Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/601 E. 2023/383 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/601 Esas
KARAR NO: 2023/383
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 16/08/2022
KARAR TARİHİ: 09/05/2023

DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu 16/08/2022 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında servis taşımacılığı konusunda ticari bir ilişki bulunduğunu, davalıya verilen taşımacılık hizmetinden kaynaklı alacağın bulunduğunu, davalının borcunu ödememesi üzerine ——- esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının haksız ve dayanaksız bir şekilde icra takibeni itiraz ettiğini, davalının itirazının iptaline ve takibin devamına, yargılama giderlerinin de karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili Mahkememize sunduğu 27/09/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafından başlatılan takibin haksız olduğunu, taraflar arasındaki anlaşma gereğince davacının işi gereği gibi yerine getirdiği süre boyunca ödemelerin tam ve eksiksiz olarak yapıldığını, ancak davacının işe geç kalması ve işi gereği gibi yapmaması sonucu işin hiç yapılmamış olmasından daha kötü neticeler meydana geldiğini, davacının işini aksatması nedeniyle ücrete hak kazanmaksızın fatura tanzim ederek müvekkilinden alacağının olduğunu iddia etmesinin hakkaniyetle bağdaşmadığını, hatta servis şoförlerinin gelmediği ya da işini aksattığı her gün müvekkilinin kendi şahsi hesabından ödeme yapmak zorunda kalarak ayrıca haksız fiil nedeniyle zarara da uğradığını, beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı tarafından davalıya taşıma hizmeti verilip verilmediği, taşıma hizmeti verilmiş ise taşıma bedelini davalıdan talep edip edemeyeceği, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın haklı olup olmadığı, iptalinin gerekip gerekmediği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.

DELİLLER:Celp ve tetkik edilen ——– sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Vergi dairesine müzekkere yazılarak davalının 2022 Mart-Nisan dönemine ilişkin ba formları celp edilmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.
Bilirkişi 02/03/2023 tarihli raporunda özetle; davacı yanın ticari defterlerinde yapılan inceleme neticesinde, davaya konu faturanın kayıtlı olduğunun tespit edildiği, ancak davacının basit usulde defter tutan ve “defter beyan sistemi” olarak adlandırılan, sadece aldığı ve düzenlediği faturaların kayıtlı olduğu, yaptığı ve aldığı ödemelerin işlenmediği sistemdeki defter mükellefi olduğunu, bu sistemde defter üzerinden alacak veya borç bakiyesinin tespit edilemediğini, defterlerin dışındaki tevsik edici ödeme belgelerinin esas alınarak belgesel bir tespit yapılmasının teknik olarak mümkün olduğunu, davalının bağlı olduğu vergi dairesinden istenen Ba-Bs formları geldiğinde davaya konu davacının alacağına dayanak yaptıği faturaların tebellüğü ve vergi dairesine bildirilip bildirilmediğinin edilmediğinin tespit edilebileceğini, davalının davacıdan aldığı hizmetin “gereği gibi yapılmadığı ” yönündeki savunmasının da belgesel olarak izaha ve ispata muhtaç göründüğünü, davacı yanın davalı yanı takiple temerrüde düşürdüğünü, davacının talep ettiği faizin infaz anında icra müdürlüğünce hesaplanacağını beyan ve rapor etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafça, davalıya servis ile taşıma hizmeti verildiği, davalının taşıma bedelini ödemediği, taşıma bedelinin tahsili amacıyla başlattıkları icra takibine davalının itiraz etmesi üzerine takibin durduğu iddialarıyla eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça, davacı ile aralarında alt taşıma ilişkisi olduğu, davacının taşıma işini tam ve eksiksiz yaptığı dönemde taşıma bedelinin ödendiğini, ancak daha sonra davacının işi gereği gibi yapmadığını ve savsakladığını bu nedenle zarar uğradıklarını ve gereği gibi yapılmayan taşıma bedelini ödemediklerini takibin haksız olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Dava, taşıma ilişkisinden kaynaklı taşıma bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın tespiti için tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş ve davacı defterlerinin “defter beyan sistemine” göre tutulması nedeniyle alacak borç hesaplaması yapılamadığı ancak takibe dayanak faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmış, davalı tarafa usulüne uygun ihtarat yapılmasına rağmen davalı tarafın mazeret bildirmeksizin ticari defterlerini ibraz etmediği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nun 222/3. Maddesinde; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. ———- Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklinde düzenleme ile taraflardan birisinin defterinde yer alan kayıtların diğer tarafında defterinde yer alması halinde ispatlanmış olacağı, taraflardan birisinin defterinde kayıt bulunması, diğer tarafın mazeretsiz olarak ticari defterlerini ibraz etmemesi halinde de defteri ibraz eden tarafın defterinde kayıtlı olan hususun ispat edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davacı ticari defterlerinde takibe dayanak faturaların kayıtlı olduğu, davalının mazeretsiz olarak ticari defterlerini ibraz etmekten imtina ettiği, davalı tarafça servis hizmetinin gereği gibi verilmediği iddia edilmiş ise de bu iddiasını ispata yarar somut delil sunamadığı, bu nedenle işin gereği gibi yapılmadığı iddiasını ispat edemediği, yapılan iş bedelinin ödendiğine dair bir iddia ve ispatının da bulunmadığı, bu kapsamda davacının——— takip dosyasına konu ettiği—– alacağın HMK 222/3.maddesi uyarınca ispat edilmiş olduğu, bu nedenle davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın haksız olduğu, iptalinin gerektiği, tarafların tacir olmaması nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiği, alacağın likit ve bilinebilir olması nedeniyle icra inkar tazminatının yasal koşullarının oluştuğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun,——–sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 352,48 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 88,12 TL’nin mahsubu ile bakiye 264,36‬ TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 5.160,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan ve 80,70 TL başvurma harcı, 1.500,00 TL bilirkişi masrafı, 106,00 TL posta ve tebligat giderinden oluşan yargılama gideri ile peşin harç olarak alınan 88,12 TL olmak üzere toplam 1.774,82 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.560,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, miktar itibariyle kesin olmak üzere açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/05/2023