine aykırı davranmış olup , gerçekleşen kazada asli kusurlu olduğunu, müvekkili sigorta şirketi tarafından—- gereğince—- karar tarihli ve———— plakalı araçta meydana gelen hasar neticesinde ——- İcra Dairesi nezdinde başlatılan icra takibi kapsamında ————-ödemesi yapıldığını , alacaklı müvekkili şirketin ödemiş olduğu hasar bedelleri yönünden davalıya rücu talebinde bulunmuşsa da bu talebe karşı davalı tarafından olumlu bir dönüşte bulunulmadığını, bunun üzerine yasal düzenlemeler gereği yapılan ödemelerin rücuen tahsili amacıyla da davalılar aleyhine———- tutarlı ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafından takibe, borca, faize ve tüm ferilerine itiraz edildiğini, sigortalı aracın sürücüsünün asli kusurlu olmasının, KTK md. 85 gereğince de malik olarak işleten sıfatına sahip olan müvekkili şirket sigortalısının, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olması neticesinde zarara uğrayan karşı araç için yapılan ödemelerin sigortalı davalıya rücu edildiğini, davalının meydana gelen kaza ve ödenen tazminatlardan sorumlu olduğunu beyan ederek davanın kabulü ile davalının takibe, borca, asıl alacağa ve faize ilişkin haksız ve kötüniyetli itirazlarının iptali ile———-sayılı dosyasının devamına, davalı hakkında alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle müvekkili şirketin —————olup; kazaya karışan ——— plakalı aracın kaza tarihinde müvekkili şirket ticari faaliyetinde işletildiğini, anılan aracın ——– statüsünde araç olup, sürücüsü tarafından park halinde duran ———— plakalı araca çarptığını ve de aracın büyüklüğü sebebi ile araç sürücüsü tarafından kaza fark edilmeyerek sürüşe devam edildiğini, maddi hasara uğramış olan araç işleteni tarafından ise olay mahaline kolluk güçleri çağrıldığını, kamera kayıtları nezdinde yapılan araştırma neticesinde de müvekkili şirkete ait —— plakalı aracın park halinde duran araca maddi hasara neden olacak şekilde çarpmış olduğunu ve de kazanın oluşuna göre de %100 kusurlu olduğu tespit edilerek kaza tespit tutanağı tanzim edildiğini, zarara uğrayan ———— tarihinde davacı sigorta şirketine uğranılan zararın tazmini talebinde bulunulduğunu, davacı sigorta şirketi tarafından ise söz konusu başvuruya yanıt verilmediğini, zararın tazmin edilmediğini, bunun üzerine zarara uğrayan şirket tarafından davacı sigorta şirketi aleyhine —- başvuru yapılmış olup;—————sayılı dosya ile görülen uyuşmazlık neticesinde ——– tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketinden tahsiline karar verildiğini, davacı sigorta şirketi tarafından anılan karara itiraz edilmediğini , söz konusu bedelin zarar görene ödenerek itiraza ve davaya konu——— sayılı dosyası ile müvekkili şirket aleyhine icra takibine konu edilerek müvekkili şirkete ödenen bedelin rücu edildiğini, davacının davalı müvekkil şirkete rücu etme hakkı hukuken bulunmadığı gibi rücu şartlarının da oluşmadığını, her ne kadar davacı sigorta şirketi tarafından davalı müvekkil şirkete ait aracın ağır kusurlu ve de kasti davranışı sebebi ile ödenen tazminatın rücuya konu edildiği ileri sürülmüş ise de gerek müvekkili şirketin, gerek ise araç sürücüsünün kasti bir davranışı veyahut da ağır kusuru bulunmadığını,——-tanımlamalara göre sürücünün salt yüzde yüz kusurlu olmasının kasıt ve de ağır kusur olarak nitelendirilemeyeceğini , davalı şirketin istihdamı olan sürücünün söz konusu kazayı kasti bir bilinçle gerçekleştirdiği iddia edilemeyeceği gibi ispata muhtaç iş bu sebeple rücu hakkının doğmayacağını, her ne kadar davacı sigorta şirketi tarafından “Sigorta ettirenin, rizikonun gerçekleşmesi halinde, beş gün içinde ihbar, koruma ve kurtarma önlemleri alma, bilgi ve belgeleri gecikmeksizin verme, açılan davayı duyurma, başka sigorta sözleşmeleri varsa bunları bildirme yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olması sebebi ile rücu edildiği belirtilmekte” ise de anılan kazanın, müvekkili şirketin bilgisi dahilinde olmadığı gibi müvekkili şirkete ait araç sürücüsü tarafından tedbirsiz şekilde araç kullanma neticesinde söz konusu kazanın meydana geldiğinin müvekkili şirket tarafından bilinmediğini, bu sebeplerle de rücu hakkının mevcut olmadığını beyan ederek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine ve ——– sayılı icra takibinin iptaline karar verilmesini, kötü niyeti aşikar olan davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleriyle avukatlık ücretinin dahi davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkememizce tensip zaptı ile davacı sigorta şirketine müzekkere yazılarak —numaralı poliçe ve hasar dosyasının istenilmesine, ——dosyanın istenilmesine,—— üzerinden istenmesine karar verilmiş olup, müzekkere cevapları dosya içerisine alınmıştır.——— sayılı dosyasının incelenmesinde alacaklı davacı şirket tarafından dosya borçlusu davalı aleyhine olarak 24.845,87 TL asıl alacak , 306,32 TL işlemiş reeskont avans faizi olmak üzere toplam 25.152,19 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliği edildiği, dosya borçlusu davalı tarafından icra dosyasına borca ve faize itiraz üzerine icra takibinin durduğu görülmüştür.
Talimat mahkemesince dinlenen davalı tanığı ——— “Ben davalı ——- satış şirketinin yetkili sigorta acentasıyım, davaya karışan ——– plakalı aracın sigortasını da ben yaptım kazayı bilmiyorum, kaza günü bana bildirimde bulunuldu, bende sigorta şirketini arayarak hasar dosyasını açtım, karşı taraf zararın karşılanması için ———- karşılamayınca ——- başvurmuş buradan zararını alınca —— ödediği bedelin kendi sigortalısına rücu etmek için bu davayı açmış neden böyle bir talepte bulundu bilmiyorum normalde ———sigorta poliçelerini yapmıştır, şirketin araçları büyük araçlardır, tırdır, diğer araca çarpmış ancak çarpmayı fark edememiş olay yerini terk etme gibi bir kastı bulunmuyor diye biliyorum” şeklinde ; tanık Mahkememizce yeniden dinlendiğinde “Ben talimat mahkemesinde vermiş olduğum ifadeyi bir husus hariç olmak üzere tekrar ederim. Kabul etmediğim husus sigorta şirketini arayarak hasar dosyasını açtığıma ilişkin beyandır. Oysa ki ben herhangi bir şekilde hasar dosyası açmadım. Aksine hasar dosyası açıldığını ihbar kaydından gördüm. Zaten hasar dosyası açıldığında bizim herhangi bir ekleme yapmamıza gerek kalmamıştır. Bilgim ve görgüm bundan ibarettir. Tanıklık ücreti talebim yoktur,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce dinlenen davalı tanığı ———Ben davalı şirkete ait araçların teknik bakım onarım operasyon sorumlusuyum. Kaza olduğundan bizim haberimiz yoktu. Olayın üzerinden baya bir zaman geçtikten sonra sigorta şirketi tarafımıza rücu ettiğinde bunu öğrendik. Aracın kontrollerini de yaptığımda herhangi bir ezik, çizik, hasar olmadığından bu duruma anlam veremedik. Ancak aracın ———demirdir. Kazaya karıştığı iddia olunan araç da tırdır. Çarptı ise de belli olmayabilir. ” şeklinde ; tanık——-“Ben kazaya karıştığı iddia olunan tırın sürücüsüyüm. Kör noktamda kaldığı için dava dışı aracı fark edemedim. Şirkete gittiğimde şirkettekiler bana aracın sürtünmüş olduğunu bana söylediler. Ben de orada fark ettim. Kaza olduğu iddia olunan anda bana kimse bir şey söylemedi. Kasıtlı olarak herhangi bir davranışım yoktur. Beni durduran da kimse olmadı. Söylemiş olduğum üzere şirkete gittiğimde şirket müdürü aracın sürtülmüş olduğunu bana söyledi.” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Mahkememizce dosyanın kusur durumunun tespiti ve rücu talebine ilişkin esaslar yönünden Makine Mühendisi ve Sigorta Uzmanı bilirkişi heyetine tevdii ile bu hususlar hakkında rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş , alınan 15/03/2023 tarihli bilirkişi heyeti raporunda sürücü ve araç kaza mahallinin terk eden——— plakalı aracın S2/1-b “Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak”, 84/1-1 “Park için ayrılmış yerlerde veya taşıt yolu dışında kurallara uygun olarak park edilmiş araçlara çarpma” 81/d “Kazayı; yetkili ve görevli memurlara bildirmek, bunlar gelinceye kadar veya bunların iznini almadan kaza yerinden ayrılmamak ” maddelerine aykırı davranmış olup, gerçekleşen kazada asli ve tam kusurlu olduğu, park halindeki — plakalı araç atfi kabil kusurunu olmadığı , ——— ilamında olay yeri terkin, zararın artmasına neden olması ve sigorta şirketinin zararın artmış olduğuna ilişkin somut delil sunması gerektiği, ——– ilamında sadece olay yerini terk etmenin sigorta şirketinin sigortalısına rücu etmesi için yeterli olmayacağı, kazanın sürücünün ağır kusuru ile meydana geldiğinin, sürücünün ehliyetsiz olduğunun, sürücünün alkollü olduğunun ispatlanmasına ihtiyaç bulunduğunun belirtildiği ancak —–yukarıda belirtilen içtihatları mevcutsa da ————sayılı ilamları ile görüşün değiştiği ve sigortalı araç sürücüsünün olay yerinden firar etmesi sonrasında, sürücünün olay yerini yaralanmadan kaynaklı veyahut başka bir zorunlu sebebe istinaden terk ettiğine dair delil sunulmamış olmasına dayalı olarak sigorta şirketinin sigortalısına rücu edebileceği görüşü oluşturulduğu , davaya konu olayda davalı tarafa ait araç sürücüsünün hastaneye gittiğine, can güvenliği nedeni ile ayrıldığına dair bir tespit ve belge mevcut olmadığı, bu durumda olay yerinden zorunlu nedenle ayrılma durumunun mevcut olmadığı, davacı sigorta şirketinin davalı sigortalısına rücu edebileceği bildirilmistir.Tüm dosya kapsamına göre; davanın, olay yerini terk nedenine dayalı rücuen tazminat talebine dayanak yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davalının —- plaka sayılı aracı—–kapsamında davacı şirketin sigortalısı olduğu,— plakalı aracın—–tarihinde park halindeki—— plakalı araca çarparak maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, ——- plakalı araçta meydana gelen hasar neticesinde —– İcra Dairesi nezdinde başlatılan icra takibi kapsamında — tutarında davacı şirket tarafından tazminat ödemesi yapıldığı ,——-sigortanın, sigortalıya rücu hakkının ———- başlıklı maddesinde düzenlendiği , ilgili maddede “Sigortalıya tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise, tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş ise , aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar var ise , tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise, sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa, tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse, bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde” denilerek, sigortacının sigortalıya rücu edebileceği durumların belirlendiği , bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde sigorta şirketinin zarar gören 3. kişilere ödediği tazminatı sigortalısına rücu hakkı bulunduğu, bedeni hasara neden olan bir trafik kazası sonucu sigortalı araç sürücüsü olay yerini terk etmişse olay yerini terk sebebinin tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu bir hal sebebine dayanması gerektiği , ——– kapsamında ——–sigortalısına rücu hakkının doğumu için iki sebebin bir arada bulunması gerektiği, poliçe genel şartlarında maddenin kapsamı “bedeni hasar ile” sınırlandırılmış olup, yalnızca maddi hasar meydana gelen kazaların özellikle rücu kapsamına almadığı, somut olayda ise bedeni hasar meydana gelmediği, her ne kadar bilirkişi heyeti raporunda davalı şirkete ait araç sürücünün meydana gelen kazada tam kusurlu olduğu belirtilmiş ise de —– kapsamında bu davranışın kasti bir hareketi veya ağır kusuru olarak nitelendirilemeyeceği , diğer rücu sebeplerinin de somut olayda gerçekleşmediği anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan davanın başında alınan 303,78 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye kalan 123,88 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yatırılan gider avansından kullanılan 2,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
5-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
6-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 9.200 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.560 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/05/2023