Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/61 E. 2022/305 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/61 Esas
KARAR NO : 2022/305

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2022
KARAR TARİHİ : 19/04/2022

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu — havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkil — Şirketinin, — — şirketi olduğunu, davalı/borçlu — tarihinde abonelik başlatıldığını, — satışı gerçekleştirildiğini ve — hizmeti sağlandığını, ——doğrultusunda — ——nedeniyle davalıya verilen hizmet neticesinde müvekkil şirketin davalıdan ——-alacağı bulunduğunu, ancak davalı tarafından borcuna karşılık ödemeler yapılmadığını, müvekkil şirketin davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine— dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, ilgili dosyadan davalıya ödeme emri tebliğ edildiğini, davalı tarafın takibe ilişkin olarak husumet itirazı ile takibe, borca, faiz oranına, işlemiş faize, ve borcun tüm ferilerine haksız olarak itiraz ettiğini ve takip dosyasının davalı tarafın itirazı ile durdurulduğunu, davalı tarafça yapılmış olan itirazın, haksız ve kötü niyetli olduğunu, itirazın iptaline, takibin devamına, davanın kabulüne, dvalı/borçlu aleyhine %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 07/03/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı yanın iddialarının asılsız olduğunu, davacı yanın —-ortaklığı bahse—- sözleşmesinin tarafı olmadığını, bu sözleşmenin —- akdedildiğini, iş ortaklığı adına davacı yanla hiçbir surette sözleşme imzalanmadığını, bu nedenle davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, ayrıca alacağın zaman aşımına uğradığını, davanın zaman aşımı nedeni ile reddi gerektiğini, dava dilekçesine konu faturalar hiçbir suretle davalı müvekkil iş ortaklığına bildirilmediğini, dolayısıyla da faturalara yasal itiraz hakkının kullanılmadığını, davalı müvekkilin, haksız yere düzenlenen faturalardan davaya konu icra takibi sonucu haberdar olduğunu, davacının böyle bir borcunun varlığından dahi haberi olmadığını, açma kapama bedellerinin haksız yere alındığını, müvekkilin iş ortaklığının açma kapatma bedellerinden sorumlu olmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, davanın reddine, davalı/borçlu aleyhine %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, iletişim hizmetinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak,—– alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen——-dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların —- getirtilmiş, — dairesinden tarafların — celp edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, —sözleşmesi nedeniyle verilen hizmet bedelinin ödenmediği iddiasıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı …— Taraf ehliyeti bir davada taraf olabilme yeteneğini ifade eder. Taraf ehliyeti, —- medeni haklardan yararlanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Buna göre medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek yada tüzel kişi davada taraf ehliyetine sahip kabul edilmelidir. 6098 sayılı TBK 620 vd.maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın taraf ehliyeti yoktur. Bu nedenle adi ortaklığa ilişkin davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adi ortaklık tarafından açılacak davaların iştirak halinde mülkiyet hükümleri gereği bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerekir. Adi ortaklığa karşı açılacak davaların ise adi ortaklığın bütün ortaklarına karşı açılması gerekmektedir.
Taraf ehliyeti 6100 sayılı HMK nun 114/1-d maddesi gereğince dava şartlarından olup taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece res’en nazara alınabilecektir. Davadaki bu şartın olmaması halinde Yargıtay’ın değişik muhtelif kararlarında belirtildiği gibi, davacı vekiline bu dava eksikliğini gidermesi yönünde süre ve yetki verilebilecektir. Ancak, davamıza konu istem İİK nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davası için yetkili icra dairesinde usulüne uygun olarak yapılmış bir icra takibinin bulunması gerekir. İcra takibinin usulüne uygun olması koşullarından biri de icra takibinin taraflarının da taraf ehliyetine sahip olmalarıdır. Davaya konu—-Esas sayılı takip dosyasında , takip talebinde borçlu olarak dava dilekçesinde olduğu gibi ..— gösterildiği , bu talebe uygun olarak da ödeme emrinin de düzenlendiği görülmektedir. Bu durumda , icra takibinin de taraf ehliyeti olmayan adi ortaklık aleyhine başlatılmış ve devam edilmiş olduğundan, icra takibi usulüne uygun değildir. İcra takibinin usulüne uygun olmaması kamu düzenine ilişkin olup, mahkememizce res’en gözetilmesi gereken bir husustur.
Davacı tarafa davadaki eksikliği giderebilmesi için süre ve yetki verilmesi de, geçmişe etkili olarak yeniden icra takibi yapılmasının olanaksız olması nedeniyle, mümkün değildir.
Tüm bu nedenlerle itirazın iptali davası açılması için gerekli usulüne uygun yapılmış icra takibi bulunmadığından, eldeki davada özel dava şartının bulunmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının davacı tarafça peşin yatırılan 223,53 TL’den mahsubu ile fazla yatan 142,83 TL’nin davacı tarafa iadesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca arabulucuya ödenmesi gereken— arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Yatırılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.