Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/599 E. 2022/881 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/599
KARAR NO : 2022/881

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 15/08/2022
KARAR TARİHİ : 14/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 15/08/2022 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili —–ortağı olduğunu, şirketin tasfiyesi için—–Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava ikame edildiğini ve mahkemenin —— Karar sayılı kararı ile şirketin fesih ve tasfiyesine karar verildiğini, kararın tebliğ işlemleri sonucunda 12.11.2011 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiğini, müvekkilinin adı geçen işlemleri özellikle emekli sandığından emekli olabilmek için başlattığını, sürecin birçok defa sekteye uğradığını, şirket tasfiye kararı sonrasında İş Mahkemesinde hizmet tespiti davası açıldığını, anılan dava yargılaması da uzun yıllar aldığını, Ticaret Mahkemesi kararı ile İş Mahkemesi kararının kesinleşmesinden sonra kararların—– kurumuna teslim edildiğini, bu kez —–Asliye Ticaret Mahkemesi kararının —— tescil ve ilanını talep ettiğini, ——talebi üzerine bu kez tasfiye kararının tescil ve ilanı için sicil müdürlüğüne müzekkere yazıldığını, müzekkere tarihinden önce şirket hakkında ticaret sicil memurluğunca re’sen terk işlemi uygulandığını, bu nedenle tescil ve ilan işleminin yapılamayacağının belirtildiğini, mahkemenin şirketin tasfiyesi kararının re’sen terk nedeni ile ilan edilmediğinden müvekkilinin emekli olamadığını, ticaret sicil müdürlüğünce ihya kararına ihtiyaç duyulduğunun belirtildiğini, ihya kararı ile tasfiye kararı birlikte ilan ve tescil edilebileceğini belirterek ——- münhasıran tasfiye işlemlerinin tamamlanmasını sağlayan tescil ve ilan işlemine yönelik olmak üzere şirketin ihyasına, yargılama masraf ve ücretlerin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili 06/09/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; mahkemece davanın kabulüne kanaat getirilmesi hâlinde; Yargıtay içtihatları gereğince, sermaye artırım yükümlülüğünü yerine getirmediği için ticaret sicilinden re’sen terkin edilen şirketin, tekrar ticari faaliyetlerine devam edebilecek şekilde ihyasına (ek tasfiyesine) karar verilmesi mümkün olmadığından; taleple bağlı kalınarak, dava konusu şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilen——sayılı ilâmının tescil ve ilanı ile sınırlı olarak dava konusu şirketin ek tasfiyesine karar verilebileceğini ve tasfiye memuru atanması gerektiğini, Ticaret Sicili Müdürlüğünün, 6102 Sayılı TTK m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem işlem yaptığını, Ticaret Sicili Müdürlüğünün Ticaret Sicili’ne tescil konusundaki taleplerinin, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirerek sonucu bağlayacağını, yargı merci gibi hareket edemeyeceğini, yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı vereceğini, aksi hâlde, gerekçe göstererek tescil talebi reddedeceğini, müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğünün re’sen terkin işlemi, “6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi”, “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş —–Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5’inci maddesi”, “6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi” ve —– Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi ——Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi” kapsamında tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğünde —–ticaret sicil numarası ile kayıtlı bulunan ——- dosyasında yapılan incelemede, şirketin “6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi”, “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş —— İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5’inci maddesi”, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi ve—– Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve Kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi —— Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi kapsamında; “sermayesinin yasal tutarının altında olduğu” hususunun belirlenmesinin ardından, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7’nci maddesi ile “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş —— İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 5’inci maddesi gereğince re’sen terkin kapsamına alındığını, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 15.08.2014 tarihinde sicil kaydının re’sen terkin edildiğinin anlaşıldığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun Geçici 7’nci maddesi uyarınca, resen terkin kapsamına alınan şirketlerin, bu durumun kendilerine tebliğinden itibaren iki ay içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldırarak buna ilişkin ispat edici belgeleri Ticaret Sicil Müdürlüğüne ibraz etmesi ya da şirketin faaliyetinin devamının mümkün olmaması halinde aynı süre içerisinde tasfiye memurunu bildirmesi, ayrıca şirketin davacı ya da davalı sıfatıyla sürmekte olan davasının bulunması halinde buna ilişkin yazılı beyanı Ticaret Sicili Müdürlüğüne vermesi gerektiğini, müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğünce söz konusu şirkete, belirtilen süre içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldıran işlemlerin yerine getirildiğinin ispatlayıcı belgelerle birlikte bildirilmemesi ya da tasfiye memurunun bildirilmemesi hâlinde söz konusu şirketin unvanının ticaret sicilinden silineceği, şirkete ait malvarlığının kaydın silinme tarihinden itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu ihtarında bulunulduğunu, ihtara rağmen söz konusu şirket yukarıdaki yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ilanın ihtarın ulaşmadığı durumlarda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu geçici madde 7/f.4-a’da, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat hükümleri yerine geçtiği hükme bağlandığından; müvekkil tarafından davaya konu şirkete yapılan ihtarın (bildirimin), dava konusu şirketin eline ulaşmadığı bir an için kabul edilse dahi, müvekkilin re’sen terkine ilişkin prosedürde bir eksik işlem yaptığından bahsetmenin mümkün olmayacağını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle müvekkil Ticaret Sicili Müdürlüğünün yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, re’sen terkin işleminin hukuka ve kanuni prosedüre uygun olduğu gibi, davacı vekilince re’sen terkin işleminin eksik veya usulsüz olduğuna dair bir iddia ileri sürülmediğini belirterek müvekkili Müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibarıyla—–Ticaret Sicil Müdürlüğünden resen terkin edilen “—– Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin —– Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin) ——– Karar sayılı şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin kararın—— Ticaret Siciline tescil ve ilanı ile sınırlı olmak kaydı ile ihyası istemine ilişkindir.Yöntemine uygun duruşma açılmış taraf kanıtları toplanmıştır. Tarafların aktif ve pasif ehliyetleri denetlenerek uyuşmazlık noktaları resen belirlenerek sonuca gidilmiştir.
İhyası istenilen şirketin celp olunan ticaret sicil dosyasının incelenmesinde; ihyası istenilen—— Şirketi’nin 6102 Sayılı TTK.nun Geçici 7.maddesine göre 15/08/2014 tarihinde resen terkin edildiği anlaşılmıştır.
—–Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin ——- Esas sayılı dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde; mahkememiz dosyası davacısı—–tarafından % 50 ortağı olduğu ve ihyası istenen şirket ile dava dışı ——- aleyhine şirketin feshi talepli dava açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile ihyası istenen —— fesih ve tasfiyesine karar verildiği ve kararın 12/11/2011 tarihinde kesinleştiği, ancak iş bu kararın ——Ticaret Sicil Müdürlüğüne tescil ve ilan işlemlerinin yapılmadığı, ticaret sicil dosyasının incelenmesinde de şirketin 6102 sayılı TTK.nun Geçici 7. Maddesine göre 15/08/2014 tarihinde resen terkin edildiği görülmüştür.6102 sayılı TTK.nun Geçici 7/15 ‘nci maddesi; “Bu maddede düzenlenmeyen hususlarda ilgili kanun ve esas sözleşmelerde öngörülen usullere göre hareket edilir. Bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek malvarlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal eder. Hazine bu şirket ve kooperatiflerin borçlarından sorumlu tutulmaz. Tasfiye memurlarının sorumlulukları konusunda, özel kanunlardaki sorumluluğa ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun veya Kooperatifler Kanunu hükümleri uygulanır. Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Her ne kadar ihyası istenilen şirketin——-Ticaret Sicil Müdürlüğünden sicilinin terkin tarihi olan 15/08/2014 tarihi nazara alındığında dava tarihi olan 15/08/2022 tarihi itibariyle 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği görülmekte ise de davacı tarafından davaya dayanak gösterilen —— Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin ——-Karar sayılı kesinleşen fesih ve tasfiye kararı bulunduğundan bu kararın tescil ve ilanı gerektiğinden mahkememizce hak düşürücü süre nazara alınmayarak davacının hukuki yararı bulunduğu da göz önüne alınarak—–Ticaret Sicil Müdürlüğünün —– sicil numarasında kayıtlı iken şirketin 15/08/2014 tarihinde sicilden resen terkin edilen ——Karar sayılı şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin kararın——- Ticaret Siciline tescil ve ilanı ile sınırlı olmak kaydı ile TTK 547. maddesi uyarınca ek işlemler sonuçlanıncaya kadar ihyasına ve tasfiye memuru olarak şirketin son yetkilisi——atanmasına, davanın niteliği ve davalı tarafın yasal hasım olması nedeniyle davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamak suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1.Davanın kabulü ile;—– sicil numarasında kayıtlı iken şirketin 15/08/2014 tarihinde sicilden resen terkin edilen ——- Karar sayılı şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin kararın—–Ticaret Siciline tescil ve ilanı ile sınırlı olmak kaydı ile İHYASINA,
2-Şirketin ek tasfiyesi için Ticaret Sicil’ine tesciline
3—— Karar sayılı kararın ——Ticaret Sicil Müdürlüğüne tescili ve ilanı ile sınırlı olmak kaydı ile Ek tasfiye işlemlerinin Tasfiye Memuru olarak şirketin son yetkilisi olan —— tarafından yürütülmesine,
4-Karar kesinleştiğinde ihya edilen şirketin sicile tescil işlemlerinin yapılabilmesi için gerekçeli kararın —–gönderilmesine,
5-Alınması gereken harç peşin olarak alındığından başkaca alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davanın mahiyeti gereği davalı——Sicil Müdürlüğünün yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına,
8-Karar kesinleştiğinde Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı ve vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile—— Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.