Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/613 E. 2023/250 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/613 Esas
KARAR NO : 2023/250

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 19/08/2022
KARAR TARİHİ : 23/03/2023
DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 19/08/2022 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı borçlu—- arasında şirket defterlerinin tutulması, bilanço, gelir tablosu ve vergi beyannamelerinin düzenlenmesi-tasdik işlemlerinin yapılması hususlarında sözlü hizmet sözleşmesi ile anlaşıldığını, müvekkil şirket tarafından davalı borçlu şirkete muhasebe hizmeti verilmişse de; davalı borçlunu cari hesap ekstresinde de görüleceği üzere bakiye toplam 19.174,00 TL muhasebe ücretini ödemediğini, bakiye 19.174,00 TL muhasebe ücretinin ödenmesi hususunda davalı borçlu şirket yetkilileri ile defalarca iletişime geçilmişse de; bakiye muhasebe ücreti ödenmediğini, muhasebe ücreti alacağının tahsil edilememesi sebebiyle; söz konusu hizmet sözleşmesine ve ekte sunulmuş cari hesap ekstresine istinaden —–Esas sayılı icra dosyası ile 19.174,00 TL asıl alacak üzerinden davalı borçlu —– aleyhine 05/07/2021 tarihinde genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, d avalı borçlu İbradi ——05/07/2021 tarihinde başlatılan icra takibine 08/07/2021 tarihinde itiraz ettiğini ve takibin itiraz tarihi itibariyle durduğunu, borçlu vekilinin itiraz dilekçesinde asıl alacağa itirazının yanında faize, faiz oranlarına ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiğini, borçlunun asıl alacağa itirazının yanında faize ve faiz oranlarına itirazının çelişki içerdiğini, ayrıca davalı borçlu şirketin itiraz dilekçesinde itiraza ilişkin hiçbir gerekçe belirtilmediğini, söz konusu itirazın, takibi durdurmaya yönelik olduğunu,işbu kötüniyetli itiraz nedeniyle davalı aleyhine alacak değerinin 20%’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 25/08/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Müvekkil şirket aleyhinde ——dosyasında takip başlatıldığını, takibe süresi içerisinde itiraz edildiğini, takibin devamı için işbu davanın açıldığını, davacı alacaklı şirket —— inşaat yapımı müteahhitlik şirketi olduğunu, muhasebe hizmetleri yapması ve yerine getirmesinin ilgili mevzuatlar gereği imkansız olduğunu, böyle bir hizmeti vermesinin hukuken mümkün olmadığını, bu sebeple davacı alacaklı şirketin muhasebe hizmetleri vermesi için bir sözleşme yapmasının da mümkün olamayacağı gibi muhasebe hizmetlerinden dolayıda alacağı olamayacağını, muhasebe hizmetlerinin yasalar gereğince muhasebeci ve mali müşavirler tarafından icra edilmekte olduğunu, özel şahıslar tarafından serbest meslek gurubunda mesleki faaliyetlerini yürütmediklerini, müvekkilin şirketin 30 Eylül 2020 tarihine kadar muhasebecisi olduğunu ve dava dışı 3.kişi muhasebeci ve mali müşavir —- olduğunu—– müvekkile bir süre bu hizmeti sunduğunu ve hizmet alındığı sürece ücretleri de müvekkil şirket tarafından ödendiğini, müvekkilin muhasebe hizmetlerinden kaynaklanan hiçbir şirket ve muhasebeci ve mali müşavir kişiye borcu olmadığını, davacı tarafın takibe konu alacakta icra takibi başlatmada ve dava açmakta aktif husumet sıfatı olmadığını, dava sıfatı olmadığını, haksız ve hukuka aykırı davanın aktif husumet yokluğu sebebi ile reddini, davacının kötüniyetli takip yapması sebebi ile %20 icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı tarafından davalıya muhasebe hizmeti verilip verilmediği, verilmiş ise davalının hizmet bedelinden sorumlu olup olmadığı, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın haklı olup olmadığı, iptalinin gerekip gerekmediği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, itirazın iptaline ilişkindir.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden tarafların ticari sicil kayıtları celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.—– Esas sayılı dosyası celp ve tetkik edilmiştir.Bilirkişi 05/01/2023 tarihli raporunda özetle; davacı ile davalı şirketlerin 2019 ve 2020 hesap dönemlerine ait ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde; inceleme konusu ticari defterlerden davacı şirkete ait olanların noter tasdiklerinin süresinde yapıldığını, ancak davalı şirkete ait ticari defterlerin noter tasdiklerinin bulunmadığını, davacı şirketin davalı şirkete yasal defter kayıtlarına göre, takip tarihi itibariyle 0,29-TL tutarında borçlu olduğunu, davalı şirketin davacı şirketten incelemeye ibraz ettiği belgelere göre, takip tarihi itibariyle 36.970,40-TL tutarında alacaklı olduğunu, davacı şirketin, 2019 ve 2020 hesap dönemlerine ait ticari defterlerinde davalı şirketten bir alacak kaydına rastlanmadığından sözkonusu defterlerin HMK’nun 222. Maddesi uyarınca davacı lehine delil teşkil etme vasfına haiz olmadığını beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafça, davalıya muhasebe hizmeti verdikleri, davalının hizmet bedelini ödemediği, hizmet bedelinin tahsili amacıyla başlattıkları icra takibine davalının itiraz etmesi üzerine takibin durduğu iddialarıyla eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.Davalı tarafça, davacıdan muhasebe hizmeti almadıkları bu nedenle davacıya borçlarının bulunmadığı iddialarıyla davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.Taraflar arasındaki uyuşmazlığın tespiti için tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş ve davacı defterlerine göre; davacının davalıya 0,29 TL borçlu olduğu anlaşılmış, davalı tarafa usulüne uygun ihtarat yapılmasına rağmen davalı tarafın mazeret bildirmeksizin ticari defterlerini ibraz etmediği, onayı bulunmayan belgeler ibraz ettiği, bu belgelere göre davacıdan 36.970,40 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; davacı ticari defterlerine göredavacının davalıya 0,29 TL borçlu olduğu, davalının ticari defterlerini ibraz etmekten imtina ettiği, davalının ibraz ettiği belgelere göre davacıdan 36.970,40 TL alacaklı olduğu, davacı defterlerinde ve davalı tarafından ibraz edilen belgelerde davacının muhasebe hizmeti verdiğine dair bir delil bulunmadığı, davacının davalıya hizmet verdiğine dair başkaca bir delil sunmadığı gibi dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmadığı bu kapsamda hizmet verdiğini ispat edemediği, davalının takibe itirazının haklı olduğu, davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden kötü niyet tazminatının koşularının oluşmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
3-Yargılamanın başında alınan 191,47 TL peşin harçtan alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile fazla yatan 11,57 TL’nin davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —–Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.